Gina Rippon – Cinsiyetlendirilmiş Beyin (2023)

Yüzyıllar boyunca, farklı beyinlere sahip oldukları için erkeklerle kadınların farklı yeteneklere, farklı mizaçlara ve farklı toplumsal konumlara sahip oldukları söylenegeldi.

Erkekler kadınlardan üstündü; çünkü kadın beynine değil de erkek beynine sahiptiler.

“Kadınlar harita okuyamazdı, erkeklerse aynı anda birden fazla işi yapamazdı.” Çünkü “biyoloji kaderdi” ve bundan kaçış yoktu.

Peki, biyoloji gerçekten de kader miydi?

Prof. Gina Rippon bu kitapta bu soruya kesin olarak “Hayır” yanıtını veriyor.

On dokuzuncu yüzyılda yapılan beyin incelemelerinden beri “kadın beyni” ile “erkek beyni” ayrımı, verili gerçek olarak kabul edildi.

Araştırmaların neredeyse tamamı bu “gerçeği” biyolojik bir temele oturtacak şekilde tasarlanmış, sonuçların yayınlanması ve yorumlanması da bundan payına düşeni aldı.

Yirminci yüzyılın ikinci yarısında geliştirilen yeni teknolojiler ise sadece yetişkinlerin değil, yeni doğanların beyinlerini dahi detaylı bir şekilde inceleme imkânı sağladı.

Günümüzde daha tarafsız bir şekilde tasarlanan ve yorumlanan çalışmalar doğumdan itibaren bebeğin maruz kaldığı toplumsal süreçlerin en az biyoloji kadar önemli olduğunu ortaya çıkarıyor.

Rippon hormon çalışmalarından sosyal davranış çalışmalarına kadar birçok farklı alanda yapılan araştırma bulgularını değerlendirerek şu sonuca varıyor: İnsan beynini kadın beyni ve erkek beyni olarak sınıