Nazilerin tüm Avrupa’yı esir aldığı bir dönemde Amerika’ya kaçmak zorunda kalmış Rudolf Rocker, hayatı boyunca uluslararası anarşist hareketin ve anarko-sendikalizmin yetenekli bir propagandisti oldu.
Yazarın bizde daha önce ‘Anarko Sendikalizm’ adlı önemli kitabı yayımlanmıştı.
Şimdi de yine kendisine ait kült bir yapıtla, ‘Milliyetçilik ve Kültür’le karşı karşıyayız.
Rocker’in bu yapıtı, altı yıl süren çeviri, redaksiyon ve kontrol aşamalarının ardından yayımlanabildi.
1930’lar Almanya’sının felakete götüren koşullarında yazılan kitap, milliyetçiliğin kültür içindeki izlerini kılcal damarlarına kadar sürerken bütün bir Batı dünyasının kültür ve düşünce tarihini liberter bir gözle analiz ediyor.
Uzun bir tarihsel alanda gezinen çalışma, olağanüstü aydınlatıcı olmasının yanı sıra, dönem Avrupa’sının iyi bir fotoğrafını çekmesi, devlet tapıncına sıkı eleştiriler getirmesi ve despotizmin insanlık için nasıl bir felaket anlamına geldiğini çarpıcı bir şekilde ortaya koymasıyla dikkat çekiyor.
Kitaptan birkaç alıntı:
“Bir halkta siyasî iktidar arzusu ne kadar az gelişmişse kültürel yaşam biçimleri o kadar zengindir.”
“En iyi devlet anayasası bile kaçınılmaz olarak özgürlüğün deli ceketidir. Anayasaları yapan kodaman terziler, özgürlük kumaşını o kadar kırpmışlar ki, geriye kalandan giyilebilir bir gecelik bile çıkmaz.”
“Sorun nasıl yönetildiğimiz değil yönetiliyor olmamızdır.”
- Künye: Rudolf Rocker – Milliyetçilik ve Kültür, çeviren: Ali Çakıroğlu, Kaos Yayınları, inceleme, 704 sayfa, 2019

