Fulya Marmara – Cehaletin Kültürel Üretimi ve Hayvanlar (2022)

Günümüzde insanlığın belki de en büyük sorunu, hayatı yorumlama sürecini kendine mal etmesi.

İnsanların pek çoğuna göre her şey insan için.

Bu sebeple de tüm anlama, anlamlandırma, yaratma eylemleri insan merkezli.

Hayata bu bakış açısıyla bakan insan ne yazık ki büyük bir yıkımın eşiğinde olduğunun bilincine varamıyor ve buna devam ettiği takdirde sadece gezegeni paylaştığımız diğer canlıları değil, kendini de yok oluşa sürüklediğini fark edemiyor.

Peki nasıl oluyor da bunca ilerlemeye, teknolojik üstünlüğe sahip insan bu basit gerçekliği göremiyor?

İşte bu noktada cehalet kavramı çıkıyor karşımıza.

Sahip olduğumuz kültür, bulunduğumuz coğrafya, ekonomik şartlar ve fiziksel sınırlar nedeniyle birçok konuda cahiliz.

Ancak burada korkutucu olan bilinçli seçilmiş cehalettir.

ABD’li fütürist Alvin Toffler, “21. yüzyılın cahilleri okuma yazma bilmeyenler değil, öğrenmeyen, öğrendiği yanlışlardan vazgeçmeyen ve yeniden öğrenmeyenler olacak.” derken işte böyle bir cehaleti anlatır.

Böylece cehaletin kültürel inşası; mahremiyet, aptallık, kayıtsızlık, sansür, bilgi kirliliği, inanç, sindirme, bastırma gibi stratejilerle tekrar tekrar üretilmiş olur.

Cehaletin kültürel olarak üretiminden en çok etkilenen canlıların başında ise hayvanlar geliyor.

Bu inşanın en etkili silahı da dil.

Dilin türcü ve yönlendirici kullanımı hayvanlar hakkındaki cehaletimizin en önemli gerekçelerinden biri.

Fulya Marmara, bu kitabında okuru zihinsel bir yolculuğa çıkarıyor.

Cehaletin yani bilmediklerimizle bildiğimizi sandıklarımızın ve tahakkümü ortaya çıkaran mekanizmaların peşine düşüyor ve diyor ki “İnsanın kurtuluşu; hayatın çoklu yorumuna ve yaratımına saygılı bir bakışın içselleştirilmesiyle mümkündür.”

  • Künye: Fulya Marmara – Cehaletin Kültürel Üretimi ve Hayvanlar: Cehalet ve Tahakküm Süreçlerini Nasıl Geri Çevirebiliriz?, Yeni İnsan Yayınevi, inceleme, 176 sayfa, 2022

Mary Roach – Doğa, Yasaları Çiğnediğinde (2022)

  • Kırmızı ışıkta geçen geyiklere ceza kesilir mi?
  • Mülke izinsiz giren ayı tutuklanabilir mi?
  • Ağaçlardan seri katil olur mu?
  • Doğa, insanların yasalarını çiğnediğinde izlenecek yol nedir?

Bundan üç yüzyıl önce yasaları çiğneyen hayvanlar mahkemelerde yargılanabiliyor, aforoz edilebiliyor, yuvalarından çıkmaları için tahliye emri alabiliyor, hatta sürgüne gönderilebiliyorlardı.

Peki, bugün ne değişti?

New York Times’ın en çok satılan kitaplar listesinin müdavimi Mary Roach, bizi bugün bu soruların yanıtını hukukta veya başka yerde değil bilimde aramaya davet ediyor.

İnsan ile vahşi yaşam arasındaki bitmek bilmez çatışmayı çözmek için insan davranışı ve vahşi yaşam biyolojisi alanlarının kavşak noktasında yer alan ‘insan/doğa çatışması bilimi’nin ışığında, trajikomik olayların yaşandığı ‘sorunlu bölgelerde’ çok eğlenceli ve şaşırtıcı bir yolculuğa çıkarıyor.

Bu yolculukta ekip arkadaşları da en az kendisi kadar sıra dışı: bir insan/fil arabulucusu, ayı yöneticisi, yırtıcı saldırıları ve adli tıp uzmanları, lazer korkuluk üreticileri ve daha kimler, kimler…

Roach, Aspen’in arka sokaklarından Hindistan’da leoparların terör estirdiği mezralara, Papa’nın Paskalya Ayini’nden bir gece önce martı saldırılarına maruz kalan Aziz Petrus Meydanı’na uzanan yolculuğunda, bilim ve okuru için hiçbir zahmetten kaçınmayıp sıçan yeminin tadına bakıyor, hatta yolda bir makağın saldırısına da uğruyor.

