‘Ne çok gelecek, ne az zaman’, savunmasız insanlara yapılan katliamlara ilişkin.
İlyas Tunç, insanlığın karanlık yüzünü mercek altına alarak, yirminci yüzyılın kanlı sayfalarını gözler önüne seriyor. Siyasi, etnik veya dini gerekçelerle işlenen sayısız cinayet, katliam ve kırımı, Tunç’un kaleminde yeniden canlanıyor.
Birçoğumuzun bilmediği veya unuttuğu bu olaylar, devletlerin ve ideolojilerin acımasız yüzünü gözler önüne sererek, tarihin karanlık köşelerini aydınlatıyor.
Tunç’un çalışması, geçmişin yaralarını deşerek, geleceğe dair önemli sorular soruyor. Bu tür örgütlü şiddet eylemlerinin, günümüz dünyasını nasıl şekillendirdiğini ve geleceğimiz üzerinde nasıl bir etki bıraktığını sorguluyor.
Yazar, yaşadığımız çağda barış ve huzurun ne kadar kırılgan olduğunu hatırlatarak, insanlığın içine işlemiş olan şiddet eğilimlerine karşı mücadele etmenin önemini vurguluyor.
Bölgesel çatışmaların ve küresel bir savaş tehdidinin gölgesinde yaşadığımız bu dönemde, Tunç’un kitabı bize bir kez daha, uygarlığın içinde gizlenen barbarlığı ve ona karşı koyma gücümüzü hatırlatıyor.
Yazar, geçmişle yüzleşmenin, geleceğe dair umutlarımızı canlı tutmanın en önemli yolu olduğunu savunuyor. Zira geçmişteki hatalardan ders çıkararak, gelecekte benzer acıları yaşamamak için çaba göstermeliyiz.
Bu kitap, sadece tarih meraklıları için değil, aynı zamanda insanlık haliyle ilgilenen herkes için önemli bir kaynak niteliğinde.
- Künye: İlyas Tunç – Ne çok gelecek, ne az zaman: Yirminci Yüzyıl Trajedileri, Metis Yayınları, inceleme, 248 sayfa, 2024


