Juhani Pallasmaa – Düşünen El (2025)

Juhani Pallasmaa’nın bu kitabı, mimarlıkta bedenin bilgeliğini ve sezgisel düşüncenin önemini vurgulayan felsefi bir manifesto. ‘Düşünen El: Mimaride Varoluşsal ve Bedenleşmiş Bilgelik’ (‘The Thinking Hand: Existential and Embodied Wisdom in Architecture’), elin yalnızca bir araç değil, düşüncenin etkin bir parçası olduğunu gözler önüne seriyor. Modern mimarlığın yalnızca görsel estetikle sınırlı kaldığını ve bedenin bütüncül algısının ihmal edildiğini savunuyor. Ona göre, tasarım süreci yalnızca zihinsel bir etkinlik değil, aynı zamanda dokunsal, ritmik ve bedensel bir pratiktir.

Kitap, elin tarih boyunca sanat, zanaat ve düşünceyle kurduğu ilişkiyi ele alırken, zihin-beden ayrımına karşı çıkıyor. Pallasmaa, Descartes’tan bu yana yerleşen dualist anlayışın mimarlık pratiğini mekanikleştirdiğini belirtiyor. Bu anlayışın yerine, bedenin hafızasını, sezgisel bilgeliğini ve duyusal deneyimlerini merkeze alan bir yaklaşımı öneriyor. Özellikle elin öğrenen, hisseden ve düşünen bir uzuv olduğunu vurgulayarak, ustalığın yalnızca teknik bilgi değil, aynı zamanda bedensel farkındalıkla inşa edildiğini ifade ediyor.

Pallasmaa, ustaların ellerinde şekillenen yapıların bir tür “bedensel düşünce” ürünü olduğunu söylüyor. Bu düşünce, yalnızca fiziksel formda değil, mekânın ruhunda, malzemeyle kurulan ilişkide ve kullanıcıyla yaşanan etkileşimde hayat bulur. Elin düşünsel katılımı olmadan yapılan tasarımların, ruhsuz ve yüzeysel kalacağını savunuyor.

Sonuç olarak bu kitap, mimarlığı salt teknik bir üretim değil, insanın varoluşsal deneyiminin bir yansıması olarak görüyor. Kitap, hem mimarlara hem de sanatla uğraşanlara; zanaat, beden ve bilgelik arasındaki ilişkiyi yeniden düşünmeleri için derinlikli bir davet.

  • Künye: Juhani Pallasmaa – Düşünen El: Mimaride Varoluşsal ve Bedenleşmiş Bilgelik, çeviren: Ayşegül Yıldırım, İnka Kitap, inceleme, 152 sayfa, 2025