Jonathan Sumption – Mahkemelerin Yükselişi (2021)

Yargıçlar kanunları yorumlamak yerine giderek kanun koyucu gibi davranıyor.

Jonathan Sumption, yasama organı ile yargı erki arasındaki yetki karmaşasının çözümü için siyasileri daha fazla sorumluluk almaya çağırıyor.

Son birkaç on yıldır, dünyanın her yerindeki yasama organları tıkanıklıktan mustarip.

Demokrasilerde yasalar ve politikalar yapılır yapılmaz kaldırılıyor.

Görünen o ki yasama meclisleri ilerleme veya fikir birliği sağlayamıyor; dahası mahkemeler seçilmişlerin almış olduğu kararları sıklıkla bozuyor.

Etkin siyasilerin yokluğu karşısında, pek çok kişi, siyasi ve ahlaki sorunların çözümünde mahkemelerden medet umuyor.

Amerika Birleşik Devletleri ve Birleşik Krallık’taki Yüksek Mahkemelerin veya Strazburg’daki Avrupa Mahkemesinin kararları tartışmayı sona erdiriyor gibi görünse de bölünme ve tartışmalar azalmıyor.

Esasen, demokratik hesap verebilirliğin yokluğu radikalleşmeye yol açıyor.

Yargı erkinin altından kalkamayacağı kadar iş üstlenmesi, siyasilerin eksikliklerini gidermeye yetmemektedir.

Bu durum özellikle insan hakları alanında akut hale gelmiş durumda.

Örneğin, kürtaj ve mahkûmların oy kullanma hakları konularında kim karar vermeli? Seçilmiş siyasiler mi yoksa atanmış yargıçlar mı?

İlk olarak 2019 yılında BBC Reith Derslerinde ortaya konan görüşlerini genişleten Sumption, bazı sorunları siyasilere geri döndürmenin zamanının geldiğini savunuyor.

  • Künye: Jonathan Sumption – Mahkemelerin Yükselişi: Yasamanın Gerileyişi ve Hukuk Üzerine, çeviren: Anıl Aygen, Lykeion Yayıncılık, hukuk, 93 sayfa, 2021

Published by

Bilinmeyen adlı kullanıcının avatarı

Bir cevap yazın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.