Peter Wohlleben – Ağaçların Gizli Yaşamı (2024)

  • Ağaçlar sosyal varlıklar mı?
  • Ağaçlar nasıl yaşarlar?
  • Acı hissederler mi ya da çevrelerini farkındalar mı?

Peter Wohlleben, ‘Ağaçların Gizli Yaşamı’nda bilimsel araştırmalara dayanarak, ağaçların aileler gibi çocuklarıyla yaşadıklarını, onlarla haberleştiklerini, hasta olanlarla besin kaynaklarını paylaşarak onları desteklediklerini ve hatta yaklaşan tehlikeler konusunda onları uyardıklarını anlatıyor.

Wohlleben aynı zamanda gözlemlediği müthiş yaşam döngülerinden bahsederek ağaçlara ve ormanlara duyduğu derin sevgiyi dile getiriyor.

Wohlleben ağaçları dinlemiş ve dillerini çözmüş.

  • Künye: Peter Wohlleben – Ağaçların Gizli Yaşamı: Ne Hissederler, Nasıl İletişim Kurarlar (Gizli Bir Dünyadan Keşifler), çeviren: Ali Sinan Çulhaoğlu, Doğan Kitap, inceleme, 200 sayfa, 2024

Alain Péricard – Arı ve Kovanı (2023)

Bu kılavuz kitabın amacı, arıların dünyasını keşfetmek, hassasiyetlerini anlamak ve iyi arıcılık uygulamalarını paylaşmak.

Akranları ve meslektaşları tarafından saygı duyulan küçük bir arı kovanı (35-40 kovan) geliştiricisi olan Alain Péricard, arıcılığa başlamak veya geliştirmek isteyen herkese eşlik etmek için tecrübesinin ve bilgisinin meyvesini büyük bir cömertlikle paylaşıyor.

İster teorik ve teknik bilgi ister değerli fiziksel, manuel, görsel ve işitsel beceriler söz konusu olsun, bu kitap size şunları öğretecektir:

  • Arı biyolojisinin temelleri ve çevreyle etkileşimleri,
  • Kovanlarınızı doğru alanda kurmak için gerekli kaynaklar,
  • Arıcılık sezonu boyunca kovanları ziyaret ederken çeşitli görevleri yerine getirmek için gerekli ekipman ve araçlar,
  • Kovanlar için potansiyel teşkil eden hastalıkların, parazitlerin ve yırtıcıların nasıl tanımlanacağı, önleneceği ve kovanın nasıl korunacağı,
  • Sağlıklı kolonilerin nasıl devam ettirileceği,
  • Kraliçe ve genetik seçilimi içeren müdahalelere özgü teknikler,
  • Bal ve diğer arı ürünlerinin nasıl çıkarılacağı, kullanılacağı ve işleneceği,
  • Kritik kışlama döneminin sonunda güçlü kolonilerin nasıl desteklenmesi gerektiği…

Hayatımızı borçlu olduğumuz yaşamı ve canlılığı sevip ona sahip çıkmak isteyenler, arıcılık ve yaşam üzerine aydınlanma yaşamak isteyenler kaçırmasın.

  • Künye: Alain Péricard – Arı ve Kovanı, resimleyen: Cécile Liénaux, çeviren: Duygu Belkıs Tankut, Yeni İnsan Yayınevi, rehber, 320 sayfa, 2023

Domenico Sestini – Boğaziçi 1779 (2022)

Floransalı nümizmat ve botanikçi Domenico Sestini bu eserinde eşine az rastlanır bir Boğaziçi anlatısı sunuyor.

Bir sandal gezisiyle bütün Boğaziçi yerleşimlerini ziyaret ederek başlayan eser ilk bölümde yazarın Ortaköy, Tarabya, Büyükdere ve Üsküdar’da gözlemlediği Boğaziçi bağlarına uzanıyor.

Yeni kurulan bir bağda beş yıllık bir süreç içindeki tüm bağcılık uygulamaları detaylıca anlatılırken üzüm türleri ve şarap yapım tekniklerine dair ender bulunur bilgiler veriliyor.

Şöyle yazıyor Sestini: “… sizlere on dönüm arazi alıp bağa çevirmenin maliyetini nakledeceğim. İşe en başından başlayıp bağ kâra geçene kadar yapılan masrafları göreceğiz. Tabii bağa yıl yıl nasıl bakmak gerektiğini de… Bağ bakımının iyi idrak edilmesi, bağcılığın ihtimam ve sebatla yapılması gerekiyor.”

Kuruş, para ve akçe cinsinden tüm masraf ve getirilerin sunulduğu tablolar ise bu ilk bölümü daha da değerli kılıyor.