Sorunu doğada değil kendimizde, yani insanda aramamızın belki daha iyi olacağını fısıldıyor.

  • Künye: Mary Roach – Doğa, Yasaları Çiğnediğinde: Tüylü Zanlılar, çeviren: Nilbert Yılmaz, Fol Kitap, bilim, 304 sayfa, 2022

Susan Orlean – Hayvanlar Üzerine (2022)

‘Kütüphanelerin Bilinmeyen Dünyası’nın yazarı Susan Orlean’ın bu kitabında kolektif varlığımıza anlam katan ve onu zenginleştiren türler arasındaki bağlantıları keşfedeceksiniz.

Hayvanlarla nasıl etkileşime girdiğimiz meselesi, çağlar boyunca filozofların, şairlerin ve doğa bilimcilerinin zihnini kurcaladı.

Orlean ise altı yaşındayken bir güvercinle ilgili yazıp resimlediği kitaptan beri hayvanların bizimle nasıl yaşadığına ve bize nasıl uyum sağladığına dair her türlü hikâyenin büyüsüne kapıldı.

Maceralarını kariyeri boyunca denemeler yazarak sorgulayan Orlean’ın bu kitabında neler yok ki?

New Jersey’de bahçesinde yirmi üç evcil kaplan besleyen bir kadın, İzlanda’nın buzla kaplı sahillerinde serbest kalmamak için direnen bir balina, Fas’taki çalışkan eşekler, gösteri köpeği Biff’in yoğun programı, tavukların popülerliği, kuşların yol bulmadaki ustalıkları, Afganistan’da savaşın ağır şartlarını yüklenen katırlar, Küba’da değer kazanan öküzler…

Her bir hikâyeyi okurken hem şaşıracak hem de gezegenimizdeki komşularımıza bir adım daha yaklaşacaksınız.

  • Künye: Susan Orlean – Hayvanlar Üzerine, çeviren: Berke Kılıç, The Kitap Yayınları, hayvanlar, 240 sayfa, 2022

Ömer Obuz – Osmanlı’dan Erken Cumhuriyet’e Hayvan Katliamları ve Himaye (2022)

Daha çok Ortaçağ Avrupası, kediler ve veba özelinde akla gelse de, tarihin belli dönemlerinde kedi ve köpekler başta olmak üzere birçok hayvan katliamı oldu ve bu katliamlar insan-hayvan ilişkisinin ne derece katılaşabileceğini gösterdi.

Ömer Obuz, ‘Osmanlı’dan Erken Cumhuriyet’e Hayvan Katliamları ve Himaye: Kediler, Köpekler, Kargalar’ adlı kitabında, II. Mahmud döneminden erken Cumhuriyet dönemine kadar ele aldığı süreçte, “arıza” olarak görülerek medeniliğe aykırı olduğu gerekçesiyle damgalanıp bir imha politikasına tâbi tutulan kedi, köpek ve kargaların izini sürüyor.

Bu izi sürerken, esasen hayvanların Osmanlı toplumunun daha önceki dönemlerinde ne kadar değerli kabul edilip himaye edildiklerine de eğiliyor.

Yazar, II. Mahmud döneminden itibaren arıza olarak görülenlerin, medeniliğe aykırı oldukları gerekçesiyle damgalanıp imha edilmelerinin giderek kökleşen bir gelenek oluşturduğunu ve bunun erken Cumhuriyet yıllarında zirveye ulaştığını gözler önüne seriyor.

Osmanlı-erken Cumhuriyet tarihyazımında göz ardı edilen hayvanların akıbetine ve dönemin iktidarlarının yönetim tarzı ve bunun halk nezdinde nasıl karşılık bulduğuna dair değerli bir kitap.

Kitaptan bir alıntı:

“(…) sokak hayvanları, âdeta medenileşmenin önünde temel bir engel olarak görülerek mutlak bir sorun haline getirildiler. Yıllar yılı mesele öyle harlandı, öyle gerekçeler inşa edildi ki köpeklerin, kargaların ve kedilerin yaşamları, insanlığın elinde denge ve merhametin yok olduğu bir cehenneme döndü.”

