Kolektif – Kent Terimleri Ansiklopedisi (2023)

Kent ve kentsel yaşama dair bugünümüz, öğrendiklerimiz ve deneyimlerimiz geçmiş kültürlerin bizlere bıraktığı birikimin üzerine inşa edilerek biçimlendi.

Uygarlaşmanın ve uygar olmanın temel ölçütleri arasında yerleşik hayata geçiş ve kent düzenini oluşturmak yer alır.

Bugünün kentleri, yaklaşık 5000 yıllık bir geçmiş içinde, tarihin sayfalarında bıraktığımız toplulukların, toplumların ve kültürlerin ürünü olarak; insan aklının, bilgisinin ve teknolojisinin sonucudur.

Bu döngü ile kentler, sürekli gelişen ve gelişmeye devam edecek bir dinamizm içerirler.

Modern dünya, onun şekillendirdiği toplumlar bu toplumların ortaya koyduğu tüm birikimler “kent” olarak tanımladığımız yerleşim yerlerinden yükselir.

Kent bizlere mekânsal dil ile pek çok şey anlatır.

Hal böyleyken; kenti anlamak ve onu hissetmek için kente dair tüm birikimlerin bütün disiplinler açısından çalışılması oldukça önem arz ediyor.

Bu bilinç ve gaye ile kaleme alınan ‘Kent Terimleri Ansiklopedisi’ isimli bu eser, kentin sakinlerine kente dair her şeyi sunuyor.

25 farklı kurum, 51 farklı araştırmacı, 10 farklı Ana Bilim Dalı ile 138 farklı terim bu eserde okuyuculara sunuluyor.

  • Künye: Kolektif – Kent Terimleri Ansiklopedisi, editör: Nilüfer Negiz, Özkan Yalçın, Abidin Kemeç, Efe Akademi Yayınları, ansiklopedi, 738 sayfa, 2023

Priscilla Mary Işın – Osmanlı Mutfak Sözlüğü (2023)

Priscilla Mary Işın, merakının peşine düşerek çıktığı yolda araştırmalarıyla Osmanlı mutfak tarihi literatürünün gelişmesine büyük katkı sağladı.

Işın’ın yıllara yayılan kapsamlı çalışmalarının ürünlerinden olan ‘Osmanlı Mutfak Sözlüğü’, her tür yiyecek-içecek ve araç-gereçlerin sözlük anlamlarından başka, bitki ve hayvanların adları ve bilimsel karşılıkları, yetiştikleri coğrafya, yemek tarifleri, mutfak gelenekleri, kimi sözcüklerin ve kavramların tarihsel gelişimi gibi pek çok bilgi içeriyor.

Mutfağa ve tarihine ilgi duyan herkes için vazgeçilmez bir başvuru kaynağı.

Mary Işın, sözlüğünün hazırlık aşamasında yaşadıkları için şöyle diyor:

“Bu işin birkaç hafta, bilemedim birkaç ay süreceğini düşündüm. Bir falcı yıllar alacağını söyleseydi herhalde cesaretim kırılacak ve vazgeçecektim.”

  • Künye: Priscilla Mary Işın – Osmanlı Mutfak Sözlüğü, Everest Yayınları, sözlük, 576 sayfa, 2023

Ahmet Semih Tulay – Antikçağ Çoban Sözlüğü (2023)

Yeryüzünde insanın ilk varsıllığı hayvancılıktı ve beslenen hayvanlar ticari yaşamda büyük rol oynuyorlardı.

MÖ 4000’de canlı koyun-keçinin değiş tokuş aracı olarak kullanıldığını biliyoruz.

Hatta ilk sikkelere Latince Pecus “hayvan” sözcüğünden üreyen Pecunia adı verildi.

Zamanla hayvanlar güç ve zenginlik göstergesi durumuna gelerek, kimi insanların zenginliklerinin ölçüsü oldu.

