Stephen King, Robin Furth, Peter David, Sean Phillips ve Richard Isanove – Kara Kule: Silahşor (2013)

  • KARA KULE: SİLAHŞOR, Stephen King, Robin Furth, Peter David, Sean Phillips ve Richard Isanove, çeviren: Canan Kim, Altın Kitaplar, çizgiroman, 136 sayfa

KARA

Stephen King’in ünlü ‘Kara Kule’ serisinin çizgi roman uyarlaması olan elimizdeki eser, Gilead Dükalığı’nı ele geçiren John Farson’a karşı mücadele eden son silahşor Roland Deschain’in gençlik döneminde geçiyor. Maceranın bu ilk cildinde Deschain, Farson tarafından tüm silahşorların katledildiği tehlikeli bir dönemde, çoklu gerçekliklerin merkezi olan efsanevi Kara Kule’yi bulmak zorundadır. Deschain, kuleye gidecek olan yolun tek rehberi Siyahlı Adam’ın kılavuzluğunda ilerlerken, Farson ve onun görevlendirdiği kötücül kişilerin yanı sıra, Yok Adamlar ve mutantlardan oluşan pek çok düşmanla baş etmeye çalışacaktır.

Dale Archer – Normal Değilim, Normal’den Daha İyiyim (2013)

  • NORMAL DEĞİLİM, NORMAL’DEN DAHA İYİYİM, Dale Archer, çeviren: Zeynep Heyzen Ateş, Altın Kitaplar, kişisel gelişim, 224 sayfa

 NORMAL

Amerikan Psikiyatri Derneği üyelerinden Dr. Dale Archer elimizdeki kitabında, ana akım psikolojinin “anormal” olarak tanımladığı sekiz kişilik tipini, bireyi özel kılan birer farklılık olarak yeniden yorumluyor. Archer burada, obsesif Kompülsif bozukluğu mükemmeliyetçilik, hiperaktiviteyi maceraperestlik, sosyal anskiyete bozukluğunu utangaçlık, genel kaygı bozukluğunu aşırı tedirginlik, histeriyi melodramatiklik, narsisizmi benmerkezcilik, bipolar bozukluğu enerji dolu olma durumu ve şizofreniyi de sihirli düşünme yeteneğine sahip olmak şeklinde tanımlıyor ve bu baskın özelliklerden nasıl yararlanılabileceğini anlatıyor.

Jean Ziegler – Utanç İmparatorluğu (2011)

  • UTANÇ İMPARATORLUĞU, Jean Ziegler, çeviren: Hüseyin Boysan, Altın Kitaplar, siyaset, 304 sayfa

 

İsviçreli sosyolog ve siyasetçi Jean Ziegler, üçüncü dünya üzerine yazdığı kitaplarla uluslararası alanda büyük yankılar uyandıran bir isim. Ziegler elimizdeki kitabı ‘Utanç İmparatorluğu’nda da, Doğu’yu borç ve açlıkla ele geçiren Batı ülkelerini yerden yere vuruyor. Ziegler’in çalışması, Batı kamuoyunun hiç bilmediği veyahut ısrarla görmezden geldiği Doğu’ya dair korkunç tabloyu, sözlerini sakınmadan gözler önüne seriyor. Yazarın yaklaşımını özgün kılan hususların başında da, politika ve diplomasiyi bir kenara bırakıp, tamamıyla vicdanın sesine kulak vererek, Doğu’yu bu hale getiren Batı ülkelerinin sonu gelmez oburluğuyla hesaplaşması.

Boris Akunin – Leviathan’da Cinayet (2007)

  • LEVIATHAN’DA CİNAYET, Boris Akunin, çeviren: Çiğdem Öztekin, Altın Kitaplar, roman, 303 sayfa

‘Türk Hamlesi’ ve ‘Kar Kraliçesi’ ünlü Rus yazar Boris Akunin’in daha önce Türkçede yayımlanmış romanları. ‘Leviathan’da Cinayet’ ise, yazarın daha önceki romanlarında okuyucunun karşısına çıkan Erast Perowitsch Fandorin kahramanından çok, Komiser Gauche karakteriyle ilgi çekiyor. Roman, 1878 Paris’inde, on altı Mart tarihinde öldürülen Lord Littleby ve on hizmetkârının cinayetiyle başlıyor. Komiser Gauche, suç mahallinde balina şeklinde altın bir anahtar bulur. Bu altın anahtarın da, Southampton Limanı’ndan Kalküta’ya ilk seferini yapacak olan Leviathan adındaki dev gemiye ait bir bilet olduğunu anlar. Romanın polisiye unsurları, Komiser Gauche’nin, Leviathan gemisindeki yolcular arasında bulunan katilin peşine düşmesiyle hareket kazanır. Akunin’in ünlü kahramanı Fandorin’in, komiser Gauche ile burada tesadüfen karşılaşacağını da belirtelim.

Lisa Unger – Tatlı Yalanlar (2007)

  • TATLI YALANLAR, Lisa Unger, çeviren: İpek Demir, Altın Kitaplar, roman, 383 sayfa

‘Tatlı Yalanlar’, Lise Unger’in Türkçe’de yayımlanan ilk kitabı ve edebî gerilme iyi bir örnek. Romanın kadın kahramanı Ridley Jones, tesadüf eseri, bir çocuğu trafik kazasından kurtarır. Bu, Jones’un bir hafta boyunca gazetelerin manşetinden düşmemesini, kahraman ilan edilmesini sağlar. Fakat ‘Tatlı Yalanlar’ın olay örgüsü tam da burada gelişmeye başlar. Çünkü Jones, bu tesadüfün kendisini nerelere götürebileceğinden habersizdir. Jones’un ünlenmesinden kısa bir süre sonra, posta kutusuna gelen mektup, onu hayatının bilmediği sırlarına götürecek, geçmişinin düşündüğü gibi olmadığını, şu ana kadarki hayatının aslında nasıl da “tatlı yalanlar”dan ibaret olduğunu öğrenecektir.

Thomas Harris – Hannibal Doğuyor (2007)

  • HANNIBAL DOĞUYOR, Thomas Harris, çeviren: Pınar Öcal, Altın Kitaplar, roman, 303 sayfa

Thomas Harris, edebiyatta ve televizyonda büyük başarı yakalayan Hannibal’ın yaratıcısı. New York’ta Associated Press’in editörlüğünü yapan Harris, Amerika ve Meksika’daki suç örgütleri hakkında yazdığı haberlerle yazarlığa adım attı. 1975’te yayımlanan ‘Kara Pazar’ ile yazarlığa adım atan Harris, 1981’deki ‘Kızıl Ejder’i ve 1988 yılında yayımlanan ‘Kuzuların Sessizliği’ ile büyük bir üne kavuştu. ‘Hannibal Doğuyor’ da, isminden de anlaşılacağı gibi, Hannibal Lecter karakterinin gençliğini, doğuşunu hikâye ediyor. Hannibal’i, ünlü bir ressam olan amcası Rusya’da bir yetimhanede bulur ve beraberinde Fransa’ya getirir. Orada amcası ve yengesi Lady Murasaki ile birlikte yaşamaya başlar. Yengesinin yardımıyla sağlığına kavuşan Hannibal, Fransa’da tıp fakültesine de kabul edilir. Hannibal, tıp bilgisinin de yardımıyla bir ölüm meleğine dönüşecektir.