Kolektif – Hukuk ve Marksizm Rehberi (2024)

Berlin Duvarı’nın yıkılmasını izleyen küreselleşmenin zafer gösterileri çok da uzun sürmedi ve kapitalizmin yinelenen krizleri, Marx’a ve Marksizme yönelik geniş çaplı, hiç de şaşırtıcı olmayan bir uyanışa sebep oldu.

Sosyal ilişkiler artı-değer üretme ve biriktirme dürtüsü çerçevesinde ortaya çıkmaya devam ettikçe, kapitalist üretim tarzının sistematik eleştirisi de kaçınılmaz olmaya devam ediyor.

‘Hukuk ve Marksizm Rehberi’ de söz konusu eleştiriyi hukuk ve devlet merkezinde ele alıyor.

Rehber’de, Marx ve Engels’e ilaveten Marksist literatürün hukuk eleştirisi ve açıklaması farklı geleneklerden araştırmacılarca işleniyor.

Kitapta yer alan yazılar, her şeyden önce Marksist eleştirel araçların çeşitliliğine, çok yönlülüğüne ve şaşırtıcı analitik gücüne tanıklık ediyor.

Bu araçlar, kapitalist toplumlarda hukukun, hakların ve devletin rolünü anlamak için her zaman olduğu gibi vazgeçilmezdir.

  • Künye: Kolektif – Hukuk ve Marksizm Rehberi, editör: Paul O’Connell, Umut Özsu, çeviren: Kasım Akbaş, Ertuğrul Uzun, Zoe Kitap, hukuk, 584 sayfa, 2024

Anonim – Manu Kanunları (2024)

Dünyanın en eski hukuk metinleri arasında sayılan Manu Kanunları Doğudan Batıya aktarılan ilk çeviriler arasında yer alır.

İlk çeviriyi yapan kişi olan William Jones eğer Hindistan iyi bilinmek isteniyorsa, özelde İngiltere’nin genelde ise Avrupa’nın bu eseri bir an önce okuması ve öğrenmesi gerektiğine inanmıştı.

Manu Kanunları (Manusmriti) okunmadan Hindu dinini ve Hindu yaşamını tam olarak anlamak ve çözmek olanaklı değil.

Bu kitap Hindulara rehberlik eden ve onlar tarafından kutsal sayılan bir eser.

Dinsel törenler, ahlâk, aile reisi, evlilik, günlük törenler, Veda okuma, çileciler, kralın görevleri, kastların görevleri ve birbirlerine karşı durumları, sosyal yaşam, medeni hukuk, ceza hukuku, miras hukuku gibi pek çok konuyu içerir.

Āryanların Brahmavarta dedikleri topraklarda (Pencab) yerleşik yaşama geçmeye başlamaları sırasında yavaş yavaş topluma gerekli olan düzeni getirme çabasından doğmuştu.

O dönem savaşların azaldığı, eğitimin ve okumanın değer kazandığı, çok sayıda ırkın karıştığı, toplumun sınıfsal olarak ayrışmaya mecbur kaldığı bir dönemdi.

Manusmriti’yi on dört Manu’dan birincisi olan Manu Svāyambhū’nun yazdığı kabul edilir.

Manu mitolojik bir addır ve hem ilk insan hem de yaşamı tufandan sonra yeniden başlatandır.

Eserin ilk bölümünden Hint mitolojisi, kozmogonisi ve eskatolojisine dair bilgiler elde edebiliriz.

Son bölümünde ise Ātman düşüncesi, Sāmkhya felsefesi gibi çeşitli konularla ilgili bilgiler bulabiliriz.

Eser bitirilirken Rigveda’daki beyitlere benzer bir beyitle bitirilir: “O en yüce tekliğe bazıları Agni der, bazıları Manu, bazıları Pracāpati, bazıları İndra, bazıları en yüce soluk, bazıları da ölümsüz Brahma der.”

  • Künye: Anonim – Manu Kanunları, çeviren: Korhan Kaya, Doğu Batı Yayınları, hukuk, 298 sayfa,2024

Clarence Darrow – Neden Ceza Veriyoruz? (2023)

Daha önce Türkçeye kazandırılmayan ‘Crime: Its Cause and Treatment’ eserinden bahsederken “herkes için ceza hukuku” demek abesle iştigal olmaz.

