Jonathan Safran Foer – Aşırı Gürültülü ve İnanılmaz Yakın (2008)

Jonathan Safran Foer, ikinci romanı ‘Aşırı Gürültülü ve İnanılmaz Yakın’da, Babasını 11 Eylül saldırısında kaybetmiş Oscar ile dedesinin bazen hüzünlü bazen gülünç maceralarını anlatıyor.

Kurguyu ilgi çekici kılan unsur, yaşanan bu trajedi üzerinden Hiroşima ve Dresden’in bombalanması gibi başka trajik olaylarla kurduğu bağlantılardır diyebiliriz.

Gerçeklik ile hayal dünyasını harmanlayan roman, işlediği konulara samimi yaklaşımı, eğlenceli üslubu ve okur için sürprizler sunmasıyla zevkli bir okuma vaat ediyor.

Eser, babasından geriye sadece bir anahtarın kaldığı Oscar’ın bu anahtarın açacağı kapının izini sürerken yaşadıklarına dayanıyor.

  • Künye: Jonathan Safran Foer – Aşırı Gürültülü ve İnanılmaz Yakın, çeviren: Algan Sezgintüredi, Siren Yayınları, roman, 367 sayfa

Kiara Brinkman – Ağaçların Tepesinde Yükseklerde (2008)

Kiara Brinkman’ın Avrupa’da övgüyle karşılanan ‘Ağaçların Tepesinde Yükseklerde’ isimli bu romanı, sekiz yaşındaki otistik karakteri Sebby’nin yaşadıklarını hikâye ediyor.

Annesini bir trafik kazasında kaybeden Sebby, bu ölümle baş etmeye çalışırken dünyayı algılamaya, yorumlamaya ve öğrenmeye de devam etmelidir.

Brinkman, Sebby’nin yaşadıklarını hikâye ederken, otistik çocukların gerçek hayatta karşı karşıya kaldığı sıkıntıları anlatıyor.

Roman, özellikle Küçük Prens’e yaptığı göndermelerle de zenginlik kazanıyor.

Sebby’nin hikâyesini gerçekçi kılan en önemli unsurlardan biri de, Kiara Brinkman’ın uzun yıllar otistik çocuklarla çalışmış bir uzman olması.

  • Künye: Kiara Brinkman – Ağaçların Tepesinde Yükseklerde, çeviren: İrem Mirzai, Siren Yayınları, roman, 325 sayfa

Joshua Ferris – Ve İşimiz Bitti (2008)

Joshua Ferris’in ‘Ve İşimiz Bitti’si, kapitalist sistemin doruk noktasına ulaştığı iş dünyasını trajikomik yönleriyle hikâye ediyor.

Romanda karşımıza çıkan ve her biri diğerinden ilginç üç karakter şöyle:

İş nedeniyle düştüğü depresyonun tedavisi için doktora gitmektense küçük kızını vahşi bir cinayete kurban veren iş arkadaşının anti depresanlarını çalarak içen ve iyice kendini kaybeden Carl Garbedian,

Walt Whitman ve Ralph Waldo alıntılarıyla ofis yaşantısını sorgulayan Tom Mota,

Ve ofisten hiç ayrılmadığı izlenimini verecek denli kendini buraya adayan Jose Pope…

Modern toplumda ofis hayatının absürd yönlerini çalışanlar ve sistem ekseninde hicveden, muhalif duruşuyla ilgi çeken bir roman.

  • Künye: Joshua Ferris – Ve İşimiz Bitti, çeviren: Duygu Günkut, Siren Yayınları, roman, 414 sayfa

Al Gore – Tükenen Dünya (2008)

Çevreye dair uzun soluklu çalışmaları vesilesiyle, 2007 yılında Nobel Barış Ödülü’nü alan Al Gore bu kitabında, dünyayı bekleyen felaketler karşısında, insanları sorumluluğa ve bilinçlenmeye çağırıyor.

Kitabında,

Küresel iklim değişikliğinin nedenleri ve olası sonuçları,

Tarih boyunca dünyada yaşanmış ekolojik değişiklikler,

Tüketim kültürünün iklim üzerindeki olumsuz etkileri,

Ve küresel ısınma ile iklim değişikliği karşısında tek tek bireyler olarak bizlere düşen görevler gibi konular ele alınıyor.

Al Gore’a göre artık küresel iklim krizinden kaçamayız ve bu sorunla acilen yüzleşmemiz gerekiyor.

Kitap, iklim krizini çok yönlü bir bakışla ortaya koymasıyla önemli.

  • Künye: Al Gore – Tükenen Dünya, çeviren: Nurşan Üstüntaş, Siren Yayınları, ekoloji, 448 sayfa

Carol Shields – Aşk Cumhuriyeti (2008)

Daha önce Türkçede yayınlanan ‘Taş Günceler’le hatırlanacak Carol Shields yeni romanında, geçmişleri hatalar ve pişmanlıklarla örülmüş hayatlar yaşayan biri kadın diğeri erkek iki karakterinin aşk arayışını hikâye ediyor.

Shields’in, modern toplumdaki kadın-erkek ilişkilerine dair eleştirisi, metnin çerçevesini oluşturuyor diyebiliriz.

Kurgu, otuzlu yaşlarının ortalarında olan ve bir ilişkiden diğerine savrulan bir kadın ile daha önceki ilişkilerinde hataları yüzünden hep kaybetmiş olan bir erkek etrafında döner. Shields, ikili ilişkiler üzerinden, modern bireyin yalnızlığını, varoluş sıkıntılarını ve yaşadığı kirlenmeyi anlatıyor.

