Kolektif – Efendime Söyleyeyim: Hasan Ali Toptaş Kitabı (2010)

Uzun soluklu bir çalışmanın ürünü olan ‘Efendime Söyleyeyim’, Türkiye edebiyatının önde gelen simalarından Hasan Ali Toptaş’ın hayatına ve edebiyatına odaklanan metinlerden oluşuyor.

Toptaş’ın hem eserlerinin hem de kendisinin bugünden görülen bir profili olarak kurgulanan kitapta, hayatı ve edebiyata yaklaşımı üzerine ayrıntılı bir söyleşi, eserlerini çevirenlerin ve tiyatro ile sinemaya uyarlayanların deneyimleri, şimdiye kadarki bütün eserleri üzerine yazılan inceleme yazıları, edebiyat dostlarının anıları, okurlarından mektuplar, kendi metinlerinden ve nihayet, Toptaş üzerine yazılan yazılardan yapılmış alıntılar yer alıyor.

Kitaba katkıda bulunan isimler ise şöyle:

Mesut Varlık, Süha Oğuzertem, Stefan Weidner, Gerhart Meier, Tuula Kojo, Victor Bottenbley, Celil Toksöz, Mahir Günşıray, Kamucan Yalçın, Hakan Karahan, Ümit Ünal, Altan Erkekli, Eda Çaça, Asaf Koçak, Alper Akçam, Çimen Günay-Erkol, Beliz Güçbilmez, Şâmil Yılmaz, Ebru Ağca, Ersin Altay, Ayşe (Eziler) Kıran, Meral Oraliş, Mavisel Yener, Feridun Andaç, Zeynep Erk Emeksiz, Elif Türker, Yıldız Ecevit, Bülent Yıldız, Mahmut Temizyürek, Sibel Ercan, Aydan Çelik, Haydar Ergülen, Semih Gümüş, Handan İnci, Faruk Duman, Tacettin Kandemir, Necmiye Alpay, İshak Reyna, Cemil Kavukçu, Akif Kurtuluş, Ethem Baran, Abdullah Ataşçı ve Şükrü Erbaş.

  • Künye: Kolektif – Efendime Söyleyeyim: Hasan Ali Toptaş Kitabı, hazırlayan: Mesut Varlık, İletişim Yayınları, armağan, 528 sayfa

Kolektif – Türkiye’nin Çıplak Tarihi (2015)

Alternatif bir tarih, çünkü her yazar, klasik bir tarihsel anlatı yerine, bu yıllar içinde yaşadıklarının kendi bireysel dünyalarındaki yansımalarından süzüp aktarıyor.

Dolayısıyla çalışma, herkesin kendi cephesinden Türkiye’yi anlattığı ve doğumlar, ölümler, aşklar, hüzünler, gözyaşları ve kahkahaların çepeçevre sardığı tarihsel bir anlatı.

Ülkenin yaşadığı dönüşümü tarihi gelişmelerden ziyade, bunların birey üzerindeki etkileri bağlamında konu edinmesiyle dikkat çeken kitapta, Oktay Akbal’dan Dağlarca’ya, Peride Celal’den Leylâ Erbil’e, Erdal Öz’den Ferit Edgü’ye birçok ismin değerlendirmeleri bulunuyor.

Yazılarıyla kitaba katılan isimler ise şöyle:

