Adam Gearey – Hukuk ve Estetik (2023)

Hukukçuların işlerine bir sanat eseri, saygı duyulası bir zarafet, uyum, denge ve diğer estetik değerler olarak bakabilir miyiz?

Adam Gearey, Nietzsche’den Lacan’a ve hatta Bob Dylan’a uzanarak bir hukuk estetiğinin imkânları üzerine düşünüyor.

‘Hukuk ve Estetik’, ismini aldığı iki kavramın edebiyat eserleri, özellikle de şiirler üzerinden kesişim noktalarına odaklanıyor.

Hukukun bir estetik beğeni nesnesi olarak ele alınabileceğinden hareketle, hukuk disiplini içinde karşılaşmaya alışık olunan adalet, uyum, denge, form gibi kavramları, alışık olunmayan şekilde etik değil ama bu kez estetik değerlendirmeye konu ediyor.

Bunun için de Eleştirel Hukuk Çalışmaları’nın açtığı yoldan geçiyor.

Weinrib, White, Frost, Shelley, Lacan, Nietzsche, Goodrich, hatta Bob Dylan gibi isimlerin ortaya koyduğu eser, kavram ve bakış açısı setiyle okuyucuya yeni bir ufuk getiriyor.

  • Künye: Adam Gearey – Hukuk ve Estetik, çeviren: Dilara Ağaoğlu Canay, Efil Yayınevi, hukuk, 120 sayfa, 2023

Ross Wilson – Yaşamın Diyalektiği (2023)

Çağdaş düşüncenin en önemli figürlerinden Adorno felsefesinin temel kaygılarını anlaşılabilir bir biçimde sunan iyi bir kitap.

Ross Wilson, Adorno’nun fikirlerinin ortaya çıktığı tarihsel bağlamı da ihmal etmiyor.

  • Bizi bir ‘zombi’den ayıran şey nedir?
  • Nabzınızın atıyor olması yaşıyor olduğunuz anlamına gelir mi?
  • Gaz odalarında toplu katliamları ve Hiroşima’yı gerçekleştiren ve önleyemeyen bir kültürde ‘ahlak’ ve ‘sanat’ ne anlama gelir?
  • Kültür ürünlerinin ‘tüketim’inde ne kadar özgürüz?
  • İçerisine hapsedildiğimiz ‘dokuz altı yolları’ndan arta kalan ‘boş’ vakitleriniz aslında çalışmanın uzantısı olabilir mi?

Adorno’ya göre yaşam yalnızca özgürleşmiş bir dünyada bütünüyle yaşam olabilir.

O güne kadar bizler, yaşayan ölüler olmaya mahkûmuz.

Adorno’nun ardında bıraktıklarının kapsamı ve kavrayışının derinliği hem nefes kesici hem de ürkütücüdür.

Modern endüstri toplumuna yönelik yıkıcı suçlamaları, Homeros’tan Hollywood’a, Aydınlanmadan Nazizme kadar Batı kültürüne ilişkin derinden kavrayışı onu Çağdaş Düşüncenin en önemli figürlerinden biri hâline getirmiştir.

Aynı zamanda Frankfurt Okulunun ve Eleştirel Teorinin önde gelen isimlerinden biri olan Adorno’nun, edebiyat kuramı, kültürel çalışmalar ve estetik teori üzerindeki etkisi muazzamdır.

Adorno’yu anlamak bir anlamda çağdaş Kıta felsefesini, siyaset felsefesini, sanat eleştirisini anlamaya adım atmaktır.

Bu kitap, aydınlanma, ahlak, sanat, bilgi ve felsefenin neliği dolayımında Adorno düşüncesini arşınlıyor.

Bunu yaparken Kant, Hegel, Kierkegaard’ın yanında, Adorno’nun düşüncesinin oluşumunda Sartre, Benjamin, Horkheimer, Jameson, Bernstein’ın etkisinin izini sürüyor.

  • Künye: Ross Wilson – Yaşamın Diyalektiği: Adorno’yu Anlamak, çeviren: E. Erman Rutli, Fol Kitap, felsefe, 184 sayfa, 2023

 

Cemal Bâli Akal – Spinoza ve Sürekli Demokrasi (2023)

 

Spinoza’yı hayatımızın ortasına yerleştirmeliyiz.

Cemal Bâli Akal, Spinoza’nın özgürlük ve demokrasi anlayışının demokrasiye ve her gün daha da yakıcı hale gelen göç sorununa nasıl yanıt verdiğini tartışarak filozofun felsefesinin rasyonelliği oranında gerçek hayatla temas ettiğini gösteriyor.

‘Spinoza ve Sürekli Demokrasi’, yaygınlaşmaya hep açık bedensel-zihinsel özerklikleri, bunlara denk düştüğü için sınırlanması saçmalık olan bir ifade özgürlüğünü, göç sorununu içeren bir iletişim hakkını ve bunların sürekli devinimini anlatır: Tabiatla özdeşleşen sonsuz “bir” demokrasi.

