Simone de Beauvoir – J. P. Sartre ile Söyleşiler (2023)

Simone de Beauvoir soruyor, Jean-Paul Sartre cevaplıyor.

Bu kitap, hareketli ve canlı bir dönemin düşünce dünyasından pek çok ayrıntı sunduğu gibi, bu efsanevi çiftin kendilerine ve çevrelerine dair ne düşündükleri hakkında önemli ipuçları veriyor.

Kitaptaki söyleşiler 1974 yazında Roma’da, sonbaharda Paris’te gerçekleştirilmiş.

Simone de Beauvoir, bu söyleşilerle ilgili şunları söylüyor:

“Sartre zaman zaman yorgun oluyor, bana düzgün yanıt veremiyordu; kimi zamansa ben esin bulamayarak sudan sorular soruyordum.

Gözüme gereksiz görünen konuşmaları metinden çıkardım.

Geri kalanını ise kronolojik sıraya az çok uygun kalmaya çalışarak temalara göre sınıflandırdım ve kolay okunabilir hale getirmeye uğraştım.

Bilindiği üzere, bir kayıt cihazının sakladığı sözler düzgün biçimde yazılmış bir anlatıya pek yaklaşamıyor.

Ancak konuştuklarımızı yazı diline uygun şekilde baştan yazmak da istemedim, doğallığını korumayı tercih ettim.”

  • Künye: Simone de Beauvoir – J. P. Sartre ile Söyleşiler: Ağustos-Eylül 1974, çeviren: Hasan Can Utku, Everest Yayınları, söyleşi, 472 sayfa, 2023

Muteber Yılmazcan Simonetti – AZ (2022)

Türkiye’nin kadim etnik grupları üzerine çok önemli bir çalışma.

Sırasıyla Rum, Ermeni, Yahudi ve Süryani olmak üzere dört farklı azınlık grubundan seçilen Cemaat Vakıfları Temsilcisi ile çalışan Simonetti, yıllar içinde sahip olduğu birikimini azınlık cemaatlerince tanınmış otuz farklı isimle yaptığı yirmi yedi röportaj aracılığıyla okuyucularla buluşturuyor.

Türkiye topraklarında AZ kalmış nüfuslarıyla bugün hala varlıklarını koruyan kadim Rum, Ermeni, Yahudi, Süryani, Keldani, Bulgar, Gürcü, Karayim ve Arap dilli Ortodoks toplumlarının tarihlerini, yaşadıkları trajik olayları, verdikleri göçleri ve güncel meselelerini Laki Vingas, Toros Alcan, Moris Levi, Andon Parizyanos, Yorgo Papalyaris, Bedros Şirinoğlu, Sait Susin, Yusuf Basmacıoğlu, Bernard Sarıbay, Zeki Basatemir, Vasil Liaze, Kirkor Ağabaloğlu, Avram Sevinti, Paul Zazadze, Mihail Örme, İdil Karayeğen, Teoman Önder, S. Can Ustabaşı, Fadi Hurigil, Kuryakos Ergün, Yılmaz Hiçbezmez, Murat Özberk, Şaul Cenudioğlu, Cem Çapar, Cem Altıniş, Ferit Özaltun, Faruk Uğurgel, Münir Balıkçıoğlu, İbrahim Çilingir, Hanriyet Yıldız ile yapılan sohbetlerde buluyoruz.

  • Künye: Muteber Yılmazcan Simonetti – AZ: Türkiye Otokton Azınlık Toplumlarıyla Söyleşiler, Sander Yayınları, söyleşi, 384 sayfa, 2022

Kolektif – Sahaflar Kitabı (2022)

Son İstanbullu sahaflarla yapılmış söyleşiler barındıran, arşivlik bir çalışma.

Ağırlıklı olarak Kadıköy’deki sahaflarla yapılan bu söyleşilere Enderun Kitabevi, Sahaf Hilmi, Müteferrika Sahaf, Turkuaz Sahaf, Nigâr Sahaf, Babil Sahaf ve Bahtiyar Sahaf’tan isimler katılmış.

