On üçüncü ve on beşinci yüzyıllar arasında Anadolu ve çevresinde şekillenen politik, kültürel ve dini yapılar, Buket Kitapçı Bayrı’nın dikkatli analizinde bir kimlik ve sınır hikâyesine dönüşüyor. Kitap, Bizans’ın mirasıyla Osmanlı’nın yükselişi arasındaki geçiş sürecini, farklı toplulukların karşılaşmaları üzerinden ele alıyor. Bu dönemde “Roma” olarak anılan coğrafya, savaşçılar, şehitler ve dervişler aracılığıyla hem çatışma hem de etkileşim alanı haline geliyor. Bayrı, sınırların yalnızca fiziki değil, inanç, aidiyet ve kültürel alışveriş üzerinden de kurulduğunu vurguluyor.
Metin, dönemin dinî retoriklerini, gaza ideolojisini ve tasavvufî hareketleri bir arada inceliyor. Bayrı, kaynaklar üzerinden bu figürlerin nasıl hem toplumsal düzenin hem de siyasi projelerin taşıyıcıları olduğunu gösteriyor. Savaşçılar, askeri gücü; şehitler, dini meşruiyeti; dervişler ise kültürel ve manevi aktarımı temsil ediyor. Böylece sınırlar, yalnızca orduların yürüyüşleriyle değil, vaazların, menkıbelerin ve ritüellerin dolaşımıyla da şekilleniyor.
Kitap, kimliğin durağan bir yapı olmadığını, aksine sürekli müzakere ve yeniden tanımlama süreciyle oluştuğunu ortaya koyuyor. Bayrı’nın yaklaşımı, “sınır” kavramını statik bir çizgi olmaktan çıkarıp, çok katmanlı bir karşılaşma alanı olarak düşünmeye davet ediyor. Bu çerçevede kitap, Ortaçağ Anadolu’sunun çokkültürlü yapısını ve siyasi dönüşümlerini anlamak için hem tarihsel hem de antropolojik bir bakış sunuyor.
- Künye: Buket Kitapçı Bayrı – Diyar-ı Rum’dan Hikâyeler: Hareketli Sınırlar, Değişen Kimlikler (13.-15. Yüzyıllar), çeviren: Zeynep Rona, Yapı Kredi Yayınları, tarih, 256 sayfa, 2025

