Thomas S. Kuhn – Bilimde Ortak Ölçüsüzlük (2025)

Thomas S. Kuhn’un bu kitabı, yazarın ölümünden önce kaleme aldığı son metinleri ve yayımlanmamış derslerini bir araya getiriyor. ‘Bilimsel Devrimlerin Yapısı’ ile bilim tarihine yeni bir yön kazandıran Kuhn, bu eserinde o kitabın ötesine geçerek bilimin dilsel, kavramsal ve tarihsel temellerini sorguluyor.

Merkezde yer alan “ortak ölçüsüzlük” kavramı, farklı bilimsel paradigmaların neden birbirine tam olarak çevrilemediğini açıklıyor. Kuhn’a göre her paradigma, kendi dünyasını tanımlayan özel bir kavram sistemi ve değerler dizisiyle var olur; bu yüzden bilimsel değişim, doğrusal bir ilerleme değil, farklı anlam evrenleri arasında yaşanan bir dönüşümdür.

‘Bilimde Ortak Ölçüsüzlük’ (‘The Last Writings of Thomas S. Kuhn: Incommensurability in Science’), bilginin yalnızca deneysel birikimle değil, dilin ve anlamın içsel yapısıyla da şekillendiğini vurguluyor. Kuhn, bilimsel düşüncenin rasyonelliğini inkâr etmeden, onun rasyonelliğinin çok biçimli doğasına dikkat çekiyor. Bu yönüyle ‘Bilimde Ortak Ölçüsüzlük’, bilimi kültürel, tarihsel ve bilişsel bağlamlarda yeniden konumlandırıyor. Tamamlanmamış olsa da kitap, Kuhn’un zihinsel evreninde açılan yeni ufukları ve bilimin doğasına dair bitmeyen soruları yansıtıyor.

‘Bilimde Ortak Ölçüsüzlük’, yalnızca bir felsefi çalışma değil, aynı zamanda bir düşünürün kendi mirasını yeniden yorumlama çabasıdır. Bilimsel devrimleri anlamanın ötesine geçerek, insanın bilgiyle, dille ve dünyayla kurduğu ilişkinin sınırlarını sorgulayan bir düşünsel vasiyet niteliği taşıyor.

  • Künye: Thomas S. Kuhn – Bilimde Ortak Ölçüsüzlük, çeviren: Turgay Sivrikaya, Islık Yayınları, bilim, 408 sayfa, 2025

Thomas S. Kuhn – Bilimsel Devrimlerin Yapısı (2025)

Thomas S. Kuhn’un ‘Bilimsel Devrimlerin Yapısı’ adlı eseri, bilim felsefesinin ve bilim tarihinin en etkili metinlerinden biri olarak kabul ediliyor. Kitabın 50. yıl özel baskısı, bu klasik çalışmanın yarım yüzyıl boyunca nasıl bir tartışma zemini yarattığını ve farklı disiplinleri nasıl etkilediğini hatırlatıyor. ‘Bilimsel Devrimlerin Yapısı (50. Yıl Edisyonu)’ (‘The Structure of Scientific Revolutions: 50th Anniversary Edition’), hem Kuhn’un orijinal tezlerini koruyor hem de bilimsel düşüncenin evrimine dair güncel katkıları içeren bir önsöz ve ek materyallerle zenginleşiyor.

Kuhn, bilimsel ilerlemenin düz birikimsel bir süreç olmadığını savunuyor. Ona göre bilim, “paradigma” adı verilen düşünsel çerçeveler içinde işliyor. Bilim insanları, bu çerçeveler dahilinde “normal bilim” faaliyetleri yürütüyor; yani bildik yöntem ve kuramlarla dünyayı açıklamaya çalışıyor. Ancak zamanla karşılaşılan “anomaliler”, bu çerçevenin yetersizliklerini ortaya çıkarıyor ve bilimsel bir kriz baş gösteriyor.

Kriz, bilim topluluğunun yeni bir paradigma arayışına girmesine yol açıyor. Bu yeni paradigma, yalnızca eski bilgilerle değil, dünyanın nasıl algılandığıyla da çatışıyor. Bu yüzden paradigma değişimi, teknik bir yenilikten çok daha fazlası: bir düşünme biçiminin kökten dönüşümü anlamına geliyor. Kuhn, bu geçişi “bilimsel devrim” olarak tanımlıyor.

Kitabın 50. yıl özel baskısı, Kuhn’un fikirlerinin etkisini yeniden değerlendirme imkânı sunuyor. Bilimsel bilginin nasıl üretildiğine, hangi koşullarda dönüştüğüne ve bilimin toplumsal boyutlarına dair soruları gündeme taşıyor. Böylece yalnızca akademik çevrelerde değil, bilgiyle uğraşan herkes için düşünsel bir sarsıntı yaratıyor. Kuhn’un mirası, bugün hâlâ canlılığını koruyor.

  • Künye: Thomas S. Kuhn – Bilimsel Devrimlerin Yapısı (50. Yıl Edisyonu), çeviren: Cemal Güzel, Islık Yayınları, bilim, 344 sayfa, 2025