Peter Berresford Ellis – Kelt Mitleri ve Efsaneleri (2022)

Bir Kelt bilge size “asla yeni bir yol uğruna bildiğin yoldan ayrılma” diyorsa sözlerini mutlaka ciddiye alın.

Ya da başınızın büyük derde girmesini istemiyorsanız “denizkızı” ile “deniz kızı”nı birbirine karıştırmayın.

Çünkü “denizkızı” muzip ve sevimlidir fakat “deniz kızları” hayatınıza mal olabilir.

‘Kelt Mitleri ve Efsaneleri’, Alplerin kuzeyinde yaşayan ilk Avrupalı halkın sıcak ve coşkulu hikâyelerine, eğlendirirken aynı zamanda düşündüren sonsuz bir iyimserlik atmosferine davet ediyor.

Neredeyse binlerce yıl boyunca Avrupa tarihini şekillendiren ve İber Yarımadası’ndan Anadolu’ya uzanan bir coğrafyada düşmanlarını tetikte bırakmış bu usta demirci savaşçılar, Antik Çağ’ın en gizemli topluluklarından biri olarak keşfedilmeye devam ediyor.

‘Kelt Mitleri ve Efsaneleri’, Kelt tarihi uzmanı Peter Berresford Ellis’in İrlanda, Man Adası, İskoçya, Galler, Cornwall ve Bretonya kültürlerine ayırdığı her bir bölümle, Kelt mitolojisini araştırmaya meraklı okuyucular için eşsiz bir kaynak bilgisi de sunuyor.

Bu kitapta dört beyaz kuğuya dönüşen Lir’in çocuklarına, İrlanda’nın baş ozanı tarafından lanetlenen kralın başından geçenlere, bir öyküyü anlatırken gerçeklere asla sadık kalmayan denizci Gilaspick’in girdiği bahislere, Tuna Nehri’ne ismini veren Danu’nun çocuklarının bulut üstündeki yolculuklarına, hatta Kocakarı’nın Uzun Deri Torbası dâhil Kelt ozanlarının büyüleyici efsanelerine tanık oluyoruz.

  • Künye: Peter Berresford Ellis – Kelt Mitleri ve Efsaneleri, çeviren: Ekin Duru, Say Yayınları, mitoloji, 640 sayfa, 2022

Murat Turgut – Girit Mitolojisi ve Kahramanları (2022)

Girit adası doğu kültürleriyle olan yoğun ilişkisine rağmen Avrupa medeniyetinin filizlendiği yer olarak gösterilmeye çalışılır.

Adada bulunan Tunç Çağına ait Minos Uygarlığı bu filizlenmenin beşiği olarak nitelendirilir.

Mitoloji denince akla genellikle Eski Yunan mitolojisi gelir.

Bu alan çalışmalarının önemli bir kısmı, Eski Yunan tanrısal varlıklarıyla Atinalı kahramanların hikayelerini yücelten bakış açısıyla yazılmışlardır.

Halbuki Girit adası Eski Yunan mitolojisi içerisinde oldukça önemli bir konumda olmuştur.

Olympos’un lideri Zeus bu adada dünyaya gelmiştir.

Fenike kıyılarından Europa’yı kaçırıp adaya getirmesiyle ondan doğan çocuklar Eski Yunan mitolojisini etkileyen ve hatta şekillendiren mitolojik karakterler arasında gösterilebilir.

Bu eserde alışılmış klasik mitoloji çalışmalarının dışına çıkılarak efsanelere Giritli kahramanlar gözünden bakılıyor.

Eser bu yönüyle Giritli unsurları, özellikle antikçağ yazarlarının verdiği bilgiler ışığında bir bütün olarak ele alıp adanın, Eski Yunan mitolojisi içerisindeki önemiyle birlikte onun Eski Yunan mitolojisinin bir parçası olmasından ziyade en önemli yapı taşlarından birisi olduğu düşüncesini öne sürmektedir.