Darrow da kitabında buna vurgu yapıyor.

Kendisi kitabın yazıldığı dönemdeki son gelişmeler ışığında yaptığı tespitlerin mutlakdoğru veya bir Cesare Lombroso’nun kriminoloji çalışmaları gibi ceza hukuku doktrininde doğrudan mihenk taşı olmasından ziyade temel kavramları anlatıyor.

“Suç nedir?” sorusundan başlayarak bir insanın nasıl suça sürüklendiğini, suçlu tipolojisinden ceza vermekteki motivasyon ve ceza türlerine kadar bu alana ilgi duyanların dışında her insanın bilmesi gereken cinsten tespitler yapıyor.

Elbette tespitlerin dönem açısından sağlıklı olmayacağı düşünülebilir fakat Darrow, böyle bir sorunun olabilme ihtimaline karşı adeta önceden önlem almış, mümkün olduğunca geniş tespitler yaparak eserini zamandan ve hatta Amerikan toplumundan ayrık olarak kaleme almış.

  • Künye: Clarence Darrow – Neden Ceza Veriyoruz?, çeviren: Hamza Eren Sarıçam, Fabrik Kitap, hukuk, 240 sayfa, 2023

Olga Tellegen-Couperus – Roma Hukuku (2023)

Uzun yıllar Roma Hukuku dersleri veren Olga Tellesen-Couperus bu kitapta Roma Hukukunu okuru teknik ayrıntılara boğmadan ana hatlarıyla sunuyor.

Sadece hukuk kurallarını ve kuralların uygulanışını değil, aynı zamanda gelişim dönemleri içerisinde hangi siyasal ve toplumsal koşulların bu kuralların yapılması, uygulanması ve değiştirilmesi sonucunu doğurduğunu anlatıyor.

Kitap, tarihsel perspektifle sunduğu özlü anlatımı sayesinde Roma Hukukuna dair bütüncül bir imge elde etmek isteyen hukukçu, tarihçi, siyaset bilimci gibi her alandan ilgiliye hitap ediyor.

  • Künye: Olga Tellegen-Couperus – Roma Hukuku: Kısa Bir Tarih, çeviren: Serdar Ünver, Zoe Kitap, hukuk, 200 sayfa, 2023

Baskın Oran – Etnik ve Dinsel Azınlıklar (2023)

1969’dan beri milliyetçilikle, 1974’ten beri de azınlıklar konusuyla uğraşan Baskın Oran bu geniş çalışmasında ilkin, azınlık kavramının tarihçesini geçmişten günümüze bir belgesel film gibi anlatıyor.

Milletler Cemiyeti, Birleşmiş Milletler, Avrupa Konseyi, AGİT, Avrupa Birliği gibi uluslararası örgütlerin bu dikenli konuya yaklaşımlarını antlaşmalar, sözleşmeler, bildirgeler ışığında ortaya koyuyor.

Ardından kavramın tarihine, teorisine, hukukuna, dünya ve Türkiye uygulamalarına birer birer değiniyor.

Konu üzerindeki bütün tartışmaları asimilasyon, etnik temizlik, self determinasyon gibi uygulamalı kavramlarla veriyor.

“Azınlık hakları” denildiğinde yanlış bir anlayışla sadece Gayrimüslim haklarının kastedildiği Türkiye tecrübesini alışılmış Ermeniler, Museviler/Yahudiler, Rumlar, Süryaniler gibi Gayrimüslimler açısından ele almakla kalmıyor bu kitap.

Bunun yanı sıra uluslararası standartları uygulayarak, Alevilerin ve Kürtlerin haklarını Türkiye mevzuat ve içtihadını didiklemek suretiyle inceliyor.

Kimlik politikaları, nefret söylemi ve ayrımcılık gibi konularda yapılan hukuki düzenlemeleri ve uygulamaları örnek olaylarla anlatıyor.

Daha sonra, Türkiye’nin Avrupa Birliği eşiğinde gerçekleştirdiği reformların neler olduğunu ve 2016 OHAL döneminde bunların nasıl büyük kırılmalara uğratıldığını karşılaştırmalı yöntemlerle gözler önüne seriyor.

