Hans-Georg Gadamer – Hakikat ve Yöntem, 1. Cilt (2008)

Hans-Georg Gadamer’in ‘Hakikat ve Yöntem’i, 1960 yılında yayınlanmış olmasına ve Gadamer bundan sonra da birçok eser vermesine rağmen, düşünürün külliyatının en ünlü ve en önemli eseri olarak durmaya devam ediyor.

Kitabın Türkçeye çevirisi de, orijinal dili olan Almancadan yapılmış ve sağlıklı bir çeviri olması için de, İngilizce çevirisiyle karşılaştırılmış.

Gadamer, Türkçeye üç cilt halinde çevrilmesi düşünülen çalışmasının birinci cildinde, hakikat ve yöntem sorununu, sanatın ontolojisinde ve tarih düşüncesinde temellendirme denemesinde bulunuyor.

Kitabın bu birinci cildi, daha çok hakikat ve yöntem konusunda kavramsal bir çerçeve kuruyor.

  • Künye: Hans-Georg Gadamer – Hakikat ve Yöntem, 1. Cilt, çeviren: Hüsamettin Arslan ve İsmail Yavuzcan, Paradigma Yayıncılık, felsefe, 384 sayfa

Peter L. Berger ve Thomas Luckmann – Gerçekliğin Sosyal İnşası (2008)

Gerçekliğin sosyal inşasını, dışsallaştırma, nesnelleşme ve içselleştirme çerçevesinde değerlendiren bir çalışma.

Berger ve Luckmann, “Toplum, insani bir üründür, objektif bir realitedir ve insan da sosyal bir üründür,” diyor.

Yazarlar, bireylerin sosyal etkileşimle taşıdıkları sübjektif anlamların ve kendilerini dışsallaştırmalarıyla başlayan sosyal inşa sürecinin, faaliyetlerin rutinleşmesiyle objektif hale geldiğini, bir sonraki kuşak tarafından sosyalizasyon aracılığıyla içselleştirildiğini ve böylece tam anlamıyla bir sosyal dünya oluştuğunu savunuyor.

  • Künye: Gerçekliğin Sosyal İnşası: Bir Bilgi Sosyolojisi İncelemesi, Peter L. Berger ve Thomas Luckmann, çeviren: Vefa Saygın Öğütle, Paradigma Yayıncılık, sosyoloji, 289 sayfa

 

Hüsamettin Arslan – Epistemik Cemaat (2008)

  • EPİSTEMİK CEMAAT, Hüsamettin Arslan, Paradigma Yayıncılık, sosyoloji, 203 sayfa

Hüsamettin Arslan’ın ‘Epistemik Cemaat’i, ‘Bir Bilim Sosyolojisi Denemesi’ alt başlığını taşıyor. Batı’da 1960’lı yıllardan bu yana, Batı sosyolojisinde bilimi ve bilimsel bilgiyi sosyolojik eleştirinin odağına alan bir sosyoloji disiplini bulunuyor. Arslan’ın doktora tezi olan ve ilk olarak 1992 yılında yayınlanan kitap, aynı zamanda, konu hakkında Türkiye’deki yapılan ilk çalışma. Arslan’a göre, bilgi Batı’da üretilir ve Doğudakiler de sadece onları, yani bilginin asıl üreticilerini takip ederler. Yazar, bu grubu, “bilimin eşik bekçileri” anlamında kullandığı “epistemik cemaat” kavramıyla tanımlıyor. Türkiye’de klasik ve modern epistemik cemaat olmak üzere iki cemaat bulunduğunu söyleyen Arslan, Cumhuriyet ile beraber, modern epistemik cemaatin diğerini bertaraf ettiğini savunuyor. Arslan bunun yanı sıra, fazlasıyla “ortodoks” bulduğu Türkiye’deki egemen bilim ideolojisini de eleştiriyor.

 

Paul Ricoeur – Yorum Teorisi (2008)

  • YORUM TEORİSİ, Paul Ricoeur, çeviren: Gökhan Yavuz Demir, Paradigma Yayıncılık, felsefe, 130 sayfa

yorum-teorisi

Paul Ricoeur’ün ‘Yorum Teorisi’nin alt başlığı, ‘Söylem ve Artı Anlam’. ‘Freud ve Felsefe’ ile ‘Yorumların Çatışması’, Ricoeur’ün, ‘Yorum Teorisi’nden önce yayınlanan kitaplarıydı. Söylemi, olay ile anlam diyalektiği şeklinde tanımlayan Ricoeur, ‘Yorum Teorisi’nde, yukarıda adı geçen iki metindeki görüşlerini işleyerek söylem olarak dil teorisini geliştiriyor. Yazara göre olay olarak söylem, atıfta bulunur, zamansaldır ve nakledilebilirdir. Yine yazara göre anlam olarak söylem de, hem konuşmacının anlamı hem de ifadenin anlamıdır. Ricoeur, olay ile anlam diyalektiğinin, yazılı söylemde de devam ettiğini söyler.

 

Gökhan Yavuz Demir ve Alper Kanca (ed.) – Kızlar ve Babaları (2011)

  • KIZLAR VE BABALARI, editör: Gökhan Yavuz Demir, Alper Kanca, Paradigma Yayıncılık, kadın, 445 sayfa

 

Paradigma yayınları 2010 Haziranında, oğulların babalarını anlattığı bir kitap yayımlamıştı. Bu projenin devamı olan ‘Kızlar ve Babaları’ adlı elimizdeki kitap için de, rahatlıkla Türkiye’de bir ilk denebilir. Zira burada, elli altı kadının babalarına dair yazıları yer alıyor. Burada Anjelika Akbar, Nazlı Eray, Feyza Hepçilingirler, Işıl Özgentürk, Cihan Aktaş, Suzan Samancı, Meral Akşener, Nazan Bekiroğlu, Sevin Okyay, Berrin Karakaşlı, Özge Atay Canbek ve Nevval Sevindi gibi, farklı yaşlardan, farklı mesleklerden ve tabi farklı politik duyarlılıklardan kadınların anlatımlarına yer verilmesi, çalışmayı ayrıca nitelikli kılıyor. Kızların babalarına daha düşkün olduğu ve onların, babalarını erkek çocuklara nazaran daha iyi anlattığı kabul gören görüşlerden. Bu kitap, bir anlamda bu tezi de sınavdan geçiriyor.