Seneca – Çıldıran Herkül (2023)

Seneca’nın, Hercules Furens adlı tragedyasının konusu Yunan mitolojisinin güçlü kahramanı Herakles (Lat. Hercules, Türk. Herkül) ve onun işleridir.

Latincede Hercules ismiyle anılan kahraman, efsaneye göre tanrı Iuppiter ile Miken kralının kızı ve Amphitryon’un karısı Alcmene’nin oğludur.

Iuppiter, Teleboialılar üzerine sefer düzenleyen Amphitryon’un yokluğunda onun kılığına girerek Alcmene ile birlikte olmuş, bu birliktelikten yarı tanrı, yarı insan Herkül doğmuştur.

Iuppiter’in karısı Iuno, durumdan haberi olunca buna çok öfkelenmiş ve doğan çocuk Herkül’e öfkesi hiç dinmemiştir.

Nefret dolu tanrıça Iuno’nun öfkesi, öç alma tutkusuna dönüşmüştür.

Iuno, nefret ettiği üvey oğlu Herkül’e, Argos kralı Eurystheus aracılığıyla, on iki zorlu görev vermiştir.

Bu görevlerin sonuncusu ve en tehlikelisi, Ölüler Diyarı’na inmek ve oradaki üç başlı korkunç köpek Cerberus’u yeryüzüne getirmektir.

Herkül, dostu Theseus’un yardımıyla bu görevi de başarıyla yerine getirip, karısını, çocuklarını ve babasını zalim, zorba tiran Lycus tarafından öldürülmekten kurtarmak için tam zamanında Thebai’ye varır.

Onları da kurtarıp tam bir zafere ulaşmasına çok yaklaşmıştır.

Ancak Iuno, üvey oğlunun zafer kazanmasını engellemeye, onu yıkıma sürüklemeye kararlıdır.

Bu amaçla, böylesi zorlu işler vererek alt edemeyeceğini, onu yıldıramayacağını anladığı için planını değiştirir: Herkül’ün kendi gücünü kullanarak, onun kendi kendisine zarar vermesini amaçlar.

Ölüler Diyarı’ndan başarıyla dönen Herkül’e cinnet geçirtip onu çıldırtır.

  • Künye: Seneca – Çıldıran Herkül, çeviren: Ümit Fafo Telatar, Evren Selen Dumlupınar, Doğu Batı Yayınları, oyun, 103 sayfa, 2023

Karel Čapek – R. U. R: Rossum’un Evrensel Robotları (2023)

Rosumovi Umělí Roboti (R.U.R) 1920 yılında yayınlanmış bilimkurgu tiyatro oyununun adı.

Oyun ilkin Prag’da 1921 yılında sahneye kondu.

Robot kelimesi de ilk Karel Čapek’in bu eserinde yer almış ve daha sonra tüm dünyada kullanılır olmuş, “robot” daha önce kullanılan otomat ve android kelimelerinin yerini almıştır.

Rosumovi Umělí Roboti, sanayi devriminin iktisadi, etik ve toplumsal sorunlarıyla karşı karşıya kalan Avrupa insanının gelecekle ilgili kaygılarına ışık tutması açısından önemli.

Yirminci yüzyılın başında bilimkurgu edebiyatına, bugün de yapay zekâ bakımından yoğun biçimde tartışılan açılımlar kazandıran Karel Čapek, insan dışı akıllı varlıkların ya da yapay zekaya sahip robotların insanlarla olan ilişkilerini, etik ve antropolojik sorunlarını ele alıyor.

  • Künye: Karel Čapek – R. U. R: Rossum’un Evrensel Robotları, çeviren: Esra Alnıaçık Can ve Musa Yaşar Sağlam, Bilgesu Yayınları, oyun, 112 sayfa, 2023

Meryem Merve Özçakır – Yetmiş Üç (2023)

İBB Şehir Tiyatroları Çağdaş Gösteri Sanatları Merkezi (ÇGSM) “Şehir Yazarını Arıyor” projesi kapsamında kaleme alınan oyun, geleceğe gönderilmiş bir mektubun gelmesiyle başlar.

Pandemi döneminde çağrı merkezinde müşteri temsilcisi olarak evden çalışan oyun kahramanı, kancayı geçmişin düğümüne atarak oyunu adeta üzerinde oynadığı halının motifleri gibi ilmek ilmek dokuyarak şimdiye taşır.

Anlatı ve görsellerin yardımıyla uzamı geçişken ve soyut kılar.

Tek kişilik olan bu performansta farklı yeti yetersizlikleri taşıyan çekirdek bir ailenin hikayesi işlenir.

“Zifiri karanlık sahnede; telsiz paraziti ve ardından orta yaşlı, tok sesli erkeğin çağrısı işitilir: – “Sesimi duyan yakın, uzak tüm istasyonlar ben Müzisyen. Arkadaş arıyorum! Sahne ışıkları iki uzun üç kısa, üç kısa iki uzun şekilde Mors alfabesiyle yetmiş üç sayısını göstererek yanıp söner.”

Sahnede, oyun boyunca Bedia, bir yandan çalıştığı müşteri hizmetleri telefonlarını yanıtlarken bir yandan daha adet görmeden, gözleri az gören babasına gelin verilen annesinin hikayesini, bir yandan sahneye de çıkan, telsizle konuşmalarından arkadaşlar da edinen babasının, kardeşinin, kendisinin hikayesini bir yandan seyirciye bir yandan da radyoda şarkılarıyla kendisine eşlik eden adaşı Bedia Akartürk’e anlatır.

Meryem Merve Özçakır, sırtını geçmişe ve geleneğe yaslayarak gündelik hayata özgü detayları, farklı karakterlerle kendine özgü bir yapı kurarak şimdide olup biteni göstermeye çalışır.

Bunu yaparken erişilebilir olmayan dünyada bir odaya sıkıştırılan baba ve yıllar sonra aynı kısıtlılığa sürüklenen çocuklarının fiziksel farklılıklar meselesini didaktik olmaktan uzak bir üslupta kurarak, dram sanatında seyrek işlenen bu konuyu, kendine özgü bir sahne diliyle işler.

  • Künye: Meryem Merve Özçakır – Yetmiş Üç, Mitos Boyut Yayınları, oyun, 48 sayfa, 2023

Ferdinand Von Schirach – Terör (2022)

70.000 hayatı kurtarmak için 164 hayat feda edilebilir mi?

Ferdinand Von Schirach’ın bir tiyatro oyunu ile Charlie Hebdo saldırısı üzerine yaptığı bir konuşmadan oluşan eldeki kitap, bizi özgürlük ve uygarlık üzerine yakıcı sorular üzerine düşünmeye çağırıyor.

Bir terörist, pilotları, ele geçirdiği Lufthansa uçağını Münih’teki 70.000 seyirciyle dolu Allianz Arena’ya düşürmeye zorlar.

Hava Kuvvetleri savaş Pilotu Lars Koch, üstlerinden gelen emirleri hiçe sayarak uçağı vurur, içindeki tüm yolcular ölür, arenadakiler kurtulur.

Adam şimdi, mahkeme önünde cinayetten yargılanmaktadır.

Bu davadaki yargıçlar, seyircilerdir.

Suçluluğu ve masumiyeti yargılamak onlara düşer.

Schirach’ın ilk tiyatro oyunu ‘Terör’, okurları ve seyircileri jüri koltuğuna oturtuyor ve çeşitli sorular yöneltiyor.

Özgürlüğü mü yoksa güvenliği mi seçeceğiz?

Terör tehdidine rağmen insan onuru hâlâ dokunulmaz mıdır?

70.000 hayatı kurtarmak için 164 hayat feda edilebilir mi?

Hayat hayatla tartılabilir mi?

Ocak 2015’te Fransız mizah dergisi Charlie Hebdo’ya yapılan saldırı, özgürlük için ödenmesi gereken bedelleri en korkunç haliyle göstermişti.

Schirach’ın ‘Terör’de yer alan Charlie Hebdo üzerine konuşması, düşmanlar karşısında uygarlığa dair bir ifade özgürlüğü talebidir.

  • Künye: Ferdinand Von Schirach – Terör: Bir Tiyatro Oyunu ve Bir Konuşma, çeviren: Firuzan Gürbüz Gerhold, Alfa Yayınları, oyun, 120 sayfa, 2022

Euripides – Herakles (2021)

Hayatın trajik yönü ve kaderin değişkenliği üzerine bir şaheser.

Çağdaş tiyatroya en yakın eserler vermiş, klasik ozan veya modern ozanların ilki sayılan Euripides bu tragedyasında, çağlar öncesinden insanın evrensel trajedisini anlatıyor.

MÖ yaklaşık 484-406 yılları arasında yaşamış Euripides’in, Atina’nın yetiştirdiği üç büyük tragedya şairi arasında en fazla eseri günümüze ulaşan sanatçı olarak özel bir yeri var.

Bu özelliği şenliklerde Aiskhylos ve Sophokles kadar birincilik ödülü kazanmamış olsa da halk arasında daha çok beğenilen bir şair olmasına bağlanır.

Euripides’in kahramanları insana özgü zayıflık ve kusurları taşırlar, yaşadıkları tragedyalar da bu kusurları ile vazgeçemedikleri tutkularından kaynaklanır.

Euripides bu tragedyasında, mitolojik kahramanın ünü ve gücü doruktayken bir anda her şeyini yitirmesini anlatıyor.

Oyunun, Seneca’nın en önemli eserlerinden biri olan Hercules Furens (Çıldıran Herkül) tragedyasına esin kaynağı olduğunu da ayrıca belirtelim.

  • Künye: Euripides – Herakles, çeviren: Ari Çokona, İş Kültür Yayınları, oyun, 96 sayfa, 2021

C. L. R. James – Toussaint Louverture (2020)

Tarihte başarıya ulaşmış tek köle isyanı olan Haiti Devrimi ve onun efsanevi lideri Toussaint L’Ouverture’ün hayatını ve mücadelesini konu edinen üç perdelik bir oyun.

Pan-Afrikalı hareketin ve 20. yüzyılda sömürgeciliğe karşı mücadelenin öncü figürlerinden biri olan kitabın yazarı C. L. R. James, oyununda, Haiti Devrimi’ni panoramik bir biçimde dramatize ediyor.

Oyun bunun yanı sıra, kolonyal Saint-Domingue ormanlarındaki vudu ayinlerini, 1794 yılında Paris’te kolonyal köleliği kaldıran kararnameyi yasalaştıran Fransız Konvansiyonu’nun başarılı bir canlandırmasını ve evinde oturmuş, köleliği geri getirme arzusunu açıklayan Napoléon Bonaparte’a kadar, döneme yön vermiş pek çok gelişme ve aktörü karşımıza çıkarıyor.

  • Künye: C. L. R. James – Toussaint Louverture: Tarihteki Tek Başarılı Köle Ayaklanmasının Hikâyesi, çeviren: Suat Başar Çağlan, Zoom Kitap, oyun, 254 sayfa, 2020

Haldun Taner – Vatan Kurtaran Şaban (2016)

Haldun Taner’in, ilkin 1967’de Devekuşu Kabare’de oynanmış ve bugüne dair çok şey söylemesiyle de güncelliğini koruyan bir oyunu.

Oyun, kadastro memuru iken Kültür Müsteşarlığı’na atanan Şaban Efendi’nin, kültür alanındaki absürd uygulamalarını hikâye ediyor.

Şaban Bey görevini öylesine abartacaktır ki, neredeyse herkesi çileden çıkaracaktır.

  • Künye: Haldun Taner – Vatan Kurtaran Şaban, Yapı Kredi Yayınları

Haldun Taner – Ayışığında Şamata (2016)

Haldun Taner’in yanlış koşullandırmalar üzerine yazdığı ve ilk kez 1977’de sahnelenmiş bir oyunu.

Oyun, mahallenin bekçisi Zülfikar, apartman kapıcısının karısı Saime, apartmanın sahibi Cemil Çalışkur ve apartman yöneticisi Paşa gibi karakterlerin yaşadıkları aracılığıyla yoksul-zengin çatışmasını ve burjuva sınıfının yozlaşmasını hikâye ediyor.

  • Künye: Haldun Taner – Ayışığında Şamata, Yapı Kredi Yayınları

Sâdık Hidâyet – Seçme Eserler (2016)

Modern İran edebiyatının önde gelen isimlerinden Sâdık Hidâyet’ten iki öykü, bir manzum hikâye, bir oyun ve bir deneme.

Hidâyet’in melankolik üslubunun güzel birer örneği olarak okunabilecek bu metinler, insan ve hayvan arasındaki ontolojik ilişkiden evrenin yaratılışına ve hayatın anlamına kadar birçok evrensel temaya uzanıyor.

  • Künye: Sâdık Hidâyet – Seçme Eserler, çeviren: Mehmet Kanar, Ayrıntı Yayınları

Çetin Altan – Trapez (2016)

Çetin Altan’ın devlet tiyatrolarının 1956-1957 sezonunda sahnelenmek üzere kaleme aldığı, şu ana kadar hiçbir yerde yayımlanmamış bir oyunu.

Oyun, yükselme hırsına, acımasızlığa ve dayatmalara isyan eden ve bu nedenle de toplumdan dışlanan bir karakterin yaşadıklarını anlatır.

Oyunun en güzel taraflarından biri de, Altan’a özgü Bektaşi ve deve fıkralarıyla örülü olması.

  • Künye: Çetin Altan – Trapez, Everest Yayınları