François Y. Doré – Hayvanların Kafasından Neler Geçiyor? (2021)

‘Hayvanların Kafasından Neler Geçiyor?’, hayvan davranışları üzerine en güncel çalışmaların sonuçlarını barındırmasıyla çok değerli.

Bu alanda yıllara yayılan araştırmalar yapmış François Y. Doré’ye kulak veriyoruz.

Doré, hayvanların zihinsel davranışları üzerine araştırmalar yapan uluslararası saygınlığa sahip bilim insanlarından biri.

Bu kitap ise kendisinin uzun yıllara yayılan bu çalışmalarının en güzel sonuçlarından biri.

Çalışma, hayvan davranışı üzerine en güncel bilgi ve araştırmaları, deneyleri ve bunların şaşırtıcı sonuçlarını barındırıyor.

Kitaptan bir alıntı:

“Ezop ya da La Fontaine’in fablları, Andersen ya da Perrault’nun masalları ve çizgi filmler, onlardan ders çıkarmak veya sadece eğlendirmek amacıyla, hayvanlar için karakteristik şekilde insanlara has olan kişilik özellikleri tasarlar. Bu tasvirlere göre karınca çalışkan, ağustosböceği aylaktır; saksağan geveze, karga ise saftır. Oysa aslında ağustosböceği karınca kadar gayretlidir. Saksağan diğer kuşlardan daha geveze değildir. Karga ise, saf olmak şöyle dursun, en az tilki kadar kurnazdır ve hatta olağanüstü bir zekâya sahiptir.”

  • Künye: François Y. Doré – Hayvanların Kafasından Neler Geçiyor?, çeviren: Başak Bekişli, Alakarga Yayınları, bilim, 248 sayfa, 2021

Nalân Kiraz – Günindi (2016)

Taşra betimlemeleriyle öne çıkan bir anlatı.

Nalân Kiraz bu kısa romanında, şehrin gürültü ve karmaşasından kaçarak Günindi isimli bir sahil kasabasına yerleşen kahramanının yaşadıklarını anlatıyor.

Kısa bir süre sonra kahramanımız, buranın dışarıdan görüldüğü kadar sakin olmadığı ve insanı bambaşka karmaşalara sürüklediği gerçeğiyle yüzleşmek zorunda kalacaktır.

  • Künye: Nalân Kiraz – Günindi, Alakarga Yayınları

H. G. Wells – Kipps (2015)

Sıradan bir hayat yaşarken, eğitim için Sussex’e taşındıktan sonra burada tahmin edemeyeceği olaylara tanık olan Arthur Kipps’in hikâyesi.

Sussex’te Ann Pornick isimli genç kadına âşık olan Kipps, kendisini, garip görgü kurallarıyla sarmalanmış cemiyet hayatının içinde bulur.

Ondokuzuncu yüzyılın sonlarında geçen romanında H. G. Wells, mizah ve toplumsal yerginin iç içe geçtiği ilginç bir romanla karşımızda.

  • Künye: H. G. Wells – Kipps: Sıradan Birinin Hikâyesi, çeviren: Cansel Fırat, Alakarga Yayınları, roman, 452 sayfa, 2015

İsahag Uygar Eskiciyan – Metropol Ninnisi (2015)

Bir süre önce ilk öykü kitabı Pause Anıtı yayınlanan İsahag Eskiciyan’dan on üç yeni öykü.

Yazarın kitaba adını veren öyküsü, hem Mustafa ismine hem de giydiği parmak arası terliklere takıntısı olan Aris K.’nın dünyasında geçiyor.

İlginç bir düşünme biçimine sahip Aris K.’nın gözünden, metropole, insanlarına ve mekânlarına dair gözlemler.

  • Künye: İsahag Uygar Eskiciyan – Metropol Ninnisi, Alakarga Yayınları

Virginia Woolf – Kitap Nasıl Okunmalı? (2015)

Virginia Woolf’u hem usta bir yazar olarak hem de okuma ve yazma üzerine ufuk açıcı denemelerin sahibi olarak severiz.

Woolf bu kitabında ise, İngiliz edebiyatının gelişiminden nitelikli okumaya ve bir eseri klasik yapan kıstaslara pek çok konuyu, derin bilgisi ve maharetiyle ele almakta.

  • Künye: Virginia Woolf – Kitap Nasıl Okunmalı?, çeviren: Selin Beyhan, Alakarga Yayınları

Kolektif – Yüzyıllık Perde (2014)

1960’lardan sonraki dönemde çekilen filmlerin, şair ve yazarları nasıl etkilediğini ele alan bir çalışma.

