
Boaventura de Sousa Santos’un bu eseri, insan haklarını Batı merkezli bir yapıdan çıkararak çoğulcu, kültürel ve epistemolojik olarak daha kapsayıcı bir zemine oturtmayı hedefliyor. ‘Ya Tanrı İnsan Hakları Aktivisti Olsaydı?’ (‘If God Were a Human Rights Activist’), insan haklarının yalnızca birey merkezli değil, toplulukların onuru, kolektif hafıza ve adalet arayışıyla da ilgili olduğunu savunuyor. Kitap, bu hakların küresel eşitsizlikler karşısında nasıl yeniden düşünülmesi gerektiğini ele alıyor.
Santos’a göre günümüz insan hakları söylemi, sömürgecilik sonrası ilişkiler ve neoliberal ekonomi ile şekillenmiştir. Bu yüzden hak mücadelesi yalnızca hukuki değil, aynı zamanda bilgi üretimi ve kültürel tanınma düzeyinde verilmelidir. “Epistemolojik çoğulculuk” kavramını öne çıkararak yalnızca Batılı değil, yerli, feminist ve marjinal bilgi biçimlerinin de meşrulaştırılması gerektiğini savunuyor.
Kitapta yerli halklardan sosyal hareketlere kadar birçok direniş pratiği, insan haklarına dair yeni imkânlar sunar. Santos, Tanrı bir insan hakları savunucusu olsaydı, yalnızca güçlülerin değil, dışlanmışların da haklarını savunacak bir etik sistem yaratacağını söyler. Bu yönüyle eser, insan haklarını sadece normatif değil, aynı zamanda ahlaki ve politik bir mücadele alanı olarak yeniden tanımlar.
- Künye: Boaventura de Sousa Santos – Ya Tanrı İnsan Hakları Aktivisti Olsaydı?, çeviren: Yusuf Enes Karataş, Islık Yayınları, siyaset, 160 sayfa, 2025
