Oleg Grabar – Erken Dönem İslam Sanatı (2022)

Oleg Grabar’ın dört ciltlik eşsiz İslam sanatı çalışması, ilk cildiyle Türkçede.

Kitap, erken İslam sanatının niteliklerini çok yönlü bir bakışla ortaya koyuyor.

Grabar, ‘İslam Sanatı Çalışmalarının İnşası’ başlıklı dört ciltlik eseriyle İslam sanatına yoğunlaşıyor.

Bu alan hakkındaki bilgimizi, İslam kültürü ve tarihi ile bütünleştiriyor; okura geniş bir perspektif sunuyor.

Sanat teorilerinin ve Batı sanatına ait unsurların da göz ardı edilmediği bu eserde İslam sanatına dair çeşitli örnekler, görselleriyle birlikte, evrensel bir sanat literatürü çerçevesinde sunuluyor.

Çeşitli makalelerden oluşan eser, İslam sanatını mimari, resim, obje, ikonografi, estetik ve süsleme gibi çeşitli kavramların merceği altında inceliyor.

İslami sanat tarihinin yaklaşık olarak ilk 450 yılını ela alan ‘Erken Dönem İslam Sanatı, 650-1100’; İspanya, Suriye, Mısır, İran gibi çeşitli coğrafyalara ve Emevi, Fatımi, Sasani gibi çeşitli hanedanlıklara odaklanıyor.

Grabar, İslam kültürünün geniş coğrafyalara yayılmasında sanatının en etkili unsurlardan biri olduğunu savunmakta ve bu ciltle birlikte İslami sanatın ilk yüzyıllarının yön verici niteliğinin anlaşılmasına önemli katkılarda bulunuyor.

  • Künye: Oleg Grabar – Erken Dönem İslam Sanatı, 650-1100 (İslam Sanatı Çalışmalarının İnşası I), çeviren: Defne Karakaya, Albaraka Yayınları, sanat, 420 sayfa, 2022

Vanessa Ogle – Zamanın Küresel Dönüşümü (2018)

Modern yaşam, zamanın, adeta başımızı döndürecek denli olağanüstü hız kazandığı bir dünya demektir.

Özellikle 19. yüzyılda modern iş yaşamının yeniden düzenlenmesi, zamanın düzenlenmesini ve yönetilmesini de beraberinde getirdi.

Bu hesaba göre zaman verimli ve rasyonel kullanılmalıydı ve bu amaçla gündelik hayat da yeniden düzenlenmeliydi.

İşte Vanessa Ogle’un bu çalışması, 1870-1950 zaman aralığında, ulusal zaman algısından dünya çapında tek tip zaman uygulamasına, süreci başından sonuna izliyor.

Küresel zaman reformunu, ulus genelinde zamanın uygulanmaya başlandığı Fransa ve Almanya üzerinden izleyen Ogle, buradan İngiltere’ye ve Hindistan’a uzanıyor.

Batılı ve sömürge olmayan geç Osmanlı vilayeti Beyrut’ta Arap entelektüeller ve reformcuların İslam takvimi bağlamında zaman yönetimi üzerine tartışmalarına yer vermesiyle de dikkat çeken çalışma, bunun yanı sıra, Milletler Cemiyeti’nin ve dünya genelinde yeniden düzenlenmiş bir dizi takvimi savunan pek çok birey ve hareketi de inceliyor.

  • Künye: Vanessa Ogle – Zamanın Küresel Dönüşümü, 1870-1950, çeviren: Defne Karakaya, Koç Üniversitesi Yayınları, tarih, 272 sayfa, 2018

W. Hodding Carter – Sifon (2018)

Uygarlık tarihine baktığımızda, temiz suyun evlerimize kadar ulaşması ve evdeki atıkların dışarı taşınması, başka birçok teknoloji düşünüldüğünde görece yeni sayılır.

Hodding Carter, su tesisatına özellikle ilgi duyuyor ve bu ilginin bir neticesi de, tesisat sisteminden önceki ve sonraki dönemi ilgi çekici ayrıntılarla ortaya koyduğu elimizdeki kitabı.

Carter burada, Roma hamamları gibi görece bilgi sahibi olduğumuz sistemler kadar Harappalılar’ın MÖ 3000’de inşa ettiği ilk su tesisatı, Ortaçağ manastırlarında temizlik yöntemleri, Londra’da kanalizasyon sisteminin olmadığı dönemleri ve saraylardaki tuvalet âdetleri de dahil birçok aydınlatıcı konuyu ele alıyor.

Carter bununla da yetinmeyerek, bugünün tesisat sisteminin nasıl evrim geçirdiğini, günümüzde uygulanan, geliştirilmekte olan yöntemleri ve yeni tesisat teknolojilerini de bizimle paylaşıyor.

Kitap, temiz su ve tuvalet sisteminin sağlık alanında olduğu kadar uygarlık tarihinde de nasıl büyük bir fark yarattığını aydınlatmasıyla keyifli bir okuma vaat ediyor.

  • Künye: W. Hodding Carter – Sifon: Su Tesisatçısı Uygarlığı Nasıl Kurtardı?, çeviren: Defne Karakaya, Koç Üniversitesi Yayınları, kültür, 168 sayfa, 2018

Dana Sajdi – Şamlı Berber (2018)

Tarihçi Dana Sajdi, daha önce yayınlanan ‘Osmanlı Laleleri, Osmanlı Kahvehaneleri’ isimli önemli derlemesiyle hatırlanacaktır.

Sajdi elimizdeki bu ilgi çekici çalışmasında ise, 18. yüzyılda Şam’da yaşamış bir berber olan İbn Budeyr’in enteresan hikâyesini anlatıyor.

Budeyr, sıradan bir berber değil.

Zira kendisi, hayatı boyunca şehrinde olup bitenleri kaydettiği ve daha sonra Şam hakkında çok önemli bir kaynak haline gelecek bir kitap yazdı.

Sajdi’nin çalışması, toplumsal ve entelektüel bir biyografi olarak nitelenebilecek İbn Budeyr’in hikâyesini eksen alarak bu dönemde ortaya çıkan okuryazarlığın, dönemin Şam’ında yarattığı olağanüstü dönüşümü inceliyor.

Kitabın en önemli katkılarından biri de, halk tabakası arasında okuryazarlık oranının yükseliş göstermesinin, Arap Rönesansı da denilen Nahda hareketiyle nasıl ilişkili olduğunu ayrıntılı bir bakışla tartışması.

Kitap, Osmanlı ve İslam tarihinde halk tabakasından bir insan hakkında yapılmış kitap formatında ilk mikrotarih çalışması.

  • Künye: Dana Sajdi – Şamlı Berber: 18. Yüzyıl Biladü’ş-Şam’ında Yeni Okuryazarlık, çeviren: Defne Karakaya, Koç Üniversitesi Yayınları, tarih, 267 sayfa, 2018