Uluslararası standartlara fazla aşina olunmayan Türkiye’de azınlık konusunu tarih, siyaset bilimi, sosyoloji ve hukuk alanlarında disiplinler arası bir yaklaşımla ele alan bu çalışma bir ders kitabı niteliği taşımakla kalmıyor.

İç ve dış politika üzerine fikir yürüten her okurun rahatça yararlanabileceği, geçmişi ve bugünü aydınlatan bir eser olarak da literatürde yerini alacaktır.

  • Künye: Baskın Oran – Etnik ve Dinsel Azınlıklar: Tarih, Teori, Hukuk, Türkiye Gayrimüslim, Kürt, Alevi Hakları, Alfa Yayınları, inceleme, 568 sayfa, 2023

Kerem Altıparmak – Zaman ve Aşımı (2023)

Türkiye’nin yakın tarihi, kendini sürekli tekrar eden, adaletle sonuçlanamayan cezasızlık hikâyeleri ile dolu.

Cumhuriyet’in 100 yılını niteleyen en önemli özelliklerden biri, unutulmayacağına söz verilen, ama hiçbir zaman gerçek anlamda hatırlanamayan, yargılanamayan ağır insan hakları ihlallerinin varlığı.

Ağır insan hakları ihlallerine ilişkin bu süreğen cezasızlığın arkasında siyasi bir iradenin olduğu şüphesiz.

Bu kararlı cezasızlık politikasını mümkün kılan araç ise hukuk.

Kerem Altıparmak tarafından kaleme alınan bu kitap, bu cezasızlık politikasının en önemli araçlarından biri olan zamanaşımı kavramının zırhını kaldırmayı ve bu kavramı alternatif bir hukuk okumasıyla tartışmayı amaçlıyor.

Yazar, hakikatin önündeki en önemli engellerden biri olan zamanaşımı kavramını, uluslararası insan hakları hukukundaki gelişmeler ve farklı ulusal ve uluslararası yargı kararlarının konusu olan vakalar ışığında karşılaştırmalı bir şekilde inceleyerek, bu engelin nasıl kaldırılabileceğini tartışıyor.

Kitap, ağır insan hakları ihlallerinin mağdurlarının adalet talebinin, faillerin hukuki güvenlik iddiaları ile çatışmasının nasıl çözümlenebileceğine ilişkin yeni öneriler sunuyor.

  • Künye: Kerem Altıparmak – Zaman ve Aşımı: Ağır İnsan Hakları İhlallerinin Kılıfını Kaldırmak, Ütopya Yayınları, hukuk, 176. sayfa, 2023

Iris Marion Young – Adalet ve Farklılık Politikası (2023)

Iris Young’ın ‘Adalet ve Farklılık Politikası’ndaki argümanı, bu kitabın ilk kez basıldığı zamanlarda da anlaşıldığı üzere, felsefi açıdan zengin olmasının yanı sıra ileri görüşlü olarak da nitelenebilir.

Adalet, farklılıkları desteklemeli mi yoksa tek düze insan yaratmaya mı çalışmalı?

  • Farklılıkları destekleyen bir adalet tüm vatandaşlarına eşitliği nasıl getirmeli?
  • Feminizm, Siyah özgürleşmesi, Amerikan Yerlileri hareketi ve gey ve lezbiyen özgürleşmesi gibi sol siyasetle ilişkili yeni grup temelli toplumsal hareketlerin iddialarının adalet ve siyaset felsefesi açısından sonuçları neler olmalıdır?
  • Postmodern felsefenin Batılı adalet sistemine meydan okumasının adalet ve siyaset felsefesi üzerindeki etkileri nelerdir?
  • Eşitlik ve demokrasiye yönelik geleneksel sosyalist çağrılar adalet sistemine nasıl eklenebilir?
  • Yeni toplumsal hareketler dolaylı olarak hangi sosyal adalet anlayışlarına hitap eder ve geleneksel adalet anlayışlarıyla nasıl yüzleşir veya onları nasıl değiştirir?