Sahaflar kitap üretimi ve satışı, ayrıca kitap kültürü ve sanatlarıyla iştigal eden kadim bir esnaf grubu.

Tarihî İstanbul’un ve ilim ve sanat merkezi bütün büyük şehirlerin ayrılmaz bir parçası.

Sahaf çarşıları da öyle.

Yanında yöresinde hattatlar-müstensihler, kâğıtçılar, mürekkepçiler, mücellitler, müzehhipler, kalem, divit, hokka, mistar, kalem açacağı, rih gibi yazı levazımatı yapıp satanlar gibi alt esnaf grupları var.

Her dönemde ve hemen her kültür havzasında entelektüel ve estetik bir muhit.

İlim-irfan pazarı…

Aynı zamanda sohbetin ve bitmez tükenmez kitap “dedikodu”larının mekânı.

Matbaanın, basılı eserlerin devreye girmesiyle hayli tehavvülat geçiren, zaman içinde ilgileri ve alıp sattıkları unsurlar, kullandıkları araçlar artarak, eksilerek değişen, dönüşen sahaflar bugün de İstanbul’da ve büyük şehirlerde varlıklarını sürdürüyorlar.

Kitap, son İstanbullu sahaflardan birkaçıyla, meslekleri ve meşreplerine, kitaplara, kitap muhiplerine, yazmalara, basmalara, ilim-irfan sahibi müdavimlere, kapılarına gelen kıymetli kütüphanelere, levhalara, nadir yahut imzalı risâlelere, gazete ve dergi koleksiyonlarına, hurdacılara, kaldırım sahaflarına, elbette kendi istisnai hikâyelerine dair yapılmış uzun sohbetlerden oluşuyor.

Fotoğraflar ve kitaba dair zengin görsel malzeme de onlara eşlik ediyor.

  • Künye: Kolektif – Sahaflar Kitabı: Son İstanbullu Sahaflarla Konuşmalar, hazırlayan: İsmail Kara, Filiz Dığıroğlu ve Fulya İbanoğlu, Dergah Yayınları, söyleşi, 448 sayfa, 2022

Oets Kolk Bouwsma – Wittgenstein ile Konuşmalar (2022)

Bu kısa ama etkileyici kitap, Wittgenstein’ın kişisel dünyasına yakından bakmak için şahane fırsat.

Oets Kolk Bouwsma’nın, Wittgenstein ile yaptığı pek çok görüşmeye dair notlarından oluşan kitap, düşünürün son iki yılına ışık tutmasıyla çok önemli.

‘Wittgenstein ile Konuşmalar (1949-1951)’, Bouwsma’nın o dönemde Wittgenstein ile gerçekleştirdiği çok sayıda felsefi müzakereden sonra tuttuğu notlardan oluşuyor.

Bu notlar, Bouwsma’nın, Austin’deki Texas Üniversitesi Beşeri Bilimler Araştırma Merkezi’nde muhafaza edilen toplu çalışmalarının bir parçası.

Orijinal kayıtlar, Bouwsma tarafından mutat çalışma tarzı olan günlük defterler biçiminde tutulmuştu.

Wittgenstein ile ilgili notlar daha sonra diğer defterler arasından çıkarılıp bir araya getirilmiş ve daktilo edilmişti.

Bouwsma, bazı bölümlerini arkadaşlarına gösterdiyse de bu defterlerin geniş bir çevreye yayılmasını istemedi.

Eldeki kitap, Wittgenstein’ın hayatının son iki yılına ilişkin bu notları ilk kez herkes için ulaşılabilir kılıyor.

Wittgenstein’ın yeğeni Thomas Stonborough, bu kitap için şöyle diyor:

“Aslına bakılırsa bu kitap, onun hakkında okuduklarımın en iyisi. Çünkü fırsat düştükçe, kendinize onun hakkında kişisel sorular sormuş ve onları cevaplamaya koyulmuşsunuz. Onu hatırlayabildiğim kadarıyla soruları doğru cevaplamışsınız, bir ruhun devinimleri kelimelerle ne kertede ifade edilebilirse.”