İfade özgürlüğü, özerklik ve göç sorunları 2004’te yayımlanan ‘Varolma Direnci ve Özerklik’te ele alınmıştı.

Bu kitabı, Akal’ın Spinoza üzerine aynı fikri taşıyan bazı metinlerinin bulunduğu ‘Kimlik Bedenin Hapishanesidir’ başlıklı (Reyda Ergün’le) ortak çalışma izlemişti.

İki kitapta ele alınan sorunlar, göç konusunda görüldüğü gibi güncelliklerini ağırlaşarak korudular, hatta artık iyice görünür oldular.

Kitapların tükenmesi, ana çizgiye sadık kalan, ama özellikle Epikuros, Lucretius, Machiavelli, Nietzsche ve Kelsen’e odaklanmış okumalar üzerinden, onlara farklı biçim ve içerik kazandıran bir bütünün oluşturulmasını gerektirdi.

Bu bütüne yeni metinler eklenirken, çalışmanın tamamı gözden geçirildi, değişiklikler ve kısaltmalar yapıldı.

Bazı ekler bölüm ya da dipnot olarak metne dahil edilirken, aralarından çıkarılanlar da oldu.

  • Künye: Cemal Bâli Akal – Spinoza ve Sürekli Demokrasi, Dost Kitabevi, felsefe, 317 sayfa, 2023

Gaston Bachelard – Mekânın Poetikası (2023)

Yayımlandığı günden bu yana filozoflara, mimarlara, psikologlara, edebiyatçılara, eleştirmenlere ilham kaynağı olan, her okuyanın zihninde yeni pencereler açan ‘Mekânın Poetika’sında Bachelard evi algılayış tarzımızın, her türlü barınak imgesinin düşüncelerimizi, anılarımızı ve düşlerimizi nasıl şekillendirdiğini gösterir.

Bachelard bu eserinde mekânın zaman/zihin tarafından dil aracılığıyla nasıl doldurulduğunu, dondurulduğunu, katılaştırıldığını inceler.

Ona göre dil anlamlandırır, poetik hayal gücüyse tüm bu anlamlandırma süreçlerine direnir, varlığın açılmasını sağlar.

Felsefe, fenomenoloji, psikanaliz, fizik, biyoloji, nöroloji…

Hepsi de dolaysız olanın, başka bir deyişle poetik hayal gücünün karşısında ikincildir artık.

Bachelard epistemolojisinde yeni bir dönüm noktasını temsil eden ‘Mekânın Poetikası’, değişimin ve sürekliliğin kıskacında yersiz kalan düşüncenin dil-gerçeklik, zaman-mekân, sonlu-sonsuz, içsellik-dışsallık, büyük-küçük diyalektikleri aracılığıyla kendisine poetik bir yer inşa etme girişiminin adıdır.

“Asla gerçek bir tarihçi değilizdir, şair bir yanımız vardır hep, heyecanlarımız da yitik bir şiirin dışavurumundan başka bir şey değildir belki de” diyen Bachelard, bizi şairlere kulak vermeye çağırıyor.

  • Künye: Gaston Bachelard – Mekânın Poetikası, çeviren: Alp Tümertekin, Minotor Kitap, felsefe, 304 sayfa, 2023

Kolektif – Galenos Kitabı (2023)

Tıp teorisi ve pratiğini 1500 yıldan fazla süre etkilemiş Galenos üzerine kaçırılmayacak bir derleme.

‘Galenos Kitabı’, Galenos’un bir hekim ve bir filozof olarak sağlam bir portresini sunuyor.

Galenos, tıp teorisini ve pratiğini 1500 yıldan fazla bir süre boyunca etkileyecek olan, geç antik çağın en etkili hekimiydi.

Anatomi, fizyoloji, teşhis ve prognoz, nabız doktrini, farmakoloji, tedaviler ve tıp teorisi konularında üretken bir yazardı; ancak aynı zamanda felsefi konularda da kapsamlı eserler verdi, mantık ve bilim felsefesine özgün katkılarda bulundu ve bilimsel bir epistemolojinin ana hatlarını çizdi.

Diğer taraftan, güçlü bir tartışmacıydı; zamanının tıp okulları arasındaki doktrin tartışmalarına derinden dahil oldu.

Bu kitap, Galenos’un kişiliğiyle birlikte tüm bu alanlardaki başarısına bir giriş ve genel bir bakış sunarken, aynı zamanda bu başarıyı son otuz yılda Galenos araştırmalarında kaydedilen ilerlemeler ışığında değerlendiriyor.