İkinci bölüm, Boğaziçi bostan ve tarlalarındaki zirai üretimi inceliyor.

Yazar hububattan baklagillere, meyve sebzeden yabani türlere geniş bir yelpazedeki mahsul çeşitliliğini Türkçe adlarıyla sunuyor.

Bu sıra dışı eser, üçüncü bölümde Boğaziçi bahçelerine uzanıyor.

Sestini’nin detaylı Osmanlı bahçeleri tasvirini, modern botanik biliminin kurucusu kabul edilen Linneaus’un sistemiyle yaptığı çiçek sınıflandırması izliyor.

Yazar tıpkı zirai mahsuller gibi ağaç ve çiçekleri de Türkçe adlarıyla veriyor.

Son bölüm ise Osmanlı av teşkilatı ve Boğaz’daki av hayvanları üzerine.

Avcı sultanlara dair bir anlatı da sunan bu bölüm, Boğaz’daki ormanları incelerken hayvan varlığını da yine Linneaus sistemiyle ve Türkçe adlarıyla aktarıyor.

İstanbul Boğazı’na dair en değerli birincil kaynaklardan ‘Boğaziçi 1779’, Priscilla Mary Işın’ın önsözüyle Türkçede.

  • Künye: Domenico Sestini – Boğaziçi 1779, çeviren: Mert Pekdoğdu, Kitap Yayınevi, botanik, 124 sayfa, 2022

Alper Tüydeş – Türkiye’nin Göçmen Kuşları (2022)

Bu coğrafyanın birbirinden görkemli kuşları hakkında aydınlatıcı bilgiler barındıran, her kitaplıkta bulunması gereken bir eser.

Alper Tüydeş’in albümünde, Sarı Kuyruksallayan, Küçük Halkalı Cılıbıt, Boyunçeviren, Arıkuşu, Kocagöz ve Gökkuzgun’a Türkiye’nin neredeyse bütün göçmen kuşları arz-ı endam ediyor.

Hayatımıza renk katan göçmen kuşlarının ülkemizin birçok yerinde gözlemlenebileceğinden haberiniz var mıydı?

Göçmen kuşlar aslında her yerdeler.

Göç ediyorlar ama göç ederek ülkemizi terk eden bir türün yerini, her zaman başka bir tür dolduruyor.

Yılın belli zamanlarında, yaşamını devam ettirmek için yaşadığı yerden uzak diyarlara uçmak zorunda olan kuşlara “göçmen kuş” diyoruz.

Bu yer değiştirmenin sebepleri arasında besin bulma, üreme, sıcaklık durumu gibi çeşitli etkenler var. Kuş türlerine göre göç hareketinin zamanı da değişiyor.

Mesela bazı kuşlar ülkemize yazın gelirken bazıları ise sadece kışı bizimle geçiriyor.

Bunun dışında, bahar ve sonbahar aylarındaki göçleri sırasında kısa bir mola vermek için ülkemize uğrayan göçmen kuş türleri de var.

Göç genellikle bir yerden başka bir yere yapılan tek yönlü bir yolculuk anlamına gelse de bu kitapta yer alan kuşlar için göç, yaşamları boyunca farklı zaman dilimlerinde tekrarlanan bir döngü ve Türkiye, onlar için bu döngünün tamamlanmasında önemli bir durak.

Bu kitap, göç rotalarına ülkemizi de katan kuş türlerinden birkaçının en temel özelliklerini öğrenip onları yakından görebilmemize olanak sağlıyor.

  • Künye: Alper Tüydeş – Türkiye’nin Göçmen Kuşları, Vakıfbank Kültür Yayınları, doğal yaşam, 92 sayfa, 2022

Tristan Gooley – Yıldız Patikaları ve Yabani İşaretler (2022)

Atalarımız, doğadaki işaretleri okumada mahirdi.

Bugün ise, kadim yeteneklerimizi yitirdik.

Triston Gooley, doğal navigasyonumuzu yeniden kazanmamızı sağlayacak egzersizler sunuyor.

Her doğaseverin kitaplığında bulunmalı.

  • “Doğa”yı sezgisel olarak algılama yeteneğimiz hâlâ var mı?
  • Yıldızlara bakarak yön bulabilir miyiz?
  • Yaban hayat düşmanımız mıdır?
  • Sincabın bir sonraki hamlesini öngörebilir miyiz?

Avcı-toplayıcı atalarımızın, yaşamlarını sürdürebilmek için doğadaki işaretleri okumaya ihtiyaçları vardı, dahası buna mecburlardı.

