Paranın keşfine dair şu ana kadarki tezler, bu aracın takas sistemine çare olarak yaratıldığı yönünde.
Fakat antropolog David Graeber’e göre, paranın icadından çok önce, insanlar gelişkin bir kredi sistemine sahipti, kredi sınıflı toplumun yükselişiyle ortaya çıktı ve o günden başlayarak borç ve borç affı politik tartışmaların ana konusunu oluşturdu.
Graeber ‘Borç’ta, sorgulamadan kabul ettiğimiz bu fikirleri ustalıkla tersine çeviriyor: Tarıma dayalı ilk toplumların ortaya çıkışına kadar, yani madeni ya da kâğıt paranın icadından çok daha önce, insanlar gelişkin bir kredi sistemiyle yaşayıp, mallarını bu yolla değiş tokuş ediyorlardı.
Ne olduysa sonra oldu, toplumlar alacaklı ve borçlu olarak ikiye bölündü.
Öyle ki, antik döneme ait hukuksal ve dini belli başlı eserlerin lisanını ve kavramlarını, kökü geçmişe uzanan bu borç tartışmaları şekillendirmiş, dahası, ahlaki ve felsefi temel değerlere de son biçimini vermiştir.
Öte yandan sayısız halk hareketini de tetiklemiştir.
Graeber, halklar olarak bugün hâlâ aynı savaşın pençesinde kıvrandığımızı gösteriyor.
Kitap, bunun gibi, paraya dair algımızı sorgulamamıza vesile olacak ilginç tezlerle öne çıkıyor.
- Künye: David Graeber – Borç, çeviren: Muammer Pehlivan, Everest Yayınları