Kitaba katkıda bulunan isimler ise şöyle: G. E. R Lloyd, Teun Tieleman, Ben Morison, Pierluigi Donini, Julius Rocca, Armelle Debru, Philip J. Van Eijk, Sabine Vogt, Rebecca Flemming ve Vivian Nutton.

  • Künye: Kolektif – Galenos Kitabı, editör: Robert J. Hankinson, çeviren: Nur Nirven, Albaraka Yayınları, felsefe, 520 sayfa, 2023

Moritz Schlick – Felsefenin Doğası (2023)

  • Felsefe nedir?
  • Felsefenin bilimden farkı nedir?
  • Felsefenin konusu ‘cevaplanamaz sorular’ mıdır?
  • Bir felsefe sorusunu diğer sorulardan ayırt eden nedir?
  • Hayatın bir anlamı var mı?
  • Kısacası ‘felsefi düşünme’ nasıl gerçekleşir?
  • Analitik felsefenin ve Viyana Çevresinin kurucu düşünürlerinden olan Moritz Schlick’in bu kitabı, felsefenin mahiyetine ilişkin net bir bakış sunuyor.

Geleneksel felsefe ile yeni deneyim felsefesinin sınırlarını ortaya koyarak, felsefe tarihinin 2500 yıllık tortularından arındırılması adına bir girişimde bulunuyor.

Gerçekte var olmayan sözde problemlerin peşini bırakmaya ve deneyimi temel alan felsefi bir düşünmenin temellerini atmaya çağırıyor.

Frege, Wittgenstein ve Russell’ın sorunsallaştırmaları etrafında gelişen bu çağrı, üyeleri arasında Hahn, Carnap, Feigl, Gödel, Neurath, Waismann’ın bulunduğu Viyana Çevresi düşünürleri tarafından sahiplenilerek felsefe tarihinde bir dönüm noktasına sebep oldu.

Schlick düşüncesinin son yıllarının hasadını sunan kitap, bu dönüşümün tam olarak anlaşılması adına da büyük önem taşıyor.

Kitaptan bir alıntı:

“Felsefe tarihi üzerine çalışmak, insan türünün medeniyetini ve kültürünü anlamaya hevesli herkes için belki de en büyüleyici uğraştır; çünkü belli bir çağın ya da bir ulusun kültürünü inşa etmeye yardımcı olan insan doğasının tüm farklı unsurları, o çağın ya da o ulusun felsefesinde şu ya da bu şekilde kendilerini yansıtırlar.”

  • Künye: Moritz Schlick – Felsefenin Doğası: Felsefi Düşünmeye Giriş, çeviren: Ömer Faik Anlı, Fol Kitap, felsefe, 256 sayfa, 2023

Anne Dufourmantelle – Yumuşaklığın Gücü (2023)

Yumuşaklık bir muamma…

Karşılamak ile vermekten müteşekkil bir ikili harekete eklenmiş, ölümle doğumun imzaladığı geçişlerin eşiğinde beliriyor.

Kendi yoğunluk derecelerini taşıdığı, sembolik bir kuvvet olduğu ve şeyler ile varlıklar üzerinde dönüştürücü bir kabiliyeti bulunduğu için de bir güç.

Bir felsefe kitabının konu ettiği meselenin tavrını takındığı çok nadiren görülür: Maddeyi ele alırken töze, yüzeyi ele alırken geometriye dönüşmesi, hatta zamana seslenirken sabırsızlanması gibi.

‘Riske Övgü’ ile övgümüzü kazanan Anne Dufourmantelle imzalı ‘Yumuşaklığın Gücü’ de, yumuşak bir kitap olmak gibi inanılmaz bir hünere sahip.

Yumuşaklık ‘hakkında’ yumuşaklığın kendisi ‘tarafından’ yazılmış bir kitap.

‘Yumuşaklığın Gücü’ bizi eğiten, yatıştıran, rahatsız eden, ama hepsinden önce bize bir şekilde daima, her an dokunan önemli bir metin.

Bu sayede okur, kırılganlığa adanmış bu kitaptan -şüpheye yer bırakmayacak şekilde- güçlenerek çıkar.

  • Künye: Anne Dufourmantelle – Yumuşaklığın Gücü, çeviren: Sinan Oruç ve Samet Yalçın, Kolektif Kitap, felsefe, 144 sayfa, 2023

Luc Ferry – Transhümanist Devrim (2023)

‘Transhumanist Devrim’de Luc Ferry iç içe geçip birbirini tamamlayan ve yakın geleceğe damgasını vuracak dört temel teknolojinin insanlığın önüne çıkaracağı olanakları ve yeni risk unsurlarını değerlendiriyor: nanoteknolojiler, biyoteknolojiler, enformatik (büyük veri ve nesnelerin interneti) ve bilişsel bilim (yapay zekâ).

Tıp alanındaki gelişmeler ABD’de transhümanizm adı altında ortaya çıkan ve web dünyasının Google gibi devleri tarafından desteklenen bir ideolojinin etki alanını genişletecek şekilde ilerliyor.

Amaç, tedaviye yönelik onarıcı tıbbın çok ötesine geçmek; en son bilimsel araçlar ve muazzam teçhizatlar yardımıyla insanlık durumunu “yükseltmek”, insan ömrünü ve gençliği mümkün mertebe uzatmak, genetik mühendisliğiyle nesilden nesile aktarılan genlere müdahale etmek ve son noktada insan-makine hibritleri üreterek “insan sonrası” çağını başlatmak.

Ekonomi alanında ise bağlı nesneler, sosyal ağlar ve büyük veri gibi yeni olanakları, yani transhümanizmin harekete geçirdiği teknolojilerin bir kısmını hizmet olarak sunan Uber, BlaBlaCar, Airbnb ve benzeri uygulamalar taksilerle, otellerle veya büyük mağazalarla rekabet eder hale geldiler.

Meslek sahiplerinin aradan çıkarılarak şahıslar arası ilişkiler kurulmasına dayanan bu “paylaşım ekonomisinin” transhümanist ideolojiyle derin bağları olduğuna dikkat çeken Ferry’ye göre her iki durumda da söz konusu olan sosyal demokrasiye bulanmış belli bir liberalizm, hatta bireylere dayatılan geleneklerin ve mirasların ağırlığından ne pahasına olursa olsun kurtulmak isteyenleri yanına çeken saf ve katı bir ultraliberalizmdir.

  • Künye: Luc Ferry – Transhümanist Devrim: Tekno-tıp ve Dünyanın Überleşmesi Hayatlarımızı Nasıl Altüst Edecek?, çeviren: Kağan Kahveci, İş Kültür Yayınları, felsefe, 192 sayfa, 2023

Kolektif – Doğa ve Evrim (2023)

Biyolojik evrim ya da kısaca adlandırıldığı şekliyle evrim, yeryüzündeki canlıların belli mekanizmalar dâhilinde değişip dönüşmeleri olgusunu ifade eder.

Bu içeriğiyle evrim, bir kuram değil bir olgudur.

Bu olgu tarihin çok erken dönemlerinden bu yana farklı düşünürler tarafından gözlemlenmiş, anlamlandırılmaya çalışıldı.

Evrim olgusunu yönlendiren başlıca mekanizmalardan birisi olan doğal seçilimin Charles Darwin tarafından ortaya konulması, bu düşünsel hattın önemli aşamalarından biridir.

Ancak evrimi anlama ve anlamlandırma yolundaki çaba orada başlamaz, çok daha gerilere uzanır.

Bu derleme Anaksimandros ve Epikuros’tan başlayan, El Câhız ve İbn Tufeyl’den geçen, Machiavelli, Humboldt ve Nietzsche’ye uğrayan, Subhi Edhem’i ve W.D. Hamilton’u kapsayarak Peter Singer’a uzanan bir çizgide, evrim düşüncesine yapılmış katkılardan bir seçki sunuyor.

  • Künye: Kolektif – Doğa ve Evrim, editör: Cemal Bâli Akal ve Ozan Erözden, Zoe Kitap, inceleme, 282 sayfa, 2023

Walter Benjamin – Teknik Olarak Yeniden Üretilebilirlik Çağında Sanat Eseri (2023)

Walter Benjamin’in Paris’te sürgünde olduğu dönemde yazdığı ‘Teknik Olarak Yeniden Üretilebilirlik Çağında Sanat Eseri’ ilk olarak 1936’da kısaltılmış Fransızca çevirisiyle yayımlandı.

Benjamin’in “materyalizmin adına layık ilk sanat kuramı” olarak tanımladığı bu metin, 60’lı ve 70’li yıllarda yeniden keşfedildi.

80’lerden beri de modern kültür ve medya teorilerinin temel metinlerinden biri olarak kabul ediliyor.

Benjamin bu denemesinde, sanatın ve sanatın alımlanışının, özellikle fotoğraf ve filmin gelişimiyle kaçınılmaz olarak dönüşüm geçirdiğini, kitlesel yeniden üretim olanaklarının artmasıyla sanat eserinin “aura”sını, özgünlüğünü ve kültürel otoritesini yitirdiğini savunuyor.

Yeniden üretilebilirlik sayesinde oluşan kolektif estetik, bir yandan toplumsal özgürleşme yolunda gelişim olanağı sunarken diğer yandan faşizmin yükselişinden de anlaşılacağı gibi siyasetin güdümüne girme tehlikesini de içinde barındırıyor.

  • Künye: Walter Benjamin – Teknik Olarak Yeniden Üretilebilirlik Çağında Sanat Eseri, çeviren: Ogün Duman, Can Yayınları, sanat, 48 sayfa, 2023