Özgün öyküsünün yanı sıra, renkli/renksiz sayfalar, üstü çizilmiş yazılar ve tuhaf sayfa düzeniyle bildik kitap formatından tümüyle ayrılan ve ilk yayınlandığı 2000 yılından bu yana ilgiyle okunan Ted Danielewski’nin ‘House of Leaves’i, nihayet uzun uğraşların ardından ‘Yapraklar Evi’ adıyla Türkçede.
Bu roman, her şeyden önce kitabın fiziksel sınırlarını esneten ve kitap formunu bir sanat formu olarak dönüştüren enteresan bir çalışma olmasıyla öne çıkıyor diyebiliriz.
Mark Danielewski’nin hikâyesini anlatma biçimi de çok ilginç.
Zira kimi zaman hikâyenin yazı formatının değiştiğini, kimi zaman yazarın araya dipnotlarla müdahale ettiğini ve kimi zaman da sayfa tasarımının tümüyle değiştiğini görüyoruz.
Ayrıca kimi yerlerde fotoğraflar ve başka sürprizlerle de karşılaşabiliyoruz.
‘Yapraklar Evi’nin bu yönüyle çok şaşırtıcı ve eğlenceli bir biçim aldığını söylemeliyiz.
Gelelim hikâyeye.
Roman, dövmeci Johnny Truant’ın başından geçenler üzerine inşa edilmiş.
Truant, bir arkadaşının önerisiyle, hayatını yeni kaybetmiş Zampanò adındaki gizemli adama ait daireye taşınır.
Truant burada, Zampanò’nun bir belgesel üzerine kaleme aldığı “akademik” bir çalışmasını bulur.
İşin tuhafı, Zampanò’nun sözünü ettiği belgesel hiçbir yerde bulunmamaktadır.
Truant’ın tuhaf hikâyesi de tam bu aşamada başlar.
Truant, bu gizemli belgeselin peşine düşer ve klişe tabirle, olaylar gelişir.
- Künye: Mark Z. Danielewski – Yapraklar Evi, çeviren: Gökhan Sarı, MonoKL Yayınları, 800 sayfa, 2018