İşte bu kitap daha önceki adalet teorilerinde ele alınmayan ancak günümüzde eksikliği hissedilen bu yeni soru ve sorunlara cevap arıyor.

  • Künye: Iris Marion Young – Adalet ve Farklılık Politikası, çeviren: Nadire Özdemir, Fol Kitap, felsefe, 416 sayfa, 2023

Pelin Pınar Giritlioğlu – Kentin Hukuku (2023)

 

 

Planlamanın hukuk ve siyasetle giderek daha fazla iç içe geçtiği günlerde, ülkemiz kentleri afetlerle, kentsel dönüşümle, yasal gelişmeler ve hukuk mücadeleleriyle oldukça yoğun bir gündeme ev sahipliği yapıyor.

Bu sistemden beslenen iktidar, güç, bölüşüm ilişkilerinin alt ölçekte kenti ve kent mekânını sınır tanımaksızın şekillendirişine tanıklık ediyoruz.

Bu tanıklık, ormanlar, tarım alanları, meralar, su havzaları, tarihi kent mekânları, kimlik ve bellek gibi kente dair ne varsa tümünü içeriyor.

Kent mekânı hızla bir mücadele alanı olmaya başlıyor.

‘Kentin Hukuku’ adlı bu çalışma, teori ve pratiği hukuk zemininde bir araya getirmeyi hedefleyerek tüm bu süreci, kentlerdeki deneyimler üzerinden ele alıp okumaya, sorgulamaya ve okuyucuya aktarmaya çalışıyor.

Tek bir zaman dilimine odaklanmama ve süreci bir bütün olarak okuma ve anlama çabasıyla ele alınan tüm bu deneyim, çalışmada planlama ilke ve esasları, planlama hiyerarşisi, plan uygulamaları ve davalar, emsal yargı kararları, örnek olaylar, yasal gelişmeler ve kent mekânındaki hukuksuzluğa bir itiraz olarak yükseltilen kent mücadeleleri üzerinden ele alınarak sunuluyor.

Kent, mekân, hukuk arasındaki sorunlu ilişki, ‘Kentin Hukuku’nda; planlama, kentsel koruma, kentsel dönüşüm, kentsel yenileme, kamulaştırma ve kamusal alanlar ekseninden derinlemesine bir sorgulamayla ortaya konuyor.

  • Künye: Pelin Pınar Giritlioğlu – Kentin Hukuku, Nobel Yayınları, kent çalışmaları, 384, 2023

Samuel Pufendorf – Doğal Hukuka Göre İnsanın ve Yurttaşın Ödevi (2023)

1632-1694 yılları arasında yaşayan Samuel Pufendorf, Reform hareketleri, mezhep anlaşmazlıkları, Otuz Yıl Savaşları, Vestfalya Antlaşması ve Aydınlanma gibi 17. yüzyıl Avrupa tarihinin en önemli olaylarına tanıklık etmiş çok önemli bir düşünürdür.

Pufendorf, yaşamının son on sekiz yılında, başarılı, modern Protestan devlet kurucular ve aydınlanmış mutlakiyetçiliğin örnekleri olarak görülen üç hükümdara danışmanlık yapmıştır.

Bu nedenle yazıları, modern, devlet merkezli siyasi pratiğin felsefi sunumları olarak kabul edilmiştir.

Avrupa’da yeni düzenin hangi temeller üzerine kurulması gerektiği konusunda fikir yürüten Pufendorf’un düşüncelerini, kaleme aldığı çok sayıdaki eserde görürüz.

‘Doğal Hukuka Göre İnsanın ve Yurttaşın Ödevi’ başlığını taşıyan bu eser, Pufendorf’un Otuz Yıl Savaşları sonrasında Avrupa’nın yeni yapısının nasıl olması gerektiğine dair görüşlerini içeriyor.

Ona göre, tüm Avrupalıların yeni siyasi düzene rıza göstermesini sağlayabilecek ve barışı getirebilecek yeni bir ahlak, onları bölen dinsel farklılıklardan bağımsız olmalı ve bununla birlikte bu rakip dinlere yönelik inanç ve ibadete ahlak çerçevesinde izin verilmeliydi.

