Çaylakçı Mehmet Tevfik – İstanbul’da Bir Sene (2024)

“Çaylak” Mehmet Tevfik (1843-1893), sözlü halk kültürünü, gündelik dili ve bunun örneklerini kaleme almasıyla tanındı.

Yaşadığı dönemin fıkralarını, eskinin lâtife ve nüktelerinin derleyerek yarattığı sayısız metin folklorumuz için eşi bulunmaz bir arşiv teşkil eder.

‘İstanbul’da Bir Sene’, 19. yüzyılın geleneklerini, âdetlerini, gündelik hayatının yaşayan bir envanterini çıkarır. Çaylakçı modernitenin beğenileri nasıl dönüştürdüğünün, yaşanan hızlı Batılılaşmanın eskiyi nasıl süratle unutturup tanınmaz hale getirdiğinin farkındadır.

Mehmed Tevfik’in ancak beş faslını –Tandırbaşı, Helva Sohbeti, Kağıthane, Ramazan Geceleri, Meyhane ve İstanbul Akşamcıları– yayımlayabildiği çalışmasını Nuri Akbayar’ın usta işi editörlüğünde, özgün dilinde, özgün taşbaskı resimleri eşliğinde sunuluyor.

  • Künye: Çaylakçı Mehmet Tevfik – İstanbul’da Bir Sene, hazırlayan: Nuri Akbayar, Telemak Kitap, dil, 182 sayfa, 2024

Mahir Ünsal Eriş – Babil Kulesi Kitabı (2023)

Eski Ahit’te yer alan Babil Kulesi anlatısını bilir misiniz?

Hani insanlığın Tanrı’ya ve biraz da “tanrılığa” erişmek için upuzun bir kule inşa etmeye koyularak yaratıcıyı kızdırdığı hikâye…

En nihayetinde Rab, kentin yapımını durdurmak ve bu ortaklaşa çabayı sonlandırmak için nihai planını uygulamaya koyar ve der ki: “Gelin, aşağı inip dillerini karıştıralım ki, birbirlerini anlamasınlar.”

Bu anlatıya göre bambaşka diller ve kelimelerin öyküsü işte böyle başlar.

Hayatının önemli bir kısmını farklı diller öğrenip bir yandan da onları anlamaya vakfeden Mahir Ünsal Eriş, kaleme aldığı ilk kurgu dışı eser olan bu kitapla okurlar için beklenmedik bir yeni evren yaratıyor.

Gündelik hayatımızda hiç çaba sarf etmeden, öylece söyleyiverdiğimiz kelimeler gibi farklı dillerin var oluş öyküleri de önümüze serilirken yapmamız gereken tek şey var: Eriş gibi bir edebiyatçının kaleme aldığı bu olağanüstü araştırmanın tadını çıkarmak.

Kitaptan bir alıntı:

“Dil çok büyülü bir şeydir. İnsan, öğrendiği, kapısını araladığı her dille başka bir insan olur. Çünkü dil öğrenmek yalnızca zihni kelimeler ve gramer kurallarıyla doldurmaktan ibaret değildir. O insan topluluklarının içine bakmaktır; en içine bakmak. Çünkü dilden hiçbir şey saklanamaz. Bir toplumun belleğinde yer eden her şey dilde iz bırakır. Örneğin “bağzı şeyler” dediğimde hepimiz ortak bir anıyı hatırlarız. Çünkü o anı, dilde iz bırakmıştır. Bu anıları, bunca tarihsel, toplumsal, kültürel hengâmeyi diller üzerinden incelemek eşsiz bir eğlencedir. En azından benim için öyledir. Dilerim sizi sıkmaz.”

  • Künye: Mahir Ünsal Eriş – Babil Kulesi Kitabı: Kelime ve Kavramların Dilden Dile Yolculukları, Kafka Kitap, inceleme, 184 sayfa, 2023

Mahir Özkan – Hamşentsnag – Hemşince (2023)

Ülkemizde ne yazık ki genellikle siyasi pozisyonların gölgesinde tartışılan Hemşince gerçeğinin türlü yönleriyle objektif olarak ortaya çıkmasını sağlayacak bir çalışma.

Kitap, tehlike altındaki bir dili yaşatmak için gösterilen çabalara da bir katkı.

Hamşentsnag/Hemşince, Hemşincenin Ermenice ile ilişkisini göstermek için Batı Ermenice ile karşılaştırmalı olarak hazırlanmış.

Başta Karadeniz olmak üzere Türkiye’nin farklı yörelerinde ve yurtdışında yaşayan Hemşinli toplulukların aralarında konuştuğu dil üzerine uzun yıllardır hararetli bir tartışma yürütülüyor.

Çoğu zaman siyasi tercihlerin gölgesinde ve yeterli bilgiye dayanmaksızın yaşanan bu tartışma, özellikle de Hemşincenin Ermeniceyle arasındaki ilişki etrafında dönüyor.

Alanın önde gelen araştırmacılardan Mahir Özkan’ın çalışması ise konuyla ilgili toz bulutunu dağıtarak tartışmayı bilimsel bir zemine oturtmayı hedefliyor.

Yüzyıllardır konuşulan bu dilin gramerini, temellerini, birikimini, günümüzde sahip olduğu imkânları ve karşı karşıya kaldığı zorlukları, bir diyalekti olduğu Batı Ermenice ile karşılaştırmalı olarak etraflı bir şekilde ortaya koyarken, dilin yaşamasına da katkıda bulunmayı amaçlıyor.

Hamşentsnag, Hamşenahayeren, Hamşetsmo adlarıyla da anılan Hemşinceyi öğrenmek ve üzerinde yükseldiği güçlü mirası kavrayabilmek için büyük önem taşıyan, titizce hazırlanmış çalışma, bu alandaki boşluğu telafi edebilecek nitelikte.

  • Künye: Mahir Özkan – Hamşentsnag – Hemşince, Aras Yayıncılık, dil, 256 sayfa, 2023

Hardy Hansen ve Gerald M. Quinn – Eski Yunanca Dilbilgisi (2022)

Bu kitap, antik Yunanca öğretimi için şu anda mevcut olan en kapsamlı metin.

Pedagojik yaklaşım her zamanki gibi geleneksel ama yoğun; her öğretmenin hayalini kurduğu türden ayrıntılarla dolu.

Antik Yunancanın eksiksiz ve doğru şekilde öğretilmesi için esaslı bir araç olarak kalmaya devam edecek bir çalışma.

Hem öğrencilere hem de eğitmenlere keyif verecek denli berrak olan metin, diğer geleneksel kitapların aksine, çekimli bir dile dair önceden bilgi sahibi olduğunuzu varsaymıyor.

Başlangıç seviyesinde ders veren bir Yunanca öğretmeni için kaçırılmayacak bir çalışma olan kitapta, tüm yeni materyaller eksiksiz ve net bir şekilde izah ediliyor.

  • Künye: Hardy Hansen ve Gerald M. Quinn – Eski Yunanca Dilbilgisi (Yoğunlaştırılmış Dersler), çeviren: Kutlu Akalın, Alfa Yayınları, dil, 608 sayfa, 2022

Taner Artvinli – Artvin Etimoloji Sözlüğü (2022)

Taner Artvinli’nin ‘Artvin Etimoloji Sözlüğü’, Artvin’de konuşulan Türkçe, Lazca, Gürcüce, Hemşince gibi diller için yapılabilecek tekil sözlüklerin ötesinde, Artvin halk dilinin söz varlığını ortaya koyan bir etimoloji sözlüğü.

Artvin’in yöreleri arasındaki geçişler, dillerin sınırları gibi geçişli.

Dillerin, kelimelerin toplumsal yaşamın içerisinde mümkün kıldığı etkileşimler, dili değiştokuşlara ve farklılaşmalara açıyor.

Artvinli, kelimelerin ağızlar ve diller arası seyrini dereler tepeler aşarak takip ediyor, ses ve anlam dönüşümlerini gözler önüne seriyor, bizlere Türkiye coğrafyasının en özgün kesişimlerinden birinin kapılarını aralıyor.

Yaklaşık 30 yıllık bir çalışmanın ürünü olan bu eser, Kudret Emiroğlu’nun Trabzon Maçka Etimoloji Sözlüğü’nden (1989) sonra Türkiye’nin ikinci “yerel etimoloji sözlüğü.”

Artvin halk dilinden derlenen yaklaşık 5.000 sözcüğün anlamları, Artvin ağızlarındaki değişik telaffuzları ve etimolojik kökenleri veriliyor.

Sevan Nişanyan, bu sözlük için şöyle diyor:

“Taner Artvinli’nin eseri, Türkiye’nin sayısız yerel lehçe ve kültürlerinden biri hakkında bugüne dek rastladığım en dürüst, en kapsamlı, en geniş ufuklu çalışma. Milli ve hamasi önyargılara, kulaktan dolma hurafelere yüz vermeden, sadece bilgi aşkıyla, yıllar boyu hem masa başında hem köy patikalarında emek vermiş yazar. Keşke bu kalibrede eserler çoğalsa. Konu sadece Artvin değil çünkü; konu, ulusal kültürün herhangi bir şubesi hakkında emek ve özveriyle neler yapılabileceğini görmek.”

  • Künye: Taner Artvinli – Artvin Etimoloji Sözlüğü, Telemak Kitap, sözlük, 580 sayfa, 2022

Jean-Jacques Rousseau – Dillerin Kökeni Üzerine Deneme (2022)

Sesler nasıl dile dönüşür?

‘Dillerin Kökeni Üzerine Deneme’, Aydınlanma düşüncesinin en önemli figürlerinden Rousseau’nun dilin doğuşu ve gelişimini ele aldığı, dil ve iletişim kavramları üzerine temel ve ölümsüz bir inceleme.

  • Neden konuşmaya ihtiyaç duyarız?
  • İnsan nasıl toplumlaşmıştır ve dil bu değişimin neresinde durur?
  • Noktalama işaretlerine neden ihtiyaç duyuldu?
  • Anlaşmak için konuşmak gereklilik midir, yoksa insan yalnızca beden diliyle de anlaşılabilir mi?
  • Peki konuşma nasıl şarkıya dönüşmüştür?

Tüm bu sorulara yanıtlar aradığı denemesinde Rousseau, yalnızca dille sınırlı kalmaz, birer dil olarak müzik ve resmi de tıpkı cümleyi öğelerine ayırırcasına bileşenlerine ayırır, tüm bu kavramları medeniyet ve toplumlaşma bağlamında da değerlendirir.

Kitaptan bir alıntı:

“Söz, insanı hayvanlardan ayırır: Dil, ulusları kendi içlerinde ayırır; bir insanın nereli olduğunu ancak o konuştuktan sonra anlarız. Kullanım ve ihtiyaç, herkese ülkesinin dilini öğretir; ama bu dili başka bir ülkenin değil de, kendi ülkesinin dili yapan nedir?”

  • Künye: Jean-Jacques Rousseau – Dillerin Kökeni Üzerine Deneme: Melodi ve Müziksel Taklitle İlişki İçinde, çeviren: İnci Malak Uysal, Can Yayınları, deneme, 80 sayfa, 2022

Elif Daldeniz-Baysan – Kavramların Yolculuğu (2022)

‘Kavramların Yolculuğu’, bizde pek yapılmayan kavram tarihi araştırmalarına yetkin örneklerden biri olarak okunmalı.

Elif Daldeniz-Baysan, Türkiye’de kültürel değişimi yansıtan kimi kavramları analiz ediyor.

Kavram araştırmaları özellikle sosyal bilimlerin, tarihin, etimolojinin alanına giren pek çok çalışmada geçmişe dönük incelemelerin bir parçasıdır.

Bu kitaptaki incelemelere kuramsal temel sağlayan kavram tarihi ise ayrı bir çalışma alanı ve yaklaşımı özelliği taşıyor.

Alanın öncüsü Reinhart Koselleck tarihsel olgulara kavramlar penceresinden bakmaya çağıran bir üst bakış getiriyor.

Elif Daldeniz-Baysan’ın ––bir bölümü Nihal Ekin Erkan’la ortak çalışmanın ürünü olan–– incelemelerini bir araya getiren bu seçki, Türkiye’de sınırlı ölçüde ilgi odağı olan kavram tarihi araştırmaları içinde özel bir yerde duruyor.

Kavram tarihi yöntemini çeviri(bilim) perspektifiyle ele alan bu yazılar, Türkiye’deki kültürel değişimi yansıtan belli bazı kavramların izini sürüyor.

Diller ve kültürler arasında kavramlara ilişkin aktarım sorunsalının temel izlek olarak tekrarlandığı çalışmalarda; kültür ve millet kavramlarının Osmanlı / Türk düşünce coğrafyasına aktarılışı, patent metinlerinin çevirisi, şehircilik kavramlarının uluslararası düzlemden yerel politikalara girişi gibi konulara uzanılıyor.

Bu çalışmalar düşünce dünyamıza genel anlamda katkıda bulunmanın yanı sıra, çeviri ve dil alanına özel bir araştırma perspektifi de sunuyor.

  • Künye: Elif Daldeniz-Baysan – Kavramların Yolculuğu: Çeviribilimsel Perspektiften Bir Bakış, Metis Yayınları, dilbilim, 200 sayfa, 2022

Steven Roger Fischer – Yazının Tarihi (2022)

Yazma eylemi, yazı sistemleri ve alfabelerin tarihsel gelişim süreçlerinin belli başlı uğrakları hakkında harika bir inceleme.

Dünyanın başlıca yazı sistemleri ve alfabelerinin kökenleri, biçimleri, işlevleri ve kronolojik değişimleri üzerine kapsamlı bir çalışma olan bu kitap, Steven Roger Fischer’ın on sekiz yılı antik yazıya ve eski yazıtların deşifre edilmesine adanmış kırk yıla yaklaşan filoloji ve dilbilim kariyerinin bir meyvesi.

Yazma eylemi, insan konuşmasını yeniden üretmek için biçimlendirilmiş bir icat ancak kusurlu bir araçtır ve bu yüzden de yazı sistemleri ve alfabeler ilettikleri dile göre daha yavaş bir şekilde de olsa sürekli değişim halindedir.

Fischer bu tarihsel gelişim süreçlerinin belli başlı uğraklarına ışık tutarken bir yandan da Mezopotamya’dan Yunanistan’a ve Çin’e kadar dünyada en yaygın biçimde kullanılmış yazı sistemlerini derinlemesine ele alıyor.

Yazı sistemlerinin tarihsel gelişimi doğal bir evrim olmamakla birlikte, bir zamanlar yalnızca birkaç bin kişinin uzmanlaştığı yazma faaliyetinin bugün dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 85’i tarafından icra edilen bir beceriye dönüştüğü tarihsel bir süreçle karşı karşıyayız.

İşte eldeki çalışma, bu sürecin nasıl geliştiğini kapsamlı şekilde ortaya koymasıyla önemli.

Kitaptan bir alıntı:

“Bir zamanlar kâğıdın parşömenin yerini alması gibi, sayfa inceliğindeki e-mürekkepli plastik ekranlar, artık kolayca erişilebilen kâğıdın yerini günün birinde alabilir. İnsanlık değiştikçe yazma eylemi de değişmekte. Yazma, bu anlamda, insanlık durumunun bir göstergesidir.”

  • Künye: Steven Roger Fischer – Yazının Tarihi, çeviren: A. Handan Konar, İş Kültür Yayınları, inceleme, 368 sayfa, 2022

Herbert S. Terrace – Şempanzeler Dil Öğrenemez (2021)

‘Şempanzeler Dil Öğrenemez’,  dilin kökenleri üzerine ufuk açıcı bir antropolojik çalışma.

