Metin Altıok – Bir Acıya Kiracı (2006)

  • BİR ACIYA KİRACI, Metin Altıok, Kırmızı Yayınları, şiir, 447 sayfa

 

 

‘Bir Acıya Kiracı’, “Kendi göğünü arayan” bir şair olan ve Madımak’ta hayatını kaybeden Metin Altıok’un bütün şiirlerinden oluşuyor. Ölümünün ardından Altıok’tan geriye onlarca kitap, yüzlerce şiir kaldı. Elimizdeki kitap bu yönüyle, şairden geriye kalanların bir kısmını bir araya getirmesiyle, kuşkusuz değerli bir yadigar. Altıok’un ‘Yalnızlığın Buzdan Ayı’ isimli şiiri şöyle: “Islanmış taşlığında suskun bir bekleyişin / Yutar yalnızlığın buzdan ayını, / Akşam sefaları içinde karanlık gözlerin. / Döker çiçeğini sararan rengiyle, / Yaralı bir aşkla seğiren derin. / Ve aklın seni sürgüne gönderir / Yüzüne iğreti gelen isminle, / En yalnız köşesine donmuş yüreğinin.”

Haydar Ergülen – Ölüm Bir Skandal (2006)

  • ÖLÜM BİR SKANDAL, Haydar Ergülen, Merkez Kitaplar, şiir, 119 sayfa

Haydar Ergülen, ‘Ölüm Bir Skandal’ başlıklı bu kitabında, bireysel trajediyi toplumsal etkileriyle birlikte ele alıyor. Şiirlerde, Madımak Oteli yangınından Mavi Çarşı olaylarına kadar cinayeti, ölümü ve trajediyi hatırlatan birçok yaşanmışlık yer alıyor. Kitaptaki ‘Ölü yağmurdan önce gitti’ isimli şiirden bir alıntı: “Ölüm bir siyah kasaba / artık evimde değilim // Bugünlerde siyah pazarlıklar / bugünlerde eskiden kalma / bordo şapkalı bir kadın görsem / kasabanın dışında -öyle sevinebilir miyim / bir daha gözyaşlarım bana öyle / yetişebilir mi bir daha- // Siyah bir konuşma için belki / gerekiyor fazladan birkaç kelime / ve sıcak gözyaşları her zamankinden / daha çok ve içli (…)”

Sylvia Plath – Suyu Geçiş (2006)

  • SUYU GEÇİŞ, Sylvia Plath, çeviren: Gürkal Aylan, Artshop Yayınları, şiir, 77 sayfa

‘Suyu Geçiş’, yazılış süreci olarak, Sylvia Plath’in ‘Colossus’ ve ‘Ariel’ isimli kitaplarının ortasında yer alır. Kitabın bu yönüyle, kendisinin geçiş dönemi şiirlerinden oluştuğunu söyleyebiliriz. Fakat bu orta dönem daha çok, şairin ‘Ariel’ine doğru evrim gösterir gibidir. Plath’in ‘Uğultulu Tepeler’ şiirinden bir alıntı: “Meşaleler gibi çevreliyor beni / Eğimli, uyumsuz, sürekli değişen ufuklar. / Isıtabilirler beni, bir kibritle dokununca / Buharlaşmadan önce perçinledikleri uzaklıklar / Alazlayıp portakal rengine dönüştürebilir / İnce sınır çizgileri, havayı / Daha parlak bir renge bürüyerek solgun göğü. / Ama bir dizi vaat gibi / Eriyorlar, eriyorlar yalnızca, ilerlediğimde. / (…)”

Lawrence Ferlinghetti – Yitik Dünyadan Resimler (2006)

  • YİTİK DÜNYADAN RESİMLER, Lawrence Ferlinghetti, çeviren: Gürkal Aylan, Artshop Yayınları, şiir, 44 sayfa

Lawrence Ferlinghetti, ellili yılların modern Amerikan toplumunun ikiyüzlülüğünü eleştiren yazarlar, şairler ve diğer sanatçıların oluşturduğu “Beat” kuşağının sözcüsü ve putları kıran bir sembolü olarak bilinir. Bilindiği gibi bu dönemde, William S. Burroughs, Garry Synder, Allen Ginsberg ve Jack Kerouac gibi önemli isimler de vardı. Ferlinghetti, şiirini, gri yüzlü, akademik, kılı kırk yarma yerine, aklınıza ne gelirse, geldiği gibi yazma, şiirin özüne dönüş olarak tanımlar. Ferlinghetti’nin ‘Yitik Dünyadan Resimler’i, ilk kez 1955 yılında yayımlandı. Yayımlandığı dönemlerde “yeni şiirin ilk işareti” olarak karşılanan kitap, nihayet Türkçede.