Aşkının peşinden giderek Rusya’dan Türkiye’ye gelen Varka’nın sıra dışı hayatı, bu romanın konusu.
1918 yılında, henüz 15 yaşında genç bir kadın olan Varka’nın yüreği, iki erkek arasında parçalanmıştır.
Genç kadın, kalbinin sesini dinleyerek soluğu Türkiye’de alır.
Roman, Varka’nın hayatının dönüm noktalarını, onun renk ve ruh verdiği ailesinin macerasını anlatıyor.
SERT, yani sorgulayarak mutlu kalma sanatında ustalaşmak için kimi ipuçları.
Ozan Dağdeviren, kolayca uygulanabilecek pratik davranış reçeteleri vermek veya okurun mutlu olacağını vaat etmek yerine, kültürümüzün derinlerine yerleştiğini ve böylece kemikleşmiş hale geldiğini savunduğu bazı düşüncelerimizi sorgulayarak nasıl mutlu olabileceğimiz üzerine düşünüyor.
Huysuzluğu yaradılışından gelen, muhataplarının her seferinde patiyi yediği asabi kediye merhaba deyin.
Kimseye teşekkür etme ihtiyacı duymayan, sabah erken uyanmayı, eğlenmeyi ve neşe içinde gün boyu gezinmeyi seven insanlardan öldüresiye nefret eden bu huysuz ve zeki kedimize göre, her yeni başlangıç hayal kırıklığıyla bitmeye mahkûmdur.
Gökyüzüne âşık tayyareci Vecihi’nin sıra dışı hayatı.
Kurtuluş Savaşı’na uçağıyla destek veren, yokluk yıllarında uçak üreten ve Cumhuriyet’in ilk sivil havacılık kurumunu kuran Vecihi Hürkuş, yerinde duramayan, bu dünyaya ait değilmiş gibi görünen mucitler soyundan geliyordu kuşkusuz.
Orhan Bahtiyar, bu ayrıksı karakterin dünyasına iniyor.
Beslenme uzmanı ve spor eğitmeni Karen Hill ‘Yeter! Artık Diyet Yapmak İstemiyorum’da, diyet programlarını bir kenara bırakarak sağlıklı beslenme, egzersizler ve kişisel mutluluk konularında ipuçları sunuyor. Kitapta bütünsel beslenme, güçlü motivasyon, çocuk beslenmesi, evlilik hayatında mutluluk ve doğru egzersiz yapma konusunda öneriler sunulduğu gibi, diyetlerin neden işe yaramadığı; günümüzde kanser, diyabet, depresyon gibi hastalıklara yakalanma riskinin yüksek olma nedenleri; diyet ve sağlıklı beslenme konusunda doğru zannedilen yanlışların neler olduğu gibi merak edilen konularda okura aydınlatıcı bilgiler de sunuluyor.
Karadeniz’de baş gösteren Karayazıcı Deli Hasan isyanı, Osmanlı’nın 1593-1603 yılları arasında başını ağrıtan önemli bir isyan.
İsyan, etkin bir şekilde 1599 yılında başladı ve Karayazıcı’nın 1602 yılında Canik Dağları’ndaki ölümüne kadar onun önderliğinde sürdürüldü.
Tveritinova’nın elimizdeki çalışması, konuyla ilgili kaynakların bir özetini vererek başlıyor; ardından da, isyanın başlangıcında Osmanlı İmparatorluğu’nun toplumsal ve iktisadı yapısına, isyanı öne çıkaran sebep ve koşullara ve son olarak da isyanın başarısızlığındaki sebep ve sonuçlarına odaklanıyor.
Çalışma, bildik Osmanlı tarihini farklı bir çerçeveden izlemeye alıyor.
Dipnotski 