İlhan Sami Çomak – Karınca Yuvasını Dağıtmamak (2021)

Şair İlhan Sami Çomak aklımıza düştükçe iç çekip yutkunuyoruz, onun yaşadıklarını anlatacak kelimelerimiz yok henüz.

Daha 21 yaşındayken, 1994’te tutuklandı, tam 27 senedir haksız, hukuksuz bir şekilde içeride tutuluyor.

‘Karınca Yuvasını Dağıtmamak’ ise, şiirleri birçok dile çevrilmiş, dünyaca tanınan bir şair olan Çomak’ın anılarına yer veriyor.

Burada Çomak’ın çocukluğunu, tutukluluk sürecini, cezaevinde şair olmanın ne anlama geldiğini, acılar, hayal kırıklıkları ve öfkeyle dolu adalet arayışını ve en önemlisi de, yaşadığı bütün olumsuzluklara rağmen umudunu nasıl hep diri tuttuğunu, insan olmanın güzelliğinden hiçbir zaman geri adım atmadığını daha yakından görüyoruz.

Kitaptan iki alıntı:

“… adalet hayatıma çelme taktı, yere düştüm, yere çok kötü düştüm ve doğrulup kalkmak yıllarımı aldı ama beni zehirleyecek hislerden, insan olmanın güzel yönlerini hatırımdan çıkarmayarak, bir şekilde sakınmayı bildim.”

“Umutsuzluğun ağır karanlığını tartmak, kalbe ve akla çöken sessizliğin çoraklığını dağıtmak, hayatı derli toplu tutmak için umut hep yanımda oldu veya ondan uzaklaşmadım.”

Künye: İlhan Sami Çomak – Karınca Yuvasını Dağıtmamak, İletişim Yayınları, 160 sayfa, 2021

İlhan Sami Çomak – Kedilerin Yazdığı İlahi (2014)

Türkçenin yanı sıra anadili Kürtçe ile de şiirler yazmış İlhan Çomak, iki dilli bir şair.

İki dilliliğin bir avantajı, dil kadar imgeleri de beslemesi.

Çomak’ta, tam da bu anlamda bir bireşim görülüyor diyebiliriz.

Çomak, “Ayrılığın ilk sebebi kavuşmaya alışmakmış” ve “Çünkü gözden düşmek en çok Kürtçe yaralar insanı.” diyor.

  • Künye: İlhan Sami Çomak – Kedilerin Yazdığı İlahi, Yasakmeyve Yayınları

İlhan Sami Çomak – Açık Deniz (2007)

  • AÇIK DENİZ, İlhan Sami Çomak, Aram Yayınları, şiir, 103 sayfa

acik-deniz

‘Açık Deniz’, İlhan Sami Çomak’ın ikinci şiir kitabı. 1994 yılından bu yana cezaevinde olan Çomak, bu mahpusluk durumuna karşıt bir biçimde, dizelerinde dışarının sıkıntılarına, aşklarına ve yaşama çabalarına yer veriyor. Kitaptaki ‘En Çok Yaralıydık’ isimli şiirden bir alıntı: “En çok yaralıydık ta ki saçlarımız tarandı. / Ben şarap hevesiyle bir Asurî / O elinde bir telekle Yezidî / Taşın tarihini öğreniyoruz kendimizden, öğrendik / Bir kuşu sezmek, ya da deniz… / Bütün diller güzeldi, biz daha da güzelledik öğrendikçe / Bıraktık ellerimizi ellerinize Aramice / Baktık yaşamak çok güzel oluyor Kürtçe / Putlar ise ölü denizlerin sabah sonrası / İlk gördüğümde gökyüzüne aşk gider. (…)”