  • Künye: Oets Kolk Bouwsma – Wittgenstein ile Konuşmalar, çeviren: Muhammet Emin Güzel, Vakıfbank Kültür Yayınları, felsefe, 120 sayfa, 2022

Rita Guibert – Yedi Ses (2021)

Harika haber:

Rita Guilbert’in Latin Amerika edebiyatının yedi dev yazar ve şairiyle yaptığı enfes söyleşiler, Celâl Üster çevirisiyle Türkçede.

Pablo Neruda, Julio Cortázar, Gabriel García Márquez, Jorge Luis Borges, Miguel Angel Asturias, Octavio Paz ve Guillermo Cabrera Infante, ‘Yedi Ses’te arz-ı endam ediyor.

Çalışma, bu büyük yazar ve şairin, en sakınmasız düşünceleri, eleştirileri, itirafları ve suçlamalarına yer veriyor ve yalnızca yaşama, dünyaya, insanlığa, edebiyata, dönemin edebî tartışmalarına değil, sosyalizme, kapitalizme, dönemin siyasal olaylarına da yedi ayrı bakış sunuyor.

Guibert, kendi deyişiyle bir bıkkınlıktan, “bir kıtanın bıkkınlığı”ndan doğan ‘Yedi Ses’te, edebiyatı köklü bir dönüşüme uğratan Latin Amerika’nın çıkardığı yedi büyük yazarla söyleşilerine yer veriyor.

Miguel Angel Asturias’ın Fransız meslektaşları üzerinden dünyaya seslendiği, “Artık siz bir oturun bakalım, şimdi biz size bir şeyler anlatacağız,” sözünden yola çıkan kitapta yedi ustanın yazarlığa, edebiyata ve dünyaya dair düşünceleri, bu büyük kıtanın tek bir renkten ibaret olmadığını ortaya koyuyor ve yazarları kişisel olarak besleyen iklimleri, kültürleri ve olayları da portrelerine detay olarak ekliyor.

‘Yedi Ses’, her bir kelimesini dinlemek isteyeceğiniz bir edebiyat şöleni.

  • Künye: Rita Guibert – Yedi Ses: Latin Amerikalı Yedi Yazarla Söyleşiler, çeviren: Celâl Üster, Can Yayınları, söyleşi, 560 sayfa, 2021

Rita Ender – İsmiyle Yaşamak (2016)

Ararat, Ari, Foti, Gila, İoanna, Nino, Şabo, Rezal, Yorgo…

Ötekileşme, yabancılaşma ilkin isimle başlar.

Rita Ender’in söyleşilerinden oluşan bu kitap da, hem Türkiye’de doğup büyüyen ve burada yaşayan, fakat isimleri nedeniyle yabancı muamelesi gören insanların deneyimlerini aktarıyor hem de her biri birer hikâye olan isimlerin macerasını bizimle paylaşıyor.

  • Künye: Rita Ender – İsmiyle Yaşamak, İletişim Yayınları

Hilmi Yavuz, Ercan Yılmaz ve Aydın Afacan – Yaz Sohbetleri (2016)

Hilmi Yavuz, “Ben şiiri bir yaz gününden öğrendim” demişti.

İşte bu kitap da, bu sözün izini sürerek, üç şairin Halikarnassos’ta iki yaz boyunca süren diyaloglarının bir kısmını sunuyor.

Söyleşiyi benzerlerinden ayıran başlıca husus ise, şiirin yanı sıra sanat, felsefe, hayat, estetik gibi farklı konulara da yoğunlaşması.

  • Künye: Hilmi Yavuz, Ercan Yılmaz ve Aydın Afacan – Yaz Sohbetleri, Timaş Yayınları

Stuart Hall – Tarihin İronileri (2016)

Kültürel kuramcı ve sosyolog Stuart Hall kıymetlimizdir.

Zira Richard Hoggart ve Raymond Williams ile birlikte İngiliz Kültürel Çalışmaları ekolünün kurucularındandır.

Daha da önemlisi Hall, siyahi bir adam olarak klişe bir atlet ya da komedyen rolü dışında kamusal bir entelektüel rolünü işgal etmeyi tercih edişiyle, kendisinden sonra gelenler için rol model oldu.

