Christopher Bollas, bu kitapta gündelik nesnelerin insan ruhundaki derin çağrışımlarını psikanalitik bir perspektifle inceliyor. Ona göre nesneler yalnızca işlevsel varlıklar değil; geçmiş yaşantılar, duygular ve kimlik parçalarıyla yüklü sembollerdir. İnsanlar, bilinçdışı düzeyde bu nesnelerle etkileşim hâlinde kendi benlik yapılarını kurar ve yeniden üretirler. Bu nedenle nesneler, salt maddi değil, duygusal birer ortamdır.
Bollas, “evocative object” (çağrışımsal nesne) kavramıyla, kişide bir duyguyu ya da hatıralar zincirini harekete geçiren nesneleri tanımlıyor. Bu tür nesneler, kişinin iç dünyasındaki derinliklere ulaşır; bir koku, eski bir oyuncak ya da bir şarkı, bilinçdışında saklı kalmış hisleri gün yüzüne çıkarabilir. Bu da nesneleri, kimliğin sessiz ama güçlü yapıtaşları hâline getirir.
‘Çağrışımlı Nesne Dünyası’ (‘Evocative Object World’) adlı bu kitapta, çocukluk deneyimlerinin bu nesne dünyasında nasıl biçimlendiği önemli bir yer tutuyor. Bollas’a göre birey, erken yaşlardan itibaren çevresindeki nesnelerle kurduğu ilişkiler aracılığıyla kendini tanımaya başlar. Bu ilişkiler sadece aidiyet değil, aynı zamanda özlem, kayıp ve dönüşüm duygularını da taşır. Bu nedenle nesneler, içsel manzaraların sessiz tanıklarıdır.
Bollas ayrıca modern yaşamın nesnelerle olan bağımızı nasıl yüzeyselleştirdiğini de sorgular. Tüketim kültürü, nesneleri anlamsızlaştırırken, bireylerin içsel dünyalarıyla olan bağlarını da zayıflatır. Kitap, nesnelerin ruhsal yaşamdaki rolünü yeniden düşünmeye çağırıyor. Her nesne, hatırlanmayan bir duygunun, söylenmemiş bir hikâyenin kapısını aralayabilir.
- Künye: Christopher Bollas – Çağrışımlı Nesne Dünyası, çeviren: Şahika Tokel, Yapı Kredi Yayınları, psikanaliz, 120 sayfa, 2025