  • Künye: Murat Turgut – Girit Mitolojisi ve Kahramanları (Eski Yunan Mitolojisi İçerisinde), Arkeoloji ve Sanat Yayınları, mitoloji, 176 sayfa, 2022

Mustafa Duman – Eril Kültür (2022)

Türk destanları bağlamında hegemonik erkekliğin inşasını ve ataerkilliğin sözlü kültürle ilişkisini ele alan bu kitap, folklorun eleştirel erkeklik çalışmaları içerisindeki yerini belirlemeye çalışıyor.

Anlatma geleneği ve bu geleneğin ürünü olan sözlü edebiyat mahsulleri; mitlerden masallara, destanlardan halk hikâyelerine hangi formda olursa olsun, ait oldukları toplumun dünya görüşünü yansıtır.

Bu nedenle hegemonik erkekliği destanlar üzerinden okumaya çalışmak, aslında toplumsal cinsiyet rollerine yüklenen anlamların üretildiği sözlü kültür gibi canlılığını hiç yitirmeyen bir kanalın işleyişini ortaya koyar ve hegemonik erkekliğin oluştuğu kültürel yapıyı daha iyi kavramamızı sağlar.

Dolayısıyla bu kitap, “erkeklik”in kültür sahasında dünden bugüne nasıl inşa edildiğine ve ne türden dönüşümler geçirdiğine odaklanarak okurunu Türk destanlarına farklı bir pencereden bakmaya davet ediyor.

  • Künye: Mustafa Duman – Eril Kültür: Destan ve Hegemonik Erkeklik, Kabalcı Yayınları, inceleme, 216 sayfa, 2022

Phillip Cole – Kötülük Miti (2022)

Kötülük fikrinin insan davranışını anlama, eleştirme veya ıslah etmedeki yararına kuşkuyla yaklaşan Phillip Cole, kötülüğü dini veya ahlaki değil mitolojik bir kavram olarak düşünmeyi öneriyor.

Kitabı Mukaddes’teki Şeytan’dan popüler film ve romanlardaki “şeytani” karakterlere, cadı mahkemelerinden 18. yüzyılın “vampir salgınına” kadar çok çeşitli felsefi, tarihi ve edebi temayı ele alan yazar, metafizik kötülük problemiyle uğraşırken bir yandan da kötülüğün politik felsefesini yapmayı amaçlıyor.

‘Kötülük Miti’, çok yönlü ve katmanlı bir kitap: Tarih boyunca en büyük kötülük timsalinin “içimizdeki düşman” olduğunu, en çok, bizim gibi görünüp konuşanların tekinsizliğinden korktuğumuzu savunan Cole, bu özel korku türünün politik toplulukların kimlik inşasında oynadığı merkezi rolü tartışıyor.

Şeytanlaştırmanın, günümüzün moda tabiriyle “ötekileştirmenin” politik bir taktik olarak kullanımını sorgulamayı da ihmal etmiyor.

  • Künye: Phillip Cole – Kötülük Miti, çeviren: Reha Kuldaşlı, İş Kültür Yayınları, mitoloji, 312 sayfa, 2022

Luc Ferry – Gençler İçin Yunan Mitolojisi (2022)

Son on yıldır Türkiyeli okuyucunun canlı ilgisine mazhar olan ‘Gençler İçin Batı Felsefesi ’nin devamı niteliğindeki bu kitabında Luc Ferry yine aynı berrak ve akıcı üslubuyla Yunan mitolojisinin anlamını, zamana meydan okuyan mesajını sorguluyor.

Dünyanın nasıl ortaya çıktığı, insanın kökeni gibi öteden beri zihinleri meşgul etmiş soruları konu edinen mitoloji aslında “ne bir masallar ve efsaneler derlemesidir ne de sadece eğlendirmeyi amaçlayan az çok olağanüstü bir dizi hikâyecikten oluşur.”

Pek çoklarının sandığı gibi insanlığın, günümüzde bilimin konusu haline gelmiş sorulara çocukluk döneminde verdiği ilkel ve naif cevaplar manzumesi de değildir.