Kişisel hikâyelerinden yola çıkan kitabın yazarları, bir filmin çekildiği dönemi, o dönemdeki toplumsal dokuyu ve yaşanan toplumsal değişimleri kendi pencerelerinden gözleyerek hem bir anlamda ülke sinemasının dönüm noktalarını saptıyor hem de sinemanın ne denli etkili olduğunu gözler önüne seriyor.

  • Künye: Kolektif – Yüzyıllık Perde, hazırlayan: Serkan Türk, Alakarga Yayınları

İsolde – Ben Türk Kızı Nasılım (2014)

İsolde, bilhassa son yıllarda dillere pelesenk olmuş “Kezban” konusunu ele alıyor.

Kitap, kendince mizahi bir üslupla, “Kezban nedir?”, “Bir insandan Kezban yaratan o meşum süreç nasıl işler?” gibi soruların yanıtını arıyor ve şu konuları işliyor:

  • Düğünlere giderken yapılan aşırı makyaj,
  • Kadınların futbolsever taklidi yapmaları,
  • Plaza kadınının hususiyetleri,
  • Fondöten, fön, korseli çorap gibi kimi kadın bakımı aksesuarları…

Bizde “Kezban” konusu biraz netameli. Çünkü bu kavram genellenebilir, sosyolojik karşılığı olan bir kavram değil ve daha çok kadınları küçümseyenlerce kullanılır.

Biz yine de, kitabın yazarı İsolde’nin bu kavramı kadınları küçümsemek amacıyla değil, kimi kadınlık hallerine alaycı bir şekilde yaklaşmak niyetiyle kullandığına inanmak istiyoruz.

  • Künye: İsolde – Ben Türk Kızı Nasılım, İsolde, Alakarga Yayınları, anlatı, 278 sayfa

 

Erhan Sunar – Veda Oyunu (2014)

Erhan Sunar ‘Veda Oyunu’nda, Kürt destanı Mem û Zîn’i yeni bir bağlamda hikâye ediyor.

Roman, bir oyun yazarının yazdığı kurgunun, bir şekilde yön değiştirerek bambaşka hikâyelere doğru yol alışını işliyor.

Aşk, şiddet ve Kürt tarihinin dönüm noktaları üzerinden ilerleyen kurgu, Cizre’de taht kuran Kürt miri Abdullah, onun kız kardeşleri Zîn ile Sıti, nakkaş Mem, Tacdin ve mirin genelevdeki gizli aşkı ile bunların iç içe geçen hikâyelerine uzanır.

  • Künye: Erhan Sunar – Veda Oyunu, Alakarga Yayınları, roman, 363 sayfa

Lydie Salvayre – Yedi Kadın (2016)

  • YEDİ KADIN, Lydie Salvayre, çeviren: Atakan Karakış, Alakarga Yayınları

yedi-kadin

Edebiyatın erkeklerin tekelinde olduğu bir dönemde ayakta kalmayı başarmış 7 kadının hikâyesi. Kitap, Emily Brontë, Djuna Barnes, Sylvia Plath, Colette, Marina Tsvetaeva, Virginia Woolf ve Ingeborg Bachmann’ın çocukluklarından yetişkinliğe uzanan hayatlarının izini sürüyor, onların yazarlık maceralarındaki dönüm noktalarını saptıyor.

Juan Manuel Parada – İşgal ve Diğer Öyküler (2013)

  • İŞGAL VE DİĞER ÖYKÜLER, Juan Manuel Parada, çeviren: Berna Talun Üğüten, Alakarga Yayınları, öykü, 103 sayfa

ISGAL

‘İşgal ve Diğer Öyküler’, Venezuella edebiyatının genç isimlerinden Juan Manuel Parada’nın son öykülerinden oluşuyor. Öyküler, Parada’nın şiirsel üslubu ve karakterleri inşa etmedeki kabiliyetiyle öne çıkıyor ve kitabın ilk öyküsü olan ‘İşgal’, buna verebileceğimiz en iyi örnek. İsyana dönüşen bir köylü hareketini beş farklı karakterin gözünden aktaran öykü, orta sınıftan gelip isyana destek veren, ama çelişkileri nedeniyle kısa bir süre sonra teslim olan yazar Numas ile topraklarını kaybetmemek, daha insanca yaşamak uğruna ölümü bile göze alan köylüler Elias, Zapata, Calistra ve Rufino arasındaki gerilim üzerine inşa edilmiş.