Oktay Akbal, Fazıl Hüsnü Dağlarca, Erhan Bener, Arif Damar, Hıfzı Topuz, Peride Celal, Semavi Eyice, Nezihe Meriç, Orhan Koloğlu, Demir Özlü, Adnan Özyalçıner, Giovanni Scognamillo, Ahmet Necdet, Leylâ Erbil, Ece Ayhan, Tahsin Yücel, Uğur Kökden, Hilmi Yavuz, Ferit Edgü, Doğan Hızlan, Önay Sözer, Fikret Demirağ, Ataol Behramoğlu, Pınar Kür, İnci Aral, Erdal Öz, Süreyya Berfe, Ahmet İnam, Necati Tosuner, Hulki Aktunç, Selim İleri, Sina Akyol, Hüseyin Peker, Cemil Kavukçu, Tuğrul Tanyol, Feridun Andaç, Yıldırım B. Doğan, Buket Uzuner, Haydar Ergülen, Turgay Fişekçi, Ahmet Soysal, Adnan Özer, Mario Levi, Nalan Barbarosoğlu, İhsan Oktay Anar, Can Kozanoğlu, İbrahim Baştuğ, Özcan Karabulut, Cem Mumcu, Aslı Erdoğan, Hakan Senbir, Derya Erkenci, Levent Yılmaz, Elif Şafak, Şebnem İşigüzel, Ece Temelkuran, Angutyus, Feryal Tilmaç, Berrin Karakaş, Pınar Öğünç, İdil Önemli, Hakan Bıçakçı, Aziz Kedi, Çağlayan Çevik, Saro Dadyan, Çağla Özbek, Feyyaz Yiğit, Anıl Helvacı ve Ebru Demetgül.

  • Künye: Kolektif – Türkiye’nin Çıplak Tarihi, editör: Cem Mumcu, Okuyan Us Yayınları

Haydar Ergülen – Hafız ile Semender (2014)

Haydar Ergülen’in bütün şiirlerinin ikinci cildinin yeni baskısı, güzel bir yaz hediyesi.

“aşk bir varlığa sığmaz / sürer yokluğa kadar” diyen Ergülen’in, kimi bir çocuğun zengin düş dünyasından, kimi de duru bir masaldan yol alıyormuş hissi veren şiirleri, hayatın ve insanın olduğu kadar, doğanın imgelerini de usulca kuruyor.

  • Künye: Haydar Ergülen – Hafız ile Semender, Kırmızı Kedi Yayınları

Haydar Ergülen – Nar (2013)

  • NAR, Haydar Ergülen, Kırmızı Kedi Yayınları, şiir, 248 sayfa

NAR

Yeni bir baskıyla yayınlanan ‘Nar’, önemli şairlerimizden Haydar Ergülen’in bütün şiirlerinin ilk cildi. Ergülen, ilk baskısı 1995’te yapılan ‘Eskiden Terzi’ kitabına adını veren şiirinde şöyle diyor: “beni eskit, bir terzi çıkar / fazlalıklarımdan, prova yokmuş / meğer! acıyan ve acıtan ten var / oldukça gövde dikiş tutmuyor // eskiden terziydim, dar vakitte / dükkânım vardı, ilk gömleğim / tez uçtuydu tenimden, o hevesi / artık gönlüm seçmiyor // teninden bir yağmur biç bana da / aramızın açıldığı yerden, o makas / hatırayı paslı bıraktı! düğmenin / yeraltında ten yokmuş tenhadan başka // şimdi heves bol geliyor”

Haydar Ergülen – Derdini Anlatamayanlar İçin Ansiklopedi (2012)

  • DERDİNİ ANLATAMAYANLAR İÇİN ANSİKLOPEDİ, Haydar Ergülen, Kırmızı Kedi Yayınları, anlatı, 263 sayfa

 DERDINI

Haydar Ergülen’in ansiklopedisi, uzun yıllara yayılan bir yazılma, bekleme ve yayınlanma sürecinden geçmiş. Derdini anlatanların da derman bulamayacağını söyleyen Ergülen, bencillikten birbirini üretmeye, cinsi münasebetten cinsel görgüsüzlüğe, çocukluğun bilgeliğinden dokunmanın kutsallığına, güzel şanssızlıklardan tutunamama tutkusuna kadar pek çok maddeyi irdelediği gibi, okur tarafından yazılmayı, tamamlanmayı bekleyen çok sayıda kavram da öneriyor.

Haydar Ergülen – Nar Alfabesi (2012)

Şair Haydar Ergülen ‘Nar Alfabesi’nde, tümüyle çocuklara adanmış ve alfabeyi baştan sona kat eden şiirlerinden bir demet sunuyor.

Bu yolculuğuna kızı Nar’la koyulan Ergülen, doğa ve onun ihtişamını merkeze alan şiirlerinde, çocuklara alfabeyi öğrettiği gibi, onları dilin zenginliğiyle de tanıştırıyor.