Bizim alarm kodlarımız ise çok daha farklı işliyor.

Modern kodlarımız, kadim yeteneklerimizi yitirdiğimiz anlamına mı geliyor?

Gooley, bu yeteneğin hala içimizde olduğunu, sadece “altıncı his” olmadığını ve birçok deneme ile yeniden kazanılabileceğini söylüyor.

Her bir bölümde kendi deneyimlerinden çıkardığı “ipuçları”nı paylaşarak bizleri pratik bir yol arkadaşlığına davet ediyor; iz sürmenin ve kaplan güreşinin derin, zorlu dostluğuna.

Bu tür yetenekleri insanüstü algılamamızın tek nedeni, bu farkındalığı, yani doğada bizden gizlenen ayrıntılara duyduğumuz sevgiyi kaybetmiş olmamızdır.

Kitapta, doğanın işaretlerini okuyabilmek, sesini yeniden duyabilmek, unuttuklarımızı hatırlamak ve geliştirmek için 52 egzersiz yer alıyor.

  • Künye: Tristan Gooley – Yıldız Patikaları ve Yabani İşaretler: “Kayıp Altıncı Hissimizin Anahtarları”, çeviren: İlke Önelge, Avantür Kitap, coğrafya, 416 sayfa, 2022

Robin Wall Kimmerer – Bitkilerin Ruhu (2022)

Doğa düşmanlarının pervasızca arttığı bir dönemde yaşıyoruz.

Botanikçi Robin Wall Kimmerer, modern bilimle yerlilerin kadim öğretilerini buluşturarak canlılarla olan ilişkimizin neden karşılıklı olması gerektiğini gösteriyor.

Dünyanın evimiz olduğunu unuttuk.

Kimmerer, Potawatomi halkının bir üyesi ve bir botanikçi olarak doğayla birden fazla dilde konuşabilen bir araştırmacı: Bir yandan çocukluğundan itibaren bitki ve hayvanlarla kurduğu ilişki ona doğanın en eski öğretmenimiz olduğunu göstermiş, öbür yandan ise botanik eğitimi ona bütünün parçalarını görmeyi öğretmiş.

Halkının öğretilerini ve bilimin sesini kendinde birleştiren Kimmerer, ‘Bitkilerin Ruhu’nda bu iki farklı bilgi merceğinden bakarak edindiği tecrübeleri bir araya getiriyor ve canlıların dünyasıyla kurduğumuz ilişkinin karşılıklı olması gerektiğini hatırlatıyor.

Çünkü ancak diğer canlıların dillerini anlayabildiğimiz zaman dünyanın cömertliğini anlayabilir, bu cömertliğe karşılık kendi hediyelerimizi vermeyi öğrenebiliriz.

Gezegenimizin sesini duymak bizim sorumluluğumuz…

Kanıtlara dayalı, objektif bir bilim anlayışının, yerlilerin kadim öğretileriyle nasıl zenginleşebileceğini gösteren kitap, boylu mazıların, yabani çileklerin, yağmurun eksik olmadığı ormanların, mis gibi kokan kutsal ot dolu çayırların manzarasını sunuyor.

  • Künye: Robin Wall Kimmerer – Bitkilerin Ruhu: Modern Bilimden Kadim Bilgiye Şifa, çeviren: Ayşe Başcı, Mundi Kitap, doğabilim, 424 sayfa, 2022

Harrod Buhner – Bitkilerin Gizli Öğretileri (2022)

“Doğa’nın bilgi sisteminde, büyük bir bilgelik şehri kurmaya yetecek kadar çok bina olduğunu da gördüm.”

Doğayla kuracağımız sağlıklı bağ, manevi açıdan bizi besler, dünyaya bakışımızı köklü biçimde dönüştürür.

Harrod Buhner bu kitabında, doğanın bilgisini, bitkilerin tıbbi kullanımları ve dünyayla daha derin bir ilişki içinde olmanın meziyetlerini anlatıyor.

Yazar burada, Doğa’nın mekanik bir yapısı olduğuna dair ısrarıyla tanımlanan, çok belirgin bir kavrama ve algı biçiminin içine gömülmüş Batı kültürünün karşısına, bütüncül, sezgisel ve derinlemesine algı olarak tanımlanabilecek başka bir düşünme ve duygulanma biçimine dayalı kadim bilgeliği koyuyor.

‘Bitkilerin Gizli Öğretileri’, bu kadim bilgi toplama biçiminin nasıl ortaya çıktığını ve hem genel hem de spesifik alanlarda nasıl kullanılabileceğini anlatıyor.

