1941’de temeli atılan Hasanoğlan Köy Enstitüsü’de yapı sanat kolu başkanı olarak çalışmış Güneri’den, öğrenci çalışmalarıyla ilgili belge niteliğinde fotoğraflar.
Albüm, hem enstitünün bölgeye getirdiği gelişimi hem de Hasan Ali Yücel, İsmail Hakkı Tonguç ve Ferit Oğuz Bayır gibi isimlere dair bilinmeyenleri aydınlatıyor.
Ali Özuyar ‘Knockaloe ve Meçhul Türkler’de, 1. Dünya Savaşı esnasında İngiltere’de kurulan ve içinde yedi Türkün de bulunduğu sivil esir kampının hikâyesini anlatıyor.
İngiltere’nin İrlanda Denizi’ndeki Man Adası’nda kurduğu, dünyanın ilk ve en büyük sivil esir kampı olan Knockaloe’un izini süren kitap, bu kamptaki Türklerin kimler olduğu ve akıbetlerinin ne olduğunu anlatırken, ilk dünya savaşının uluslararası ilişkilere getirdiği yeni anlayışlara dair önemli bilgiler barındırıyor.
Çalışmasını, kampta bulunmuş esirlerin tahliye edildikten sonraki anılarıyla da destekleyen Özuyar, ayrıca, Osmanlı-İngiliz arşivleri ve iki ülke arasında yapılan yazışmalardan da yararlanmış.
‘Bir Levanten Şövalye’, küçük yaşlardan beri sinemayla ilgilenen ve sinemasın işletmecilik, oyunculuk, yapımcılık ve eleştirmenlik gibi farklı alanlarında çalışan Giovanni Scognamillo ile yapılan uzun soluklu bir söyleşiden oluşuyor.
İtalya’dan göç ederek İstanbul’a yerleşen Gennaro Scognamillo isimli bir İtalyan’ın torunu olan Scognamillo bu söyleşisinde, ailesinin İtalya’dan Türkiye’ye göç edişini, çocukluğunun İstanbul’unu, Levantenliği, iki kültürlü olmanın beraberinde getirdiği avantajları, kendini bildi bileli sinemanın kendisi için neden vazgeçilmez olduğunu, korku edebiyatına olan ilgisinin ilk ne zaman uyandığını ve gelecekte yapmak istediklerini bizimle paylaşıyor.
500 seçkin röprodüksiyon ve fotoğraf eşliğinde, ard izlenimci ressam Paul Cézanne’ın hayatı ve sanatı.
Susie Hodge, büyük sanatçının yaşamını, döneminin toplumsal koşulları içinde anlattığı gibi, onun dostlarına ve ailesine dair bilinmeyenleri, önemli eserlerini nasıl ortaya koyduğunu ve resim tekniklerini aydınlatıyor.
Doğanın sunduğu bir nimeti bozmadan yemenin yolunu bulmak, Japonlar için adeta kutsal bir çalışmadır.
Takano, kolayca bulunabilecek malzemelerle suşilerden pilavlara, çorbalardan çaylara pek çok tarif sunuyor.
Hem Japon yemeklerine hem de Japon sofra kültürüne ilgi duyanlar bu fırsatı kaçırmamalı.
Kurtuluş Savaşı’nın başından sonuna kadar cephede veteriner olarak bulunmuş Mehmet Turgut Argun’un, savaşın ruhunda bıraktığı derin izlere, dönemin Anadolu insanına ve büyük imkânsızlıklar içinde yapmaya çalıştığı mesleğine dair anılar.
Önemli bir tanıklık.
Cephe fotoğraflarının da yer aldığı kendi albümünden fotoğraflarla birlikte.
İntihar önceleri yalnızca dinin ve ahlakın konusu iken psikiyatrinin gelişimiyle birlikte nasıl adım adım bilimin konusu olmaya başladı?
Michel Foucault’nun fikirlerinden yola çıkan Ian Marsh, bu dönüşümün dinamiklerini ortaya koyuyor ve intiharın bilimsel macerasının nitelikli bir dökümünü yapıyor.
Kitap bunu yaparken sosyoloji ve tarihin alanlarında uzun ve keyifli bir yolculuğa çıkıyor.
İntihar alanındaki düşünce ve uygulamaların tarihinin, Marsh’ın asıl çalışma alanlarından biri olduğunu da belirtelim.
Batı düşüncesini derinlemesine etkilemiş üç isme dair derinlikli, nitelikli bir analiz.
Cassirer’in çalışmasını farklı kılan başlıca husus, dıştan bakıldığında aralarında derin uçurumlar görülen Rousseau, Kant ve Goethe arasındaki yoğun akrabalığı etkileyici ve ayrıntılı bir perspektifle serimlemesi.
Çocukların hayal gücüne ket vurmak yerine, onu teşvik etmek, beslemek açısından şahane bir fırsat.
Bu kitapta yer alan yirmi çıkartma, çocuklar için birbirinden ilgi çekici uçakları yapma imkânı sunuyor.
Hem de, göklerdeki bu sıra dışı teknolojiye dair keyifli ve yararlı bilgiler eşliğinde.
Linda A. Hill ‘Yöneticiliğe Giden Yol’da, yönetim alanında kariyer yapmak isteyenler için bu mesleği icra edenlerin deneyimlerini sunuyor.
Görevlerinin ilk yılındaki on dokuz yöneticinin tecrübelerini aktaran ve üç yıl süren bir alan çalışmasına dayanan kitap, yönetimi öğrenmek isteyen adaylar için önemli ipuçları barındırıyor.
Hill bu çalışmayı yaparken, henüz yönetici olmuş kişilerin yeni bir zanaat öğrendiklerini söylüyor.
Dolayısıyla çalışma, bu yeni yöneticilerin bulundukları konuma gelmek için neler yaptıklarına, nasıl bir dönüşüm yaşadıklarına odaklanmasıyla, söz konusu pozisyona henüz başlamış olanlara önemli deneyimler aktarıyor diyebiliriz.
Dipnotski 