Pufendorf, Reform hareketleri sonucunda Avrupa’da yaşanan mezhep savaşlarının Avrupa siyasi ve toplumsal sistemine verdiği zararın düzeltilmesi için kafa yoran ve bu amaçla fikirlerini yazıya döken önemli bir 17. yüzyıl düşünürü.

Yaklaşık 30 yıl süren bu savaş döneminin ardından yeni düzenin hangi temeller üzerine bina edilmesine dair kaleme aldığı bu eser, çeşitli tartışmalara kapı aralamış olsa da dönemin Avrupa siyasetinin sınırlarının çizilmesinde etkili oldu.

Bu nedenle bu eser, Batı siyaset düşüncesinin önemli çalışmaları arasında yer alıyor.

  • Künye: Samuel Pufendorf – Doğal Hukuka Göre İnsanın ve Yurttaşın Ödevi, editör: James Tully, çeviren: Reha Kuldaşlı, Timaş Yayınları, hukuk, 208 sayfa, 2023

Kolektif – Kadına Karşı Ayrımcılık (2023)

“Kadınlara karşı ayrımcılık” çok geniş kapsamlı ve disiplinlerarası bir kavram.

Bu kitapta yer alan katkılar bu gerçeğin ışığında, kadına karşı ayrımcılık sorununa odaklanan incelemelerden oluşuyor.

Ve bu yaklaşım, kadının insan haklarına ilişkin uluslararası temel normatif bir düzenleme olan Birleşmiş Milletler Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi (kısa adıyla CEDAW) bağlamında derinlemesine inceleniyor.

Kadınlara karşı ayrımcılığın önlenmesine yönelik Sözleşme ile kurulan bu koruma rejiminin geliştirilerek inşa edilmesi, birkaç yıl sonra yarım yüzyıla varacak, iç devinimi çok yüksek olan bir süreci kapsıyor.

Bu devinimin başlıca aktörleri elbette kadınlar, yerel ve uluslararası kadın hakları hareketi ve uluslararası örgütler bünyesinde gerçekleştirilen mücadele.

Bu hakların korunması rejiminin ürettiği ve diğer disiplinler alanındaki gelişmeleri dikkate alarak geliştirdiği, kavramsal ve uygulamaya dair önemli bir hak standartları birikimi oluştu.

Bu önemli gelişim, bu kitaba katkıda bulunan, uluslararası ve yerel kadın hakları çalışmaları ve hareketi alanında yetkin araştırmacıların farklı başlıklar altında, geniş bir çerçeveye yayılan çalışmalarıyla irdeleniyor.

CEDAW hak koruma rejimi, CEDAW Komitesi’nin Genel Tavsiyeleri, Nihai Gözlem Raporları, Komite nezdinde bireysel şikâyet başvurusu ve soruşturma usulleri, bireysel başvurulara ilişkin Komite kararları; özen yükümlülüğü kavramı; geçici özel önlemler ve özel önlemler; toplumsal cinsiyet eşitliği; toplumsal cinsiyete dayalı şiddet; kesişimsellik; Türkiye ve CEDAW bağlarının kurulması ve gelişimi, Türkiye hukukunda CEDAW’a uyma yükümlülüğünün yapıtaşlarının eleştirel olarak değerlendirilmesi kitabın omurgasını oluşturan konular.

Kitap, cinsiyete dayalı ayrımcılık konusunda, CEDAW deneyimini değerlendirme bağlamında, Türkçe literatüre önemli bir katkı sağlayacaktır.

Bu kitap, İstanbul Bilgi Üniversitesi, İnsan Hakları Hukuku Uygulama ve Araştırma Merkezi bünyesinde, uzman araştırmacılar Gökçeçiçek Ayata ve Sevinç Eryılmaz tarafından yürütülen, Federal Almanya Cumhuriyeti İstanbul Başkonsolosluğu tarafından desteklenen “Hukukçular için CEDAW Okuryazarlığı” başlıklı proje kapsamında hazırlandı.

  • Künye: Kolektif – Kadına Karşı Ayrımcılık: Hukuk Toplum Devlet ve CEDAW, derleyen: Sevinç Eryılmaz, Gökçeçiçek Ayata ve Pınar Çağlı, Zoe Kitap, hukuk, 408 sayfa, 2023