  • Künye: Ömer Obuz – Osmanlı’dan Erken Cumhuriyet’e Hayvan Katliamları ve Himaye: Kediler, Köpekler, Kargalar, İletişim Yayınları, tarih, 208 sayfa, 2022

Loïc Bollache – Hayvanlar Nasıl Düşünür, İnsan Ne Görür? (2022)

Bu enfes kitap, insanlar ve hayvanlar arasındaki hiyerarşiyi yıkma girişimi olarak okunabilir.

Ekoloji profesörü Loïc Bollache ödüllü kitabında, hayvan zekâsının hiç alışık olmadığımız muazzam boyutlarını gözler önüne seriyor.

  • Eşlerini kaybeden balıklar aşk acısı çeker mi?
  • Kambur balinalar toplanmak, alanlarını sınırlamak ve yavrularıyla iletişim kurmak için çıkardıkları seslerin yayılma düzeyini ayarlayabilir mi?
  • Yunusların sosyal hafızası, yıllar sonra oyun arkadaşının ıslığını tanımaya yeter mi?
  • Ölüm farkındalığı olan filler stres altındaki türdeşlerine şefkat gösterecek duygusal zekâya sahip mi?

Uzun yıllar zeki olmadıkları kabul edilen hayvanları gözlemlediğimizde aslında bu beceriye sahip tek tür olmadığımızı ve zekânın pek çok formu olabileceğini anlarız.

Bollache, bu kitapta zekâ kavramının karmaşıklığından yola çıkıyor ve IQ gibi kriterlerle bu beceriyi sayılara indirgeyerek elde edilen sonuçların kapsayıcı olmadığının altını çiziyor.

Hayvanların dünyasının, deneyim ve becerilerinin bizim ölçümlerimizle sınıflanamayacak kadar karmaşık ve çok boyutlu olduğunu vurguluyor.

Güncel araştırmalardan hareketle zekânın çeşitliliğine değiniyor ve hayvan zekâsını iletişim, kültür, sosyal hayat ve duygusal zekâ üzerinden tanımlamaya çalışıyor.

Kurtların birbirini teselli edebilmesinden, karıncaların en kestirme yolu bulabilmesini sağlayan kolektif zekâsına, somonların çiftleşmek için doğdukları yere dönebilmelerini sağlayacak kadar kuvvetli hafızalarından, arıların dans ederek iletişim kurabilmesine kadar hayvan zekâsını tüm yönleriyle ele alıyor.

Bollache, bildiğimizi sandığımız bir dünyaya, hayvanlara ve hayvan-insan ilişkisine dair zihinlerimizde yepyeni bir pencere açıyor, sorguluyor ve düşündürüyor.

‘Hayvanlar Nasıl Düşünür, İnsan Ne Görür?’, hayvanlar âlemine bakışımızı değiştirecek, doğadaki konumumuza dair kavrayışımızı derinleştirecek ve empati gücümüzü artıracak ufuk açıcı bir kitap.

Kitabın, 2021’de Fransa’nın en prestijli ödüllerinden biri olan Fransız Akademisi Jacques Lacroix Ödülü’ne layık görüldüğünü de belirtelim.

  • Künye: Loïc Bollache – Hayvanlar Nasıl Düşünür, İnsan Ne Görür?, çeviren: Seda Sevinç, Timaş Yayınları, hayvanlar, 160 sayfa, 2022

Léo Grasset – Zürafa Boynun Neden Uzun? (2022)

Filler dünyasında mutlak bir diktatörlüğün mandalarda ise sonsuz bir demokrasinin hüküm sürdüğünü biliyor muydunuz?

Léo Grasset, Afrika savanlarından sunduğu birbirinden ilginç hayvan hikâyeleriyle karşımızda.

“Toki sabırlı bir çita. Afrika savanının uzun otları içine uzanıyor ve sessiz adımlarla avına doğru ilerliyor. Avı genç bir Thomson ceylanı. Toki, bu narin ve zarif ceylanı şimdiden güçlü dişlerinin arasında hayal ediyor ve gözden kaçırmıyor…”

Meraklı bir belgesel izleyicisi misiniz?

Benzerlerini defalarca seyrettiğiniz halde, bir çitanın can havliyle koşan bir ceylanı kovaladığını görünce kendinizi o görüntülerden alıkoyamıyor musunuz?

Peki, ceylanın bu koşusunun tamamen rasgele olduğunu ve bir sonraki hamlesinin kesinlikle öngörülemez olduğunu biliyor musunuz?

