Astra Taylor’un bu kitabı, modern dünyada artan güvensizlik duygusunun bireysel bir eksiklik değil, yapısal olarak yaratılan bir toplumsal gerçeklik olduğunu savunuyor. ‘Tedirgin Yeni Dünya: Her Şey Altüst Olurken Bir Araya Gelmek’ (‘The Age of Insecurity: Coming Together as Things Fall Apart’), neoliberalizmin istikrar değil, sürekli kriz ve belirsizlik ürettiğini, bu nedenle insanların sadece maddi değil, duygusal ve sosyal olarak da güvencesiz kaldığını söylüyor. İşsizlik korkusu, sağlık sistemlerinin çöküşü, kiraların yükselmesi gibi faktörler bireyleri sürekli bir tedirginlik içinde yaşamaya zorluyor.
Güvensizlik, yalnızca ekonomik değil, politik bir araçtır. Taylor’a göre bu ortamda insanlar, sistemle yüzleşmek yerine birbirine rakip hale gelir; kolektif örgütlenme yerine bireysel kurtuluş arar. Ancak bu parçalanmışlık, aynı zamanda yeni bir dayanışma ihtiyacını da doğurur. Güvensizlik, dayanışmaya açılan bir kapı olabilir. Taylor, kırılganlığın bastırılması gereken bir zayıflık değil, dönüştürücü bir güç olduğunu vurguluyor.
Kitap, “güvenlik” gibi kavramların kimin için, ne pahasına sağlandığını da sorgular. Devletin güvenlik politikaları genellikle güçlüyü korurken, yoksulların, göçmenlerin, kadınların ve diğer dezavantajlı grupların güvensizliğini meşrulaştırır. Taylor, bu çelişkileri görünür kılarak yeni bir kolektif siyaset hayal ediyor.
Sonuç olarak kitap, korku, kırılganlık ve karşılıklı bağımlılık ekseninde yeniden şekillenen bir dayanışma kültürünü savunuyor.
- Künye: Astra Taylor – Tedirgin Yeni Dünya: Her Şey Altüst Olurken Bir Araya Gelmek, çeviren: Gökçe Metin, Okuyanus Yayınları, inceleme, 332 sayfa, 2025

