Birçok ütopik romana ve filme konu olmuş gözetleme toplumu, günümüzde gerçek haline mi geldi?
Bu şüphe, yeni değil, daha 2013’te, dünya çapında infial yaratan NSA sızıntısından hemen sonra The Guardian’da yayınlanan bir makalede dile getirilmişti.
Şurası bir gerçek ki, bugün mahremiyetin yok edildiğinin çok az insan farkında ve bunun yarattığı veya yaratması muhtemel sorunların çok az insan bilincinde.
Oysa, her şey bir yana, yalnızca bu kitap yayınlandıktan sonra ortaya çıkan Facebook kişisel veri skandalına baktığımızda dahi, kişisel verilerimizin kaydedildiğini ve bunların hem istihbarat örgütlerine hem ticari işletmelere ve hem de manipülasyon için kullanmaları amacıyla kimi siyasi kuruluşlara pazarlanıyor.
Peki, bunun önüne geçilmesi için hem bireylerin hem de yasa koyucuların üstüne düşen görevler nelerdir?
Eirik Løkke, özel yaşamımızın korunması için hangi yasal düzenlemelere ihtiyaç duyulduğunu, faydalı teknolojileri ve hizmetleri öne çıkarıp zararlı olanlarını ortadan kaldıracak bir dengenin nasıl kurulabileceğini ve tabii, kişisel olarak mahremiyetimizi korumamız için neler yapmamız gerektiğini anlatıyor.
- Künye: Eirik Løkke – Mahremiyet: Dijital Toplumda Özel Hayat, çeviren: Dilek Başak, Koç Üniversitesi Yayınları, sosyal medya, 160 sayfa, 2018