Ev, bir çocuğun dünyayı ilk deneyimlediği, alışkanlıklarının kök saldığı temel mekânı oluşturuyor. Fransız düşünür Gaston Bachelard’ın da belirttiği gibi, ev yalnızca barınak değil, aynı zamanda çocuğun zihinsel ve duygusal gelişiminde belirleyici bir evren olarak işlev görüyor. Bu kitap, erken çocukluk döneminde okuryazarlık deneyimlerine odaklanırken, ev ortamının çocuğun gelişimindeki etkisini disiplinler arası bir perspektifle ele alıyor. Evde kurulan etkileşimler, yürütülen faaliyetler ve edinilen deneyimler, yalnızca öğrenme sürecini değil, aynı zamanda çocuğun yaşamla kurduğu ilişkiyi de şekillendiriyor.
Yazarlar, erken okuryazarlığı dar bir eğitim süreci olarak tanımlamanın ötesine geçiyor. Bunun yerine, çocukların yaşadığı ev ortamlarının zenginliğini, ebeveynlerle kurulan ilişkileri ve günlük hayatın içindeki rutinleri merkeze alarak daha kapsayıcı bir anlayış geliştiriyor. Okuryazarlık, yalnızca kitapla kurulan bir ilişki değil, aynı zamanda konuşma, dinleme, gözlemleme ve hayal etme gibi pek çok becerinin geliştiği bir kültürel alan olarak görülüyor. Bu açıdan bakıldığında, evde geçirilen her an, çocuğun öğrenme potansiyeline katkı sunan birer gelişim fırsatı olarak değerlendiriliyor.
Kitap, erken okuryazarlık deneyimlerinin akademik başarıdan sosyal-duygusal gelişime, dil becerilerinden iletişim yeteneklerine kadar geniş bir yelpazede nasıl etkiler yarattığını ortaya koyuyor. Ailelerin ve eğitimcilerin çocukların gelişimine nasıl katkı sunabileceğine dair somut öneriler sunarken, aynı zamanda toplumsal sorumluluk bilincini de besliyor. Bilimsel verilere dayalı bu kapsamlı kaynak, çocuklara bilgi ve deneyim zenginliği kazandırmak isteyen herkes için yol gösterici bir rehber niteliği taşıyor.
- Künye: Kolektif – Erken Çocuklukta Okuryazarlık Deneyimi, derleyen: A. Beyza Ateş, Koç Üniversitesi Yayınları, eğitim, 216 sayfa, 2025