‘Tarihin İronileri’ başlıklı elimizdeki kitap ise, Hall ile yapılmış ufuk açıcı bir söyleşi.

Annie Paul’un gerçekleştirdiği söyleşi, Hall’un entelektüel gelişimi, beslendiği kaynaklar, sistemi ve katkıları hakkında çok önemli ipuçları barındırıyor.

  • Künye: Stuart Hall – Tarihin İronileri, söyleşi: Annie Paul, çeviren: Utku Özmakas, Zoom Kitap, söyleşi, 88 sayfa, 2020

André Comte-Sponville – Hayat Yaşamaya Değer (2020)

Kült yapıtı ‘Büyük Erdemler Risalesi’ ile bildiğimiz André Comte-Sponville, şimdi de söyleşileri ile karşımızda.

André Comte-Sponville ile François L’Yvonnet’nin son yirmi yıl içinde yaptığı söyleşileri bir araya getiren kitap, düşünürün entelektüel gelişimi, okumaları, üstatları ve düşüncesinin büyük eksenleri hakkında harika bir bilanço çıkarıyor.

Burada, kendisini felsefeye iten etkenlerin neler olduğu sorusuna “Yaşamdaki zorluklar, düşünme tutkusu” yanıtını veren André Comte-Sponville, filozof olmanın ne anlama geldiğinden felsefenin ne olduğuna, kendisine yol gösteren düşünürlerden mutluluğa, siyasetten sanata, ahlaktan etiğe ve bugün felsefe yapmanın ne anlama geldiğine kadar pek çok konu üzerine fikirlerini bizimle paylaşıyor.

‘Hayat Yaşamaya Değer’ kitabının da gösterdiği gibi, herkes fikir sahibi olabilir ama bir düşünce geliştirmek tamamen farklı bir iştir ve bu bağlamda André Comte-Sponville de kesinlikle en derin düşünürlerden biridir.

  • Künye: André Comte-Sponville – Hayat Yaşamaya Değer, söyleşi: François L’Yvonnet, çeviren: Ercüment Tezcan, İletişim Yayınları, söyleşi, 408 sayfa, 2020

Ursula K. Le Guin – Yazma Üzerine Sohbetler (2020)

Ursula K. Le Guin, kelimenin tam anlamıyla büyücüdür.

‘Yerdeniz Öyküleri’nin sıra dışı dünyası buna verilecek en iyi örneklerdendir.

‘Karanlığın Sol Eli’nin müphem cinsiyetli gezegeni Gethen’i veya ‘Mülksüzler’in anarko-sendikalist toplumu Anarres de öyledir.

Le Guin, daha nice âlemi yoktan var eden çok özgün bir yazardır.

Şöyle diyor Le Guin: “Çocuklar tek boynuzlu atların gerçek olmadığını tabii ki bilir. Ama öte yandan tek boynuzlu atlar üzerine yazılan bir kitabın, eğer yeterince iyiyse, hakiki bir kitap olduğunu da bilir.”

Peki, Le Guin için yazmak ne anlama gelir?

Yazarın David Naimon’la söyleşilerinin ürünü olan elimizdeki kitap, bu konuyu aydınlatmasıyla çok önemli.

Kurmaca, şiir ve kurmacadışına odaklanan üç ayrı söyleşinin yer aldığı bu kitapta Le Guin, yazmanın kendisi açısından ne ifade ettiğini anlattığı gibi, yazmanın zorlukları ve inceliklerini tartışıyor, ayrıca meraklısı için yazmanın kimi püf noktalarını da veriyor.

Kitap kısa olmakla birlikte, yazma tekniği, dil ve ahlak, yazının ritmi, şiirin müziği, yayıncılık piyasasından kadın yazarların maruz kaldığı eşitsizlikler, öteki, siyaset, bilim ve doğa gibi pek çok ilgi çekici konu üzerine derinlemesine düşünüyor.

  • Künye: Ursula K. Le Guin – Yazma Üzerine Sohbetler, söyleşi: David Naimon, çeviren: Özde Duygu Gürkan, Metis Yayınları, söyleşi, 128 sayfa, 2020