Kurt Vonnegut – Hacıyatmaz (2012)

  • HACIYATMAZ, Kurt Vonnegut, çeviren: Ekin Uşşaklı, APRIL Yayıncılık, roman, 232 sayfa

 

Usta Amerikalı yazar Kurt Vonnegut ‘Hacıyatmaz’da, ABD’nin yakın geleceğini anlattığı trajikomik bir ütopya sunuyor. Romanın başkahramanı ve aynı zamanda anlatıcısı, Dr. Wilbur Nergis-11 Swain’dir. ABD’nin eski başkanı olan Swain, Çinlilerin yerçekimiyle oynaması nedeniyle gündelik hayatı oldukça çetrefilli hale gelmiş, enerji kaynaklarının tükenmesi nedeniyle hayalet ülke haline gelmiş, aynı zamanda salgın hastalıklarla da boğuşan bir ABD tasvir ediyor. Swain, ABD toplumunun bu trajikomik, absürd dünyasını ironik bir üslupla anlatırken, insan olmaya ve yaşamaya dair sıra dışı fikirlerini de okurlarıyla paylaşıyor.

Kurt Vonnegut – Kedi Beşiği (2012)

  • KEDİ BEŞİĞİ, Kurt Vonnegut, çeviren: Serkan Göktaş, APRIL Yayıncılık, roman, 255 sayfa

Kurt Vonnegut, ilkin 1963’te yayımlanan ‘Kedi Beşiği’nde, medeniyetlere, dinlere ve dünyanın sonuna dair trajikomik bir hikâye kaleme getiriyor. Romanın başkahramanı, atom bombasının mucitlerinden olan Felix Hoenikker’in, bombayı Hiroşima’ya ilk attığı an neler hissetiğiyle ilgili bir kitap yazmaya karar verir. Bununla, modern insanı ve onun deliliklerini açıklamayı amaçlayan kahramanımız, çalışmalarını yürütürken, kendini Karayip Denizi’ndeki San Lorenzo Cumhuriyeti isimli küçük bir adada bulur. İsimsiz kahramanımız burada, Bokononculuk olarak bilinen, zararsız yalanlardan oluşan bir dinle ve sıradışı tiplerle tanışır.

Kurt Vonnegut – Mezbaha No. 5 (2007)

  • MEZBAHA NO. 5, Kurt Vonnegut, çeviren: M. Barlas Çevikus, Dost Yayınevi, roman, 190 sayfa

2. Dünya Savaşı’nda Dresden kentinin bombalanması dehşetine tanık olmuş, hatta bir ara Almanlar tarafından esir alınmış Kurt Vonnegut, ‘Ülkesi Olmayan Adam’ isimli kara mizah anlatısında o günlere çok az da olsa değinmişti. Yazarın, aslında bir çok türe dahil edilebilecek bu romanı da, yine Dresden’in bombalanması gerçeği üzerinden, savaşın anlamsızlığını ve büyük dehşetini hikâye ediyor. Vonnegut, çoğu romanında olduğu gibi, burada da kendisiyle örtük benzerliklere sahip baş kahramanı Billy Pilgrim karakteriyle, savaşın anlamsızlığını ve yıkımının ölçüsüzlüğünü metaforik açılımlarla aktarırken, uygarlığın tüm kazanımlarının somutlandığı alegorik bir anlatıma başvuruyor.