Evcil hayvanların sürü biçiminde yetiştirilmesi yanında güdülmesi de yeni bir iş kolu olan çobanlığı ortaya çıkardı.

İnsanlık tarihinde en eski iş kollarından birisi hatta ilki çobanlıktır.

Krallar ve onların çocukları soylu işi olarak çobanlık yapmışlardı.

Tüm kutsal kitaplarda ve ulusların mitolojilerinde, yazınlarında, atasözlerinde hayvanlar yanında kesinlikle çobanlardan söz edilir.

Bu bir tanrı, bir peygamber, eren, kral, doğaüstü bir yaratık olabilir.

Tüm bu çoban kişilikler mitolojiye, yazına, yontu ve resim sanatına esin kaynağı oldular.

İşte bu derli toplu çalışma, Antik Çağ’da çobanlıkla ilgili en çok kullanılan kavramları, kelimeleri açıklıyor.

  • Künye: Ahmet Semih Tulay – Antikçağ Çoban Sözlüğü, Sakin Kitap, sözlük, 204 sayfa, 2023

Nuri Akbayar – Osmanlı Yer Adları Sözlüğü (2023)

Alanında basılı (2001) ilk çalışma olan ‘Osmanlı Yer Adları Sözlüğü’, yirmi yıl sonra baştan sona yenilenerek kullanıcısıyla buluşuyor.

Sözlük, belli bir statü kazanmış Osmanlı yerleşim yerlerinin adlarını altı yüzyıllık tarihsel derinliği ve üç kıtaya yayılan coğrafi genişliği içinde kapsıyor.

Böylesi bir genişlikte birbirinden dil, din, kültür ve tarih bakımından son derece farklı kavimlerin, toplulukların verdikleri adları doğru biçimde belirlemenin zorluğu açık.

Sözlükte Macarcadan Farsçaya, Sırpçadan Arapçaya, Arnavutçadan Gürcücüye, Rusçadan Tuareg Berbericesine kadar yürmiye yakın dil ve lehçede konulmuş adların Osmanlıca yazılışlarının ve doğru okunuşlarının saptanmış.

Ayrıca bugün Türkiye sınırları içinde kalan yer adlarındaki değişiklikler ve bu yerlerin idari statülerindeki farklılaşmalar da ayrıntılı olarak gösterilmiş.

Her düzeyden tarih araştırmacısının kolaylıkla yararlanabileceği sözlük, Osmanlı tarihsel coğrafyası için de bir kılavuz niteliğinde.

İkinci ve son basımından (2003) bu yana yüzlerce yeni kaynak taranarak yenilenen sözlük, özenli sayfa tasarımı, Osmanlıca dizini ve renkli basımıyla fark yaratıyor.

  • Künye: Nuri Akbayar – Osmanlı Yer Adları Sözlüğü, İş Kültür Yayınları, sözlük, 432 sayfa, 2023

Robert Sasso ve Arnaud Villani – Gilles Deleuze Sözlüğü (2023)

Bu kapsamlı sözlük Gilles Deleuze’ün orijinal terminolojisinin sistematik bir envanterini çıkarmasıyla çok önemli.

Robert Sasso ve Arnaud Villani, her bir kavramın ayrıntılı bir tarihini, felsefi bir tartışma ve metinlerin bibliyografyası eşliğinde sunuyor.

Sözlük, mevcut veya gelecekteki tüm Deleuze çalışmaları için eşsiz bir araç.

Deleuze’ün felsefesinde, bireyler ve gruplar gibi, kavramlar da kompozisyonlarını sürekli değiştiren farklılaşma çizgilerinden oluşur.

Bu felsefenin baş döndürücü kavram yaratımı, aynı kavramın başka başka terimlerle ifade edilmesine yol açar.

Bazen de ifade edilen kavramın anlamı esner ve başka kavramlarla başka kompozisyonlar oluşturur.

Üstelik bunların hepsi aynı anda olur.