Yazara göre mitoloji insanın kozmos içindeki yerini ve rolünü anlamlandırma, iyi hayatın ne olduğunu düşünme çabasıdır ve bu anlamda felsefeyle bir süreklilik içerisindedir.

Ferry’nin Yunan mitolojisinin en bilinen metinlerinde cevher halinde bulunan felsefi özü bulup çıkarmaya çalıştığı bu kitabı ‘Gençler İçin Batı Felsefesi’ gibi nitelikli bir eser.

  • Künye: Luc Ferry – Gençler İçin Yunan Mitolojisi, çeviren: Murat Erşen, İş Kültür Yayınları, mitoloji, 352 sayfa, 2022

Manfred Krebernik – Eski Doğu’da Tanrılar ve Mitler (2022)

Manfred Krebernik bu kitapta, Eski Doğu’nun tanrılar dünyasına ve Mezopotamya halklarının kendi tanrıları hakkında anlattığı mitlere değinerek tek tanrılı dinlerin ortaya çıkmasından çok önceki bir döneme ışık tutuyor.

Şehir tanrılarından savaş tanrılarına, Tufan’dan müthiş aşk şiirlerine kadar oldukça geniş bir konu yelpazesi olan kitap, tanrılar ve insanlar arasındaki ilişkiyi gerek ritüeller gerekse de kil tabletlere yazılan mitler, efsaneler ve diğer edebi eserlerle açıklığa kavuşturuyor.

Ana hatlarıyla tanrıların ve mitlerin ortaya çıktığı kültürel ortamın bir panoramasını çizen yazar, mitler ve tanrılar hakkında bilgi veren kaynakları yorumlayarak tanrıçaları ve tanrıları tanıtıyor, sorumluluk alanlarına işaret ediyor ve yüceltme biçimlerinin, kült davranışlarının, ritüellerin, duaların, büyü uygulamalarının ve kehanet tekniklerinin temellerini etraflıca ele alıyor.

  • Künye: Manfred Krebernik – Eski Doğu’da Tanrılar ve Mitler, çeviren: Nurettin Demir, Runik Kitap, tarih, 136 sayfa, 2022

Joseph Cambell – Mitsel İmge (2022)

Uzak Asya’dan Hindistan’a, Çin’den Japonya’ya, Eski Doğu’dan Eski Batı’ya, Avrupa’dan Afrika’ya, Hıristiyanlıktan Yahudiliğe ve İslam’a, Filipinler, Endonezya, Mikronezya gibi ada uygarlıklarından İnka, Aztek, Maya gibi Amerika uygarlıklarına kadar dünyanın çeşitli inançlarını imgesel bağlamda inceleyen Joseph Campbell, kitapta ayrıca bu imgelerin kültürel, edebi ve psikolojik yönlerini ele alıyor.

Campbell, düşlerin mitlerle olan ilişkisiyle başlayarak mitolojileri okuryazar ile okuryazar olmayan halk gelenekleri şeklinde iki ayrı gruba ayırıyor.

Etkileri çağlara uzanan mitolojilerin izini metinler ve imgelere odaklanarak sürüyor.

Doğu ve Batı mitolojileri arasındaki rüya ve yaşam yorumlarındaki farklılıkları metin ve imgelere odaklanarak ortaya koyuyor.

Bu farkı izah etmesine rağmen benzerliklerini hem imgesel hem de kültürel anlamda belirtiyor.

Budizm ve Hinduizm inancı gibi Doğu’nun köklü inançlarını derinlemesine anlatırken, bir yandan da okuru Batı’nın genele etki etmiş Hıristiyanlık, Yahudilik ve İslam gibi inançlarının kökenlerine ve farklı yorumlanmalarına sürükleyebiliyor.

“Bütünleşik bir dünya kataloğu” olarak da adlandırılabilecek kitap, Jung’dan Freud’a çeşitli bilim insanlarından ve psikoloji kuramları gibi çok yönlü bilim dallarından da yorumlamalar esnasında faydalanıyor.

Birbirinden karmaşık kültürleri imgesel anlamda karşılaştırması dışında basit bir kültürel yasağın veya övgünün edebi ya da arkeolojik materyal açısından nasıl farklı coğrafyalarda benzer biçimde bulunabildiği uygulamalı olarak gösteriyor.

Mimari öğeleri, cam vitraylarını, ibadet merkezlerini, mağara resimlerini ve de mitoloji veya inançla ilişkili ilkel veya gelişmiş her türlü imgeyi ayrıntılarıyla açıklıyor.

Bir yanda Uzak Doğu’nun inançlarını incelerken, bir anda Afrika kabileleriyle benzerliklerinin görülebildiği kitapta Zeus, Orpheus, Aphrodite, Apollon, Ares, Adonis… Buda, Brahma, Tantra, Vişnu, Krishna… Ra, Nut, Horus, Anubis, Toth… Tlazolteotl, Tezcatlipoca, Quetzalcoatl ve daha nice tanrı ve tanrıçanın anlatısı yer alıyor.

  • Künye: Joseph Cambell – Mitsel İmge, çeviren: Ogün Baştürk ve Yunus Emre Ceren, Kabalcı Yayınları, mitoloji, 592 sayfa, 2022

Raphael Patai ve Robert Graves – İbrani Mitleri (2022)

İbrani isminin veya İbranilerin bir kolunun adının İsrailli olarak değişmesi Yakup’un Tanrısal bir yaratıkla güreşmesinin anısınadır.

Bundan sonra İbrani adı sadece dilin ve yazının ismini tanımlamakta ve ayrıca Musa öncesi dönemin karakterine atıfta bulunmaktadır.

On dokuzuncu yüzyıldan itibaren İbrani kelimesi, Musevi ya da Yahudi gibi din çağrışımlı değil, etnik çağrışımlı bir isim olarak kullanılmaya başlandı.

İlk baskısı 1964 yılında gerçekleştirilen ‘İbrani Mitleri’, İbrani söylencelerini çeşitli kaynaklardaki halleriyle bir bir önümüze sererken aynı zamanda onları Ege, Miken ve Mezopotamya mitleriyle ilişkilendirerek çeşitli temaların farklı toplumlardaki geçişkenliğini ve deyim yerindeyse evrenselliğini vurguluyor.

Anlatımsallığın ön plana çıktığı ‘İbrani Mitleri’, Tekvin, Midraşlar, Talmud kitapları aracılığıyla destekleniyor.

Söylence ve din ilişkileri üzerine uzmanlık derecesinde çalışmalar yapan Robert Graves, bu kitabı Yahudi kültürü üzerine benzer çalışmalar yapan Raphael Patai ile birlikte hazırlamış.

‘İbrani Mitleri’, her bir mitin kökenine inerek Antik Yunan’daki benzer mitlere yaptığı göndermelerle hem bir karşılaştırmalı dinler tarihi hem de karşılaştırmalı mitler dizgesi sunuyor.

  • Künye: Raphael Patai ve Robert Graves – İbrani Mitleri: Tekvin-Yaratılış Kitabı, çeviren: Uğur Akpur, Say Yayınları, mitoloji, 400 sayfa, 2022

Erwin Panofsky ve Dora Panofsky – Pandora’nın Kutusu (2022)

Hiçbir mit Pandora mitinden daha tanıdık ve muhtemelen o denli tamamıyla yanlış anlaşılmış değildir!

Erwin Panofsky ve Dora Panofsky; Pandora, onun hiç olmamış kutusunun hikâyesini ve sanat tarihindeki temsillerini irdeliyor.

“Canlılığını günümüze dek korumuş ve zamanla adını İngiliz kraliçelerinden Fransız polis memurlarına, felsefe taşından Philadelphia’da on beş yaşındaki katillerden oluşan bir çeteye kadar farklı şeylere vermiş mitolojik bir kişilikle ilgili garip bir merak söz konusudur” diyor Dora ve Erwin Panofsky ve bu tükenmeyen merakın kaynağındaki kişiliğin hikâyesini sanat tarihindeki temsillerinin izlerinden giderek analiz ediyorlar.

  • Pandora’nın gerçekten bir kutusu var mıydı?
  • Kapağın açılması iyiliklerin mi yoksa kötülüklerin mi dışarı çıkmasına sebep oldu?
  • Havva ile Pandora arasındaki bağlantı neydi?
  • Rotterdamlı Erasmus’un bütün bu hikâyedeki yanlış anlaşılmaya nasıl bir katkısı oldu?
  • Zaman içinde Pandora’nın algılanışı ve anlatıları nasıl değişti?
  • Goethe eserlerinde Pandora’yı nasıl ele aldı?

Dora ve Erwin Panofsky, bu kitapta, Rönesans sanatçılarının gravürlerinden Paul Klee’nin resimlerine çok sayıda tasviri geniş bir çerçevede değerlendirerek ilginç sonuçlara ulaşıyorlar.

  • Künye: Erwin Panofsky ve Dora Panofsky – Pandora’nın Kutusu: Mitolojik Bir Simgenin Değişen Veçheleri, çeviren: Murat Çınar Büyükakça, Kırmızı Kedi Yayınevi, mitoloji, 200 sayfa, 2022

Mustafa Gürbüz Beydiz – Su ve Deniz Mitolojisi (2022)

Farklı toplumlardaki su tanrıları, yaratıkları ve mitleri hakkında arşivlik bir eser.

Mustafa Gürbüz Beydiz; Aborjin, Afrika, Çin, Hint, Hitit, Japon, Kızılderili, Mezopotamya, Mısır, Nors, Türk, Yunan ve Roma mitoslarında anılan su kökenli tanrıları, yaratıkları ve efsaneleri anlatıyor.

Su hayat mıdır yoksa ölüm mü? Bu soruya büyük bir çoğunluk elbette hayattır, diyecektir.

Belki de bir kısmınızın fikri bu kitabı okuduktan sonra değişecektir.

Gerçek şu ki su yaşamın temel kaynağıdır, su varsa hayat vardır ama bazı sularda da ölüm kol gezmiştir.

Anksiyetik dürtüler her zaman insanların zihinlerini bulandırmış ve hatta bu tür suyla ilişkili korkular psikoloji bilimi içinde limnofobi olarak adlandırılmıştır.

İnsanoğlu bundan dolayı çevresinde bulunan suları (göl, akarsu, deniz) kültleştirmiş ve onları mistik anlamda kişileştirmiştir.

Mitlerle gerçeküstü su canavarları yaratılmış, deniz yolculuklarında onlarla karşılaşılmaktan hep çekinilmiştir.

Her birinin ölüm getireceği endişesi inanışlara dönüşmüştür.

Seyahatler öncesi ve sonrasında belli başlı ritüeller düzenlenmiştir.

Onlardan korunmak amacıyla gemilerin pruvalarına oculus çizilmiş, gemibaş figürleri yerleştirilmiştir.

Hatta bu sulara ve canavarlarına kurban sunulmazsa kötülüklerinin kişilere musallat olacağı düşüncesine birçok mitosta karşılaşılmıştır.

Burada Aborjin, Afrika, Çin, Hint, Hitit, Japon, Kızılderili, Mezopotamya, Mısır, Nors, Türk ile Yunan ve Roma mitoslarında anılan su kökenli tanrılar, yaratıklar ve efsaneler alfabetik sırayla sunuluyor.

Böylece farklı toplumlarda anlatılan su tanrıları, yaratıkları ve mitleri tek kaynakta toplanmış, karşılaştırma yapma ve benzerlikler kurma imkânı sağlanıyor.

Kitapta ayrıca Ortaçağ portolanlarında görülen çeşitli deniz canavarları da anlatılıyor ki bunlar da, denizler ile suların ürkütücü yönlerini ortaya koymasıyla ayrıca dikkat çekiyor.

  • Künye: Mustafa Gürbüz Beydiz – Su ve Deniz Mitolojisi: Tanrılar, Yaratıklar, Efsaneler, Arkeoloji ve Sanat Yayınları, mitoloji, 632 sayfa, 2022