Şiirlerin, çocukların yanı sıra, çocuk sahibi olanlara ve hatta yetişkinlere de keyifli bir okuma fırsatı sunacağını söyleyebiliriz.

  • Künye: Haydar Ergülen – Nar Alfabesi, Kırmızı Kedi Yayınevi, çocuk, 116 sayfa

Sıddık Akbayır – Şiir Adımlı Bir Yolcu: Haydar Ergülen (2011)

  • ŞİİR ADIMLI BİR YOLCU: HAYDAR ERGÜLEN, Sıddık Akbayır, Ferfir Yayınları, inceleme, 425 sayfa

Sıddık Akbayır, bir Haydar Ergülen ansiklopedisi olarak tanımlanabilecek ‘Şiir Adımlı Bir Yolcu’da, şairin hayatını, kişiliğini, çevresini ve eserlerini kuşatıcı bir bakışla irdeliyor. Ergülen’in yirmi iki yıllık okuru olduğunu söyleyen Akbayır’ın bu ilgi ve sevgisinin izlerini kitabın sıcak ve samimi üslubunda görmek mümkün. Ergülen’in Eskişehir günleriyle başlayan kitap, devamında, Ergülen’in lise yıllarındayken solculuğu keşfedişine, ilk şiirlerini ne zaman yazmaya başladığına, Ankara ve İstanbul günlerine ve reklamcılık sektöründe çalıştığı uzun yıllara kadar birçok konuya uzanıyor. Ergülen’in yayımlanmış on iki kitabının değerlendirildiği ve şiirlerinin çözümlendiği kitap ayrıca, kapsamlı kaynakçası, şairin birçok fotoğrafını ve bilhassa, derli toplu bir ‘Haydar Ergülen Sözlüğü’ barındırmasıyla dikkat çekiyor.

Yusuf Alper – Psikodinamik Açıdan Haydar Ergülen Şiiri (2010)

  • PSİKODİNAMİK AÇIDAN HAYDAR ERGÜLEN VE ŞİİRİ, Yusuf Alper, Özgür Yayınları, eleştiri, 95 sayfa

Yusuf Alper, daha önce yayımlanan ‘Şiir ve Psikiyatri Kavşağında’ adlı kitabında, sanat ve yaratıcılığın psikodinamiğini irdelemişti. Şiir ve psikiyatri ilişkisi ise, Alper’in söz konusu  incelemesinin omurgasını oluşturuyordu. Yazarın elimizdeki kitabı ise, Türkiye şiirinin önde gelen isimlerinden Haydar Ergülen’in şiirini psikodinamik açıdan irdeliyor. Alper’e göre Ergülen, şiirinde bilinçdışı süreçleri kullanmasıyla, ruhsal dünyası psikodinamik açıdan incelenebilecek şairlerden biri. Cemal Süreya’yı da benzer bir teknikle ele alan Alper, yaratıcı sanatçının psikolojik-psikodinamik bir portresini çizmeye Ergülen’le devam ediyor.

Haydar Ergülen – Ölüm Bir Skandal (2006)

  • ÖLÜM BİR SKANDAL, Haydar Ergülen, Merkez Kitaplar, şiir, 119 sayfa

Haydar Ergülen, ‘Ölüm Bir Skandal’ başlıklı bu kitabında, bireysel trajediyi toplumsal etkileriyle birlikte ele alıyor. Şiirlerde, Madımak Oteli yangınından Mavi Çarşı olaylarına kadar cinayeti, ölümü ve trajediyi hatırlatan birçok yaşanmışlık yer alıyor. Kitaptaki ‘Ölü yağmurdan önce gitti’ isimli şiirden bir alıntı: “Ölüm bir siyah kasaba / artık evimde değilim // Bugünlerde siyah pazarlıklar / bugünlerde eskiden kalma / bordo şapkalı bir kadın görsem / kasabanın dışında -öyle sevinebilir miyim / bir daha gözyaşlarım bana öyle / yetişebilir mi bir daha- // Siyah bir konuşma için belki / gerekiyor fazladan birkaç kelime / ve sıcak gözyaşları her zamankinden / daha çok ve içli (…)”