  • Künye: Carol Shields – Aşk Cumhuriyeti, çeviren: Hande Telçeken, Siren Yayınları, roman, 358 sayfa

Jonny Glynn – Katilin 7 Günü (2008)

  • KATİLİN 7 GÜNÜ, Jonny Glynn, çeviren: Burak Burhan, Siren Yayınları, roman, 215 sayfa

Jonny Glynn’in ‘Katilin 7 Günü’ romanı, kahramanı Peter Crumb’ın ilginç hayatını anlatıyor. Geçmişte yaşadığı korkunç bir trajediyle sarsılmış, küçük kızının bir cinayete kurban gitmesiyle hayatı darmadağın olmuş bir adam olan Crumb, insanlığa, topluma inancını kaybetmiş, kişiliği parçalanmıştır. Crumb, bu trajediden kurtulmanın tek yolunu, yaşadığı dehşeti dışarıya yansıtmakta bulur. Tam da bu aşamada, kendisini soğukkanlı bir katile, bir caniye dönüştürecek yedi günlük süreç başlamış olur. Pazartesi gününden itibaren işe koyulan Crumb, haftanın yedi günü boyunca, uyuşturucu ve dehşet dünyasına dalacaktır. Glynn’ın, İngiltere’de 11 Eylül’den sonra yaşanan terör tehdidinin etkisinde kalarak kaleme aldığı roman, günümüz toplumunun çıkmazlarına ve bu toplumlarda yaşayan bireyin savrulduğu şiddet sarmalına ışık tutmayı amaçlıyor.

Paco Ahlgren – Ölümsüz (2007)

  • ÖLÜMSÜZ, Paco Ahlgren, çeviren: Duygu Günkut, Siren Yayınları, roman, 504 sayfa

olumsuz

Paco Ahlgren’in ‘Ölümsüz’ü, hayatta sahip olduğu her şeyi genç yaşta yitiren ve bu nedenle umutsuz bir hayat süren Douglas Cole’un hikâyesini anlatıyor. On sekiz yaşına basmadan, ailesinin tüm fertlerini kaybeden, madde ve alkol bağımlılığı eşliğinde varını yoğunu borsada harcayıp, akıl sağlığından şüphe etmesine neden olacak tuhaf olaylara tanıklık eden Cole’un yaşamı, çöp tenekesini karıştırırken bulduğu bir mektupla tamamen değişir. Kendisini, gerçeğin tüm olasılıklarını zorlayan bir olaylar zincirinin içinde bulan Cole, sadece kendi kaderini değiştirmekle kalmayacak, dünya para ve borsa piyasasına da olağanüstü değişimler yaşatacak bir maceraya sürüklenecektir.

Colson Whitehead – Bölge Bir (2014)

  • BÖLGE BİR, Colson Whitehead, çeviren: Algan Sezgintüredi, Siren Yayınları

bolge-bir

Hızla yayılan bir salgının cehenneme çevirdiği, gösterişli eski zamanlarından eser kalmamış bir New York… Whitehead, bu korku ve gerilim hikâyesinde, medeniyetin çöktüğü, mülkiyetin sonunun geldiği ve uygarlığın çorak çöle döndüğü bir zamanda, yaşamak için doğaüstü bir mücadele verenlerin dehşetli öyküsünü anlatıyor.

Salvador Plascencia – Kâğıt İnsanlar (2012)

  • KÂĞIT İNSANLAR, Salvador Plascencia, çeviren: M. Begüm Güzel, Siren Yayınları, roman, 222 sayfa

 

Salvador Plascencia’nın katman katman bir kurguyla oluşturduğu ‘Kâğıt İnsanlar’, okurlarına sıra dışı bir metin vaat ediyor. Zira Plascencia’nın romanında, yazar roman karakterlerinden biri haline geliyor ve kâğıt, olay örgüsünde yerini alıyor. Roman, yazarı ile, yani yaratıcısıyla kavga halindeki karakterlerin arz-ı endam ettiği bir metin. Kalp acısı çeken, savaşların yıkımlarını yaşamış karakterlerden hikâyeler sunan roman, bir yandan romanı kaleme alan yazarın dünyasından, yazarın kendilerine biçtiği alınyazısına isyan eden karakterlerin yaşadıklarına uzanıyor, bunu yaparken de, kâğıdı bir mekan olarak tasarlıyor.

Téa Obreht – Kaplanın Karısı (2011)

  • KAPLANIN KARISI, Téa Obreht, çeviren: Merve Sevtap Ilgın, Siren Yayınları, roman, 355 sayfa

 

Téa Obreht, prestijli edebiyat ödülü Orange’ı kazanan en genç isim olarak, yakın bir süre önce haberlere konu olmuştu. 1985 doğumlu Obreht, kendisine söz konusu ödülü kazandıran elimizdeki romanında, Natalia isimli başkahramanının yaşadıkları yoluyla, doğup büyüdüğü Balkanlar’ın trajik tarihini konu ediniyor. Savaşın paramparça ettiği Balkanlar’da yaşayan doktor Natalia, çok bağlandığı büyükbabasını kaybetmiştir. Genç kadın, ücra bir köyde ölen büyükbabasına ait eşyaları almak için yola koyulur. Yolculuğunda Natalia, büyükbabasının hayatı ile bununla iç içe geçmiş kendi hayatı üzerinden, ülkesinin yakıcı gerçekleriyle yüzleşecektir.