Ali Teoman – Café Esperanza (2010)

Ali Teoman’ın ‘Café Esperanza’sını, bir nevi “Umut Kahvehanesi” olarak tanımlayabiliriz.

Strasbourg Üniversitesi’nde okuyan üç yabancı öğrencinin umut kavramı çerçevesinde yaptıkları çok yönlü sohbetlerinden, felsefi tartışmalarından yola çıkılarak kaleme alınan ‘Café Esperanza’ için Ali Teoman, “İnsanların oturup umutlarını, umutsuzluklarını tartışıp paylaştıkları bir kitap.” diyor.

Aynı zamanda anlatıcı olan Türkiyeli Altuğ, Doğu Avrupalı Xeno ve Brezilyalı Rapahinzo gibi üç ana karakterden oluşan anlatının adı “umut” olmakla birlikte, içeriğinde umutsuzluk, varoluş, yaşam ve sanat gibi çok farklı konular tartışılıyor.

Düşsel ve egzotik bir kafe olarak Esperanza böylece, modern bireyin hayatındaki temel çıkmazların ete kemiğe büründüğü bir mekân olarak karşımıza çıkıyor.

Yazar, bu metaforik mekânda yolları kesişen bireylerinin hikâyeleri ekseninde, dünyanın küçük ve derli toplu bir özetini sunuyor diyebiliriz.

  • Künye: Ali Teoman – Café Esperanza, Sel Yayıncılık, anlatı, 79 sayfa

Ali Teoman – Eşikte (2008)

Ali Teoman edebiyatını özgün kılan hususların başında, eserlerinde kendine has yaratıcı ve ilginç bir dil kullanması.

Teoman’ın ‘Eşikte’ isimli bu son romanı da, yazarın zengin üslubuna ve dili kullanmadaki maharetine iyi bir örnek.

Gerçekler, anılar, düşler ve imgelerle kurulan roman, özellikle kahramanlarının iç dünyalarını, deyim yerindeyse iyice didiklemesiyle dikkat çekiyor.

Romanda sürekli yer değiştirmeler, bir yerden başka bir yere gidişler, beraberinde, kahramanlarının dönüşümünü, kendileriyle ve alışkanlıklarıyla hesaplaşmalarını da getirir.

“Bu kitabı er ya da geç mutlaka yazacağını biliyordun. Denebilir ki, bilmenin de ötesinde, bir uğursuzluğu önsemek, tedirgin edici bir kaçınılmazlığın bilincinde olmak gibi bir şeydi bu. Onu hem özlüyor, hem de ondan bucak bucak kaçıyordun.” diyen anlatıcı, okurunu da gölgede kalmış, bastırılmış iç dünyasını keşfetmeye davet ediyor.

  • Künye: Ali Teoman – Eşikte, Sel Yayıncılık, roman, 121 sayfa