Abbas Maroufi – Ölüler Senfonisi (2010)

❝Soğuk ve kar. Attığı her adımda dizlerine kadar kara batıyordu. Bu yükü toprağa kim indirmişti? Gökyüzü müydü yerde yatan?❞

‘Ferhat’ın Naaşı’, ‘Yorgun Sene’ ve ‘Feridun’un Üç Oğlu Vardı’, İranlı yazar Abbas Maroufi’nin daha önce yayımlanmış romanları.

Maroufi’nin yayımlandığı zaman ilgiyle karşılanan ve 2001 Alman Surkamp Edebiyat-Felsefe Enstitüsü tarafından ödüllendirilen ‘Ölüler Senfonisi’, bir ailenin her biri apayrı ruhlara sahip bireyleri arasında yaşananlar etrafında, yalnızlık duygusunu irdeliyor.

Babasının aşırılıklarına maruz kalmış şair Aydın, açgözlü ve kıskanç kardeşi Orhan, geçirdiği kazanın ertesinde yatağa mahkûm olan çaresiz Yusuf, erkeklerin baskısından ve çocuklarının sonu gelmez sıkıntılarından usanmış bir anne, Maroufi’nin kurgusunda karşımıza çıkan karakterlerden birkaçı.

Roman, birbirlerini tüketmekten başka bir şey yapamaz hale gelmiş aile bireylerinin, sert hava koşullarının yaşandığı bir dünyada, geçen her günle beraber daha çok savruldukları yalnızlıklarını anlatıyor.

  • Künye: Abbas Maroufi – Ölüler Senfonisi, çeviren: Veysel Başçı, Sonsuz Kitap, roman, 317 sayfa

Jonathan Harr – Kayıp Tablo (2007)

  • KAYIP TABLO, Jonathan Harr, çeviren: Taner Gezer, Sonsuz Kitap, roman, 264 sayfa

kayip-tablo

‘Kayıp Tablo’nun baş kahramanı, sanat tarihi öğrencisi Francesca Cappelletti. Francesca, Barok sanat akımının ilk büyük sanatçısı olan Michelangelo Merisi da Caravaggio’nun kayıp bir tablosunun peşine düşer. Harr’ın kurgusu, Francesca’nın tozlu bir arşivde araştırma yaparken, ressamın uzun yıllardır aranan bir kayıp tablosunun izine rastlamasıyla başlar. Francesca, yakaladığı izden hareketle, tablonun yüzlerce yıllık tarihini ve Avrupa boyunca sürdürdüğü yolculuğu ortaya çıkarır. Tabloya ulaşmasını sağlayacak başlıca isim ise, İrlanda’da çalışan restoratör Sergio Benedetti’dir. Tarihi unsurlarla oluşturulan romanın, polisiye kurgusuyla da dikkat çektiğini söyleyelim.