Buhner’e göre bu yöntem, bitkilerin tıbbi kullanımlarının keşfedilmesinden hasar görmüş bir organ sisteminin canlı gerçekliğine, çiftçilik faaliyetlerinden mantar miselleri ağaçlar arasındaki karşılıklı ilişkiye, balinaların zekâsından ekosistemlerin, her şeyin birbiriyle bağlantılı olduğu yapısına kadar her şeye uygulanabilir.

  • Künye: Harrod Buhner – Bitkilerin Gizli Öğretileri: Doğanın Doğrudan Algılanmasında Kalbin Zekâsı, çeviren: Özge Onan, Doğan Kitap, inceleme, 408 sayfa, 2022

Kolektif – Trakus: Türkiye’nin Kuşları (2021)

Türkiye’de bulunan kuş türlerini gerçek fotoğraflarıyla gösteren, her kitaplıkta bulunması gereken bir çalışma.

Bu enfes albümde ülkemizdeki 491 kuş türünün 2800 fotoğrafı yer alıyor.

Eşsiz doğa güzelliği ve canlı çeşitliliğine sahip Türkiye’nin tüm kuş türlerini içerisinde barındıran, metinlerinden görsel malzemesine kadar tümüyle özgün olması açısından “ilk” kuş tanım kitabı niteliğindeki bu kitap, doğa ve kuşlara olan ilgisini geliştirmek isteyenlere rehberlik etmek için hazırlanmış.

7 gram ağırlığı ile Çalıkuşu’ndan 3 metre kanat açıklığına sahip Kara Akbaba’ya, dünyanın en hızlısı Gök Doğan’dan en güçlüsü Kaya Kartalı’na ülkemizde görülen kuş türleri, her türe ait dağılım haritası, tanım bilgisi ve karşılaştırma tablolarıyla bu kitapta yer alıyor.

Bu muazzam çalışma, 2007 yılında, kuş fotoğrafçıları ve kuş gözlemcileri için bir paylaşım platformu olarak kurulan http://www.trakus.org internet sitesi üyelerinin katkılarıyla, 25 kişilik gönüllü bir ekibin yıllarca süren çalışmasıyla tamamlanmış.

  • Künye: Kolektif – Trakus: Türkiye’nin Kuşları, İş Kültür Yayınları, doğal yaşam, 416 sayfa, 2021

Kolektif – Türkiye’nin Bütün Ağaçları ve Çalıları (2021)

Tam 813 tür barındıran, ayrıca renkli fotoğraflarla zenginleştirilmiş, Türkiye’nin ağaçları ve çalıları üzerine muazzam bir kaynak.

Ciltli olarak basılan çalışma, Türkiye’deki odunsu bitkilerin adlarını, türlerini ve nerelerde bulunduklarını açıklıyor, ayrıca onları nasıl tanıyacağımız konusunda anahtar bilgiler veriyor.

Editörlüğünü Türkiye’nin önde gelen orman botanikçilerinden olan Profesör Ünal Akkemik’in yaptığı ve şimdiye kadar bu alanda yapılmış en kapsamlı çalışma niteliğinde olan kitap, TEMA Vakfı’nın katkılarıyla ortaya çıkmış.

Her doğaseverin kitaplığında bulunması gereken bir eser.

  • Künye: Kolektif – Türkiye’nin Bütün Ağaçları ve Çalıları, editör: Ünal Akkemik, İş Kültür Yayınları, doğal yaşam, 1368 sayfa, 2021

Vedat Abayoğlu – Balık Profesörünün Av Güncesi (2010)

‘Balık Profesörünün Av Güncesi’, doğa ve balık tutkunu Vedat Abayoğlu’nun balık avcılığına dair anılarından oluşuyor.

Baştan söylemekte fayda var: Abayoğlu, genellikle, balıkları yakalıyor, seviyor, resmini çekiyor ve ardından serbest bırakıyor.

Kuşkusuz bu durum, kendisinin doğayla ne denli dostça bir ilişki kurduğunun da göstergesi.

Otuzlu yaşlarındayken kariyerine sırt çevirip yüzünü doğaya dönen Abayoğlu, kendini avcılığa vermiş, aynı zamanda otostopla tüm Türkiye’yi ve Avrupa’yı gezmiş.

Yazar elimizdeki kitabında, güncel ve geçmiş balık avlarını, keyifli bir üslupla kaleme getirmesinin yanı sıra, avcılıkta kullanılan yöntemlerden olan Vertical Jigging’i de açıklıyor.

  • Künye: Vedat Abayoğlu – Balık Profesörünün Av Güncesi, Say Yayınları, anı, 204 sayfa