Bu durumda, kavram ile tanımı bile mutlu bir beraberlik içinde değilken, kavram ile kelimenin nasıl bir mutlu beraberliği olabilir ki?

Böyle bir beraberliği varsaymadan, bir felsefenin sözdağarını oluşturmak hâlâ mümkün olabilir mi?

Olabilir.

İşte bu sözlük, bunun da yeterli bir kanıtı olabilir.

  • Künye: Robert Sasso ve Arnaud Villani – Gilles Deleuze Sözlüğü, çeviren: İrem Güven, Otonom Yayıncılık, sözlük, 368 sayfa, 2023

Taner Artvinli – Artvin Etimoloji Sözlüğü (2022)

Taner Artvinli’nin ‘Artvin Etimoloji Sözlüğü’, Artvin’de konuşulan Türkçe, Lazca, Gürcüce, Hemşince gibi diller için yapılabilecek tekil sözlüklerin ötesinde, Artvin halk dilinin söz varlığını ortaya koyan bir etimoloji sözlüğü.

Artvin’in yöreleri arasındaki geçişler, dillerin sınırları gibi geçişli.

Dillerin, kelimelerin toplumsal yaşamın içerisinde mümkün kıldığı etkileşimler, dili değiştokuşlara ve farklılaşmalara açıyor.

Artvinli, kelimelerin ağızlar ve diller arası seyrini dereler tepeler aşarak takip ediyor, ses ve anlam dönüşümlerini gözler önüne seriyor, bizlere Türkiye coğrafyasının en özgün kesişimlerinden birinin kapılarını aralıyor.

Yaklaşık 30 yıllık bir çalışmanın ürünü olan bu eser, Kudret Emiroğlu’nun Trabzon Maçka Etimoloji Sözlüğü’nden (1989) sonra Türkiye’nin ikinci “yerel etimoloji sözlüğü.”

Artvin halk dilinden derlenen yaklaşık 5.000 sözcüğün anlamları, Artvin ağızlarındaki değişik telaffuzları ve etimolojik kökenleri veriliyor.

Sevan Nişanyan, bu sözlük için şöyle diyor:

“Taner Artvinli’nin eseri, Türkiye’nin sayısız yerel lehçe ve kültürlerinden biri hakkında bugüne dek rastladığım en dürüst, en kapsamlı, en geniş ufuklu çalışma. Milli ve hamasi önyargılara, kulaktan dolma hurafelere yüz vermeden, sadece bilgi aşkıyla, yıllar boyu hem masa başında hem köy patikalarında emek vermiş yazar. Keşke bu kalibrede eserler çoğalsa. Konu sadece Artvin değil çünkü; konu, ulusal kültürün herhangi bir şubesi hakkında emek ve özveriyle neler yapılabileceğini görmek.”

  • Künye: Taner Artvinli – Artvin Etimoloji Sözlüğü, Telemak Kitap, sözlük, 580 sayfa, 2022

Mahmut Davulcu – Halk Mimarisi Terimleri Sözlüğü (2020)

Somut kültürel mirasımızın olduğu kadar somut olmayan kültürel mirasımızın da önemli bir parçasını oluşturan halk mimarisi, geleneksel kalıpların hâkim olduğu, aşırı ölçeklerde yapılar ile radikal tasarım ve biçimlerin yapı ustalarınca hiçbir zaman için denenmediği bir olgudur.

Halk mimarisi ile ilgili yöresel sözcük ve terimlerin derlenerek kayıt altına alınması folklor ya da dilbilim açısından önemli olduğu kadar mimarlık tarihi açısından da oldukça önem taşır.

Konuyla ilgili kapsamlı bir yayının henüz gerçekleştirilmediği ülkemizde sanat tarihçi ve halk kültürü araştırmacısı Mahmut Davulcu tarafından hazırlanan bu sözlük çalışması öncü bir eser olması açısından önem taşıyor.

  • Künye: Mahmut Davulcu – Halk Mimarisi Terimleri Sözlüğü, Pegem Akademi Yayıncılık, sözlük, 378 sayfa, 2020

Mustafa Pultar – Denizlük (2022)

Deniz, deryadır: anlatıla anlatıla bitirilemez.

Mustafa Pultar, uzun yıllar emek vererek her deniz sevdalısının kitaplığında bulunması gereken 904 sayfalık muazzam bir deniz sözlüğüne imza atmış.

Pultar yıllar önce, denizi anlatacak olanlara daha iyi anlatabilmeleri için, anlatılanları da okuyacak olanlara daha iyi anlayabilmeleri için denizin dilinin bir sözlüğünü yazmaya karar vermiş.

Bunun için önce ‘Yıldız Adları Sözlüğü’nü, arkasından da ‘Deniz Balıkları Sözlüğü’nü yazdı.

Deniz sözlüğü işlerinin piri olan Süleyman Nutkî’ye çömezlik edip onun ‘Kamûs-i Bahrî’sini yeni yazıya çevirdi.

O arada öğrendiklerimin bir bölümünü de ‘Denizin Dili-Denizin Yazısı’nda anlattı.

İşte ‘Denizlük’, o uzun yılların ve denemelerin ürünü.

Sözlüğün en iyi katkılarından biri de, diğer deniz sözlüklerinde büyük ölçüde göz ardı edilmiş olan deniz kavramlarına ilişkin etimolojik açıklamalar sunması.

Yazar, sözcüklerin kökenlerini açıklamak ya da bunlar hakkında açıklamalar önermek yönünde çaba göstermiş.

‘Denizlük’, bütün bunların yanı sıra, bir Türkçe-İngilizce sözlük olarak da kullanılabilir.

Doğrudan Türkçe sözcüklerden hareketle düzenlenmiş olduğundan, ‘Denizlük’te yer alan İngilizce karşılıklar, çoğu zaman uzun açıklayıcı ifadeler yerine, tekil sözcük ya da terim niteliğinde yer alıyor.

Bu yönüyle sözlük, genel bir deniz sözlüğü olmanın ötesinde, Türkçe deniz dili çalışmalarında el altında bulundurulabilecek yararlı bir kaynak olacaktır.

  • Künye: Mustafa Pultar – Denizlük: Büyük Deniz Sözlüğü, İş Kültür Yayınları, sözlük, 904 sayfa, 2022

Simon Winchester – Deli ve Dâhi (2022)

Hazırlıkları 1857’de başlamış Oxford İngilizce Sözlüğü’nün tarihi, cinayet, şizofreni ve savaşla yüklüdür.

Simon Winchester bu harika çalışmasında, başrollerinde Mel Gibson ve Sean Penn’in yer aldığı yakın zamanlı bir filme de konu olmuş sözlüğün olağanüstü hikâyesini anlatıyor.

Oxford İngilizce Sözlüğü’nün başeditörü Dr. James Murray’nin önderliğindeki komite belirli kelimeler için alıntı ve tanım toplarken zaman içinde çalışma yöntemi ve şevkiyle bir gönüllü okur öne çıktı.

On binden fazla tanıma katkıda bulunan ve çalışmaların ilk yıllarında gizemini koruyan bu okur bir Amerikan İç Savaşı gazisi olan, emekli cerrah Dr. W. C. Minor’dı ve işlediği bir cinayet sebebiyle uzun zamandır akıl hastanesinde yatmaktaydı.

Sözlüğün hazırlıkları 1857’de başlamıştı ve o güne kadar girişilen en iddialı çalışmaydı, tamamlandığında İngilizcenin en kapsamlı ilk sözlüğü olacaktı.

Winchester’ın titiz araştırmalar sonucunda kaleme aldığı ‘Deli ve Dâhi’, işte bu devrimci eserin hazırlanışına büyük katkılarda bulunan, çoğu yönden bambaşka ama kelimelere adanmışlığıyla hayli birbirine benzer iki adamın, Dr. James Murray ile Dr. W. C. Minor’ın eksantrik hikâyesini ve sözlükçülüğün meşakkatli dünyasını gözler önüne seriyor.

  • Künye: Simon Winchester – Deli ve Dâhi: İngilizcenin En Kapsamlı İlk Sözlüğünün Hazırlanışının Çılgın Hikâyesi, çeviren: Füsun Doruker, İthaki Yayınları, tarih, 216 sayfa, 2022

Armenag K. Bedevian – Resimli Çokdilli Bitki Adları Sözlüğü (2021)

‘Resimli Çokdilli Bitki Adları Sözlüğü’, 85 yıl önce bize miras kalan bir hazine.

Botanikçi Armenag K. Bedevian’ın bu şaheseri, günümüz botanik tarihi ve sözlük yayıncılığı açısından hâlâ biricikliğini koruyor.

Eserin elimizdeki Türkçe baskısı ise, ilk baskısı 1936 yılında Kahire’de yapılan sözlüğünün tıpkıbasımından oluşuyor.

Sözlükte 3657 adet bitki Latince, İngilizce, Fransızca, Almanca, İtalyanca, Türkçe, Ermenice ve Arapçadaki adlarıyla tanıtılıyor ve bu sözlük için çizilmiş 1711 adet özgün desenle canlandırılıyor.

Tıpkıbasımı hazırlarken içeriğinin yanı sıra fiziki özelliklerinin de korunmasına gayret edilmiş.

Sözlüğün ikinci bölümünde, yedi dilde hazırlanan bitki adları dizini, yedi farklı renkle temsil ediliyor: İngilizce pembe, Fransızca sarı, Almanca turuncu, İtalyanca beyaz, Türkçe gök mavisi, Ermenice zeytin ve Arapça yeşil.

Bedevian, sözlüğünün giriş yazısında, bu sözlüğü kimler için hazırladığını şöyle anlatmış:

“Her ne kadar bu sözlük, başlangıçta, ziraat ve tıp talebesinin ihtiyaçlarını karşılamak üzere yazılmışsa da aynı derecede eczacıların, çiçekçilerin, bahçecilerin, haşerat uzmanlarının ve dilcilerin ihtiyaçlarına da cevap verebileceği gibi evlerde de kullanılabilecektir. Bu kitap, etrafımızda gördüğümüz veya işittiğimiz bütün ağaçların, ağaççıkların [çalıların] veya otların isimlerini içeremezse de yetiştirilen bütün mahsulatı, meyve ağaçlarını ve sebzeleri, sınai, tıbbi ve zehirli bütün bitkileri, umumi bahçelerin en önemli ve en çekici süs bitkilerini, çiçekçiliğin sevimli ve beğenilen çiçeklerini ve çiftliklerin en yaygın kendiliğinden bitme otlarını içerir. Kitabın hacmini lüzumsuz yere büyültmekten sakınmak için belli bir bitkinin en çok bilinen ve halk arasında en çok kullanılan ismini veya isimlerini yazarak daha az öneme sahip aynı cins türlerini bıraktım. Bitkilerin isimleri, Latince isimlerine göre, alfabetik olarak sıralanmışsa da eser öyle bir tarzda düzenlenmiştir ki bir bitkinin söz konusu yedi dilin birinde kullanılan ismini bilen herhangi bir kimse diğer dillerdeki karşılıklarını bulabilecektir. Bunu mümkün ve kolay bir hale koymak için sözlüğün ikinci bölümüne ayrı ayrı yedi fihrist koyarak bitkilerin seçilen dillerde bilinen isimlerini ve müracaat numaralarını belirttim.”

  • Künye: Armenag K. Bedevian – Resimli Çokdilli Bitki Adları Sözlüğü, İş Kültür Yayınları, sözlük, 1132 sayfa, 2021