Herbert Terrace, 1970’lerde Nim Chimpsky isimli şempanze üzerinde yaptığı dil öğretme deneyinin enteresan sonuçlarını paylaşıyor.

1970’lerde, davranış psikoloğu Terrace, bir şempanzeye dili kullanmanın öğretilip öğretilemeyeceğini görmek için dikkate değer bir deney yaptı.

Terrace’ın, teorilerine meydan okuyan ünlü dilbilimci Noam Chomsky’e gönderme yaparak “Nim Chimpsky” ismini verdiği genç bir maymun, New York’ta bir aile tarafından büyütüldü ve bu süreçte Amerikan İşaret Dili eğitimi aldı.

Başlangıçta Terrace, Nim’in cümleler oluşturabileceğini düşünmüştü, ancak daha sonra Nim’in kelimeleri bile öğrenemediğini fark ederek projesinin başarısız olduğu sonucuna vardı.

Nim Projesi’nin başarısızlığı, dilin nereden geldiğini anlamaya henüz yakın olmadığımızı gösteriyordu.

Bu kitapta Terrace, insan dilinin kökenleri hakkında yeni bir bakış açısı sunmak için Nim Projesi’ni yeniden ele alarak, Chomsky ve eleştirmenlerin aksine, dilbilgisi kadar kelimelerin de dilin temel taşları olduğunu savunuyor.

Terrace, insan evrimi ve gelişim psikolojisini gözden geçirerek, sözel olmayan etkileşimin bebeğin dil ediniminin temeli olduğunu ve bir çocuğun ilk kelimelerine yol açtığını gösteriyor.

  • Künye: Herbert S. Terrace – Şempanzeler Dil Öğrenemez: Nim Chimpsky Deneyi, çeviren: Mehmet Doğan, Koç Üniversitesi Yayınları, antropoloji, 192 sayfa, 2021

Marcus Terentius Varro – Latin Dili Üzerine (2021)

Dilin doğasını tartışan efsanevi bir kitap.

Marcus Terentius Varro, bu klasikleşmiş yapıtında, kendi anadili Latinceden hareketle, her dile uygulanabilecek bir dizi mantık ilkesi sunuyor.

‘Romalıların en eğitimlisi’ olarak tabir edilen Varro, bu çalışmasında, dilin kurallı bir yapı olup olmadığını tartışıyor.

Kitap, Antikçağ’da var olduğunu bildiğimiz ama Eski Yunan’daki filolojik izlerine ulaşamadığımız en önemli dil tartışmalarından olan benzeşim (analogia)-ayrışım (anomalia) tartışmasına dair tek derli toplu metin olma özelliğini de taşıyor.

Varro eserinde, tartışmanın her iki tarafına ait savları da aktarıp son olarak kendisinin bu tartışmaya dair fikirlerini örneklerle açıklıyor.

Kitaptan bir alıntı:

“Bazıları kullanım bağlamındaki doğal ereklerin kullanışlılık ve zevk amaçlı olmak üzere iki katmanlı olduğunu öne sürebilir. Zira giyinmeyi sadece soğuktan korunmak için değil, aynı zamanda soylu bir görünüme kavuşmak için isteriz. Bir ev sahibi olmayı yalnızca bir çatı altında sağ salim barınma zorunluluğundan değil, aynı zamanda dünyevi hazzı sürdürebilmek için de dileriz. Kap kacağımızın yalnızca erzakımıza yetmesini değil, aynı zamanda göze hoş gelmesini ve bir sanatçının elinden çıkmasını arzu ederiz. Çünkü biri insanı (homo), diğeri insanlığı (humanitas) tatmin eder.”

  • Künye: Marcus Terentius Varro – Latin Dili Üzerine, çeviren: A. Doğucan Hanegelioğlu, Doğu Batı Yayınları, dilbilim, 181 sayfa, 2021