Kate Abramson – Gaslighting (2025)

Gaslighting, yalnızca bireyler arası bir manipülasyon biçimi değil; aynı zamanda sosyal ilişkiler, iktidar yapıları ve normatif beklentilerle iç içe geçmiş bir baskı mekanizması olarak işliyor. Abramson bu kavramı yalnızca psikolojik değil, etik ve felsefi bir mesele olarak da ele alıyor. ‘Gaslighting: Gerçekliği Çarpıtmanın ve Manipülasyonun Karanlık Sanatı’ (‘A Philosopher Looks at Gaslighting’), gaslighting’in mağduru değil de failine odaklanarak bu eylemin ardında yatan niyetleri, güç ilişkilerini ve toplumsal bağlamları inceliyor. Failin amacı, mağdurun gerçeklik algısını sistematik şekilde bozmak ve kendi algılarını ona dayatmak oluyor.

Gaslighting’in fail tarafından nasıl planlı bir süreç hâline getirildiği ayrıntılı biçimde tartışılıyor. Bu süreçte kullanılan stratejiler arasında inkâr, alaya alma, abartma ya da önemsizleştirme gibi taktikler yer alıyor. Abramson, bu manipülasyonun sadece bireysel değil, aynı zamanda kültürel olarak da desteklenebileceğini gösteriyor. Özellikle ataerkil toplumlarda kadınların deneyimlerinin daha kolay göz ardı edilmesi, gaslighting’in etkisini artırıyor.

Kitap ayrıca gaslighting’in ahlaki boyutlarını da sorguluyor. Yazar, mağdurun özerkliğini yok eden bu eylemin ciddi bir etik ihlal olduğunu belirtiyor. Gaslighting yalnızca insanın kendiyle olan ilişkisini değil, başkalarıyla olan ilişkilerini de kökten sarsıyor. Abramson, bu yıkıcı manipülasyonu görünür kılarak hem felsefi hem de toplumsal sorumlulukları hatırlatıyor.

  • Künye: Kate Abramson – Gaslighting: Gerçekliği Çarpıtmanın ve Manipülasyonun Karanlık Sanatı, çeviren: Ömer Anlatan, Timaş Yayınları, inceleme, 224 sayfa, 2025