Kolektif – Emek, Beden, Aile (2021)

Ne denli gururlansak azdır: Türkiye’de siyasi iktidar ne kadar boşanmaya, kürtaja ve kadınların işgücüne katılımına karşı durmaya çalışsa da, Türkiyeli kadınlar her geçen gün daha fazla kendi hayatlarının iplerini ellerine almak, kendi kaderlerini tayin etmek için daha fazla mücadele ediyor.

Kadın emeği, aile, nüfus dinamikleri ve politikalarına dair pek çok değerli çalışması bulunan Ferhunde Özbay’ın anısına hazırlanmış bu derleme de, Türkiye’deki kadın özgürleşme mücadelesinin güncel bir resmini çekiyor.

Konuyu farklı kavramsal yaklaşımlar ve metodolojiler ekseninde ele alan yazarlar,

  • Türkiye’de yıllar içinde kadın emeğinin dönüşümü,
  • Türkiye’de kadın istihdamının önündeki demografik zorluklar,
  • Moda tutkunu genç mütedeyyin kadınların iş ve aile hayatı deneyimleri,
  • Türkiye’de imam nikâhı yaygınlığının evlilik kuşaklarına göre değişimi,
  • Ve kadınların anlatılarında boşanma hakkı ve kadının güçlenmesi gibi hayati konuları irdeliyor.

Kadın hareketinin ve feminist hareketin görünürlüğü ve etki alanı her geçen gün artıyor, kadınlar içinde yaşadıkları eşitsizliklere ve şiddete karşı toplu olarak seslerini yükseltmeyi sürdürüyorlar.

Bize bunu bir kez daha hatırlatan bu kitap için bir araya gelen isimler ise şöyle: Aslı Çoban, Ayşe Abbasoğlu Özgören, Faruk Keskin, İsmet Koç, Merve Kütük-Kuriş, Şemsa Özar, Taylan Acar, Z. Selen Artan-Bayhan, Zehra Yayla Enfiyeci ve Zuhal Esra Bilir.

  • Künye: Kolektif – Emek, Beden, Aile: Türkiye’de Kadınlık Halleri (Ferhunde Özbay Anısına), hazırlayan: Taylan Acar ve Şemsa Özar, Metis Yayınları, toplumsal cinsiyet çalışmaları, 248 sayfa, 2021

Zeynep Aliye – Bekâret Boncuğu (2011)

  • BEKÂRET BONCUĞU, Zeynep Aliye, Kavis Kitap, öykü, 216 sayfa

 

Zeynep Aliye ‘Bekâret Boncuğu’nda bir araya gelen öykülerinde, Türkiyeli kadınların toplumsal konumunu masaya yatırıyor. Öykülerinde kadınları anne, eş, evlat ve çocuk olarak karşımıza çıkaran Aliye, muhafazakâr bir toplumda hayatta kalmaya çalışan kadınların maruz kaldığı büyük kuşatılmayı ve baskıları resmediyor. Yazar, kitaba adını veren öyküsünde de, Sevinç isimli karakterinin, masumiyetini yitirme korkusunu anlatıyor. Yakın zamanda evlenecek olan Sevinç, geçmişinde yaşadığı bir gönül macerasının vicdan azabını yaşamaktadır. Sevinç, toplumca kabul edilen ve onaylanan evlilik ile hayal ettiği hayat arasında kararsızlık yaşamaktadır.