Ya da belki de belgeseller hiç ilginizi çekmiyordur.

Ama fillerde mutlak bir diktatörlüğün, mandalarda ise sonsuz bir demokrasinin hüküm sürdüğünü duymak da mı ilginizi çekmez?

En azından 70 cm boyuyla sırf eğlence olsun diye altı erkek aslanın arasına dalma cesaretini gösteren bal porsuğu daha yakından tanınmayı hak ediyor.

Yaşadığımız çevreden hayli farklı Afrika savanları böylesi pek çok sürprizle doludur.

Bu yabani toprakların bir tanığı da zebralar üzerine yaptığı incelemeler için Zimbabve’deki Hwange Ulusal Parkı’nda altı ay geçiren genç Fransız biyolog Grasset’dir.

Grasset buradaki deneyimlerinden yola çıkarak kolay kolay tanık olamayacağınız savan hikâyelerini eğlenceli bir dille anlatıyor.

Kitap, Aslan Kral’la ilgili şok gerçekler sunmasıyla da dikkat çekiyor.

  • Künye: Léo Grasset – Zürafa Boynun Neden Uzun?, çeviren: Yonca Aşçı Dalar, İş Kültür Yayınları, bilim, 136 sayfa, 2022

François Y. Doré – Hayvanların Kafasından Neler Geçiyor? (2021)

‘Hayvanların Kafasından Neler Geçiyor?’, hayvan davranışları üzerine en güncel çalışmaların sonuçlarını barındırmasıyla çok değerli.

Bu alanda yıllara yayılan araştırmalar yapmış François Y. Doré’ye kulak veriyoruz.

Doré, hayvanların zihinsel davranışları üzerine araştırmalar yapan uluslararası saygınlığa sahip bilim insanlarından biri.

Bu kitap ise kendisinin uzun yıllara yayılan bu çalışmalarının en güzel sonuçlarından biri.

Çalışma, hayvan davranışı üzerine en güncel bilgi ve araştırmaları, deneyleri ve bunların şaşırtıcı sonuçlarını barındırıyor.

Kitaptan bir alıntı:

“Ezop ya da La Fontaine’in fablları, Andersen ya da Perrault’nun masalları ve çizgi filmler, onlardan ders çıkarmak veya sadece eğlendirmek amacıyla, hayvanlar için karakteristik şekilde insanlara has olan kişilik özellikleri tasarlar. Bu tasvirlere göre karınca çalışkan, ağustosböceği aylaktır; saksağan geveze, karga ise saftır. Oysa aslında ağustosböceği karınca kadar gayretlidir. Saksağan diğer kuşlardan daha geveze değildir. Karga ise, saf olmak şöyle dursun, en az tilki kadar kurnazdır ve hatta olağanüstü bir zekâya sahiptir.”

  • Künye: François Y. Doré – Hayvanların Kafasından Neler Geçiyor?, çeviren: Başak Bekişli, Alakarga Yayınları, bilim, 248 sayfa, 2021

Karsten Brensing – Hayvanların Gizemi (2021)

Bonobolar küfürlü konuşur…

Kambur balinalar modayı takip eder…

Köpekler hainliği cezalandırır ama özür dilenince affedebilir…

Biyolog ve davranış bilimci Karsten Brensing, hayvanların gizemli, olağanüstü zihinlerinin nasıl işlediğini aydınlatıyor.

Yunuslar birbirlerine isimleriyle hitap eder…

Şempanzeler stratejik savaşlar yürütür…

Fareler parti düzenlemekten çok hoşlanır…

Karıncalar aynada kendi görüntüsünü tanır ve yuvasına dönmeden önce kendine çekidüzen verir…

Ördek yavruları soyut düşünmeyi gerektiren çetrefil testleri geçebilir…

Örümcekler mesleğini karakter özelliklerini ve kişisel zevklerini dikkate alarak seçer…

Ve insanlar bu gizem karşısında şaşırıp kalır.

Brensing okurunu insan ve hayvanlarda zihin gelişiminin kökenlerine götürüyor.

‘Hayvanların Gizemi’, hayvanların zihninde neler olup bittiğini merak eden herkes için şahane bir kitap.

  • Künye: Karsten Brensing – Hayvanların Gizemi, çeviren: Esra Even, Hep Kitap, psikoloji, 352 sayfa, 2021

Valéry Giroux ve Renan Larue – Veganizm (2021)

Veganizm, hisleri olan canlıları köleleştirmeye, onlara uygulanan kötü muamelelere ve onları öldürme eylemine, mümkün olduğunca ortak olmamaktır.

Bu sebeple veganlar hayvan istismarı içeren tüm ürünlerden, tüm hizmetlerden ve tüm eylemlerden kaçınmaya özen gösterirler.

Ne mutlu ki, hayvanları köleleştirmenin temelleri ve meşruiyeti artık yüksek sesle sorgulanıyor..

Valéry Giroux ve Renan Larue’nin vegan felsefesi ve veganizmin tarihi üzerine bu enfes çalışması da, bu sorgulamada bize rehber olacak nitelikte.

Kitap, kimi zaman alay konusu olan, çoğu zamansa sanayicileri ve hayvan sömürüsünden kâr elde edenleri kızdıran veganizmi hayvanlara eziyet etmeme çerçevesinin yanı sıra, doğaya, dünyaya, bizzat insanlara olan faydaları açısından da düşünerek bu felsefeyi daha geniş bir bağlama yerleştirmesiyle dikkat çekiyor.

Kitabın ilk bölümünde, hayvan sömürüsünün güçlü bir direnişi nasıl harekete geçirdiğini görüyoruz.

İkinci bölümde, Antik Çağ’daki öncüllerinden, hayvan etiği hakkındaki en yeni gelişmelere kadar vegan felsefesinin kendine has yönleri ele alınıyor.

Akabinde günümüz veganlarının portresi çiziliyor ve onların −özellikle internetin doğuşuyla− oluşturduğu topluluk inceleniyor.

Son olarak da, veganizmin sadece hayvanlara eziyet etmeyi reddetmenin pratik bir sonucu olmaktan ibaret olmadığı, aynı zamanda onların özgürleşmesi için siyasi bir araç da olduğu gözler önüne seriliyor.

  • Künye: Valéry Giroux ve Renan Larue – Veganizm, çeviren: Z. Hazal Louze, İletişim Yayınları, inceleme, 104 sayfa, 2021

Kolektif – İnsan, Hayvan ve Ötesi (2021)

Bugün hayvanlara yönelik zulmün ve sonu gelmez ekolojik yıkımın, insanı her şeyin ölçüsü olarak gören anlayışla birebir ilgisi var.

‘İnsan, Hayvan ve Ötesi’, Türkiye’den hayvan meselesi üzerine farklı disiplinlerden akademisyenlerin makalelerini sunarak hayvan çalışmaları külliyatına büyük katkıda bulunuyor.

Her geçen gün derinleşen ekolojik kriz bağlamında daha da önem kazanan politik ekoloji ve hayvan çalışmaları konusunda önemli veriler barındıran kitapta,

  • Hayvan özgürlüğü,
  • Kırsal alanda ortakyaşam pratikleri,
  • Sokak köpekleri biyopolitikası,
  • Türler arası ilişkiler ve ölüm hiyerarşisi,
  • Hayvanların sinemada “kullanılması”,
  • Canlı hayvan deneyleri,
  • Kentsel esaret mekânları olarak hayvanat bahçeleri,
  • Primatlar üzerinde yürütülen Covid-19 aşısı çalışmaları,
  • Canlı hayvan deneylerinin nasıl gerekçelendirildiği ve deney karşıtı hareketin nasıl büyüdüğü,
  • Yoldaş tür ilişkisinin nasıl kurulacağı,
  • Şefkat etiğinin ne olduğu ve neden önemli olduğu,
  • Ve insan toplumlarındaki mücadelelerin hayvan mücadelesinden ayrı sürdürmenin mümkün olup olmadığı gibi, hayvan meselesinin önemli ve güncel başlıkları çoğul bir tartışma zemininde ele alınıyor.

İnsanmerkezci uygulama ve söylemlerin sorgulandığı kitapta, insanı her şeyin ölçüsü kabul eden bilimsel yaklaşımlara karşı çıkılıyor ve farklı yaşam biçimleri oluşturmaya yönelik fikirler tartışılıyor.

Yaşamlar arasında hiyerarşi kurulmayan bir dünya özlemiyle…

  • Künye: Kolektif – İnsan, Hayvan ve Ötesi, derleyen: Kiraz Özdoğan, M. Fatih Tatari ve Ali Bilgin, Kolektif Kitap, inceleme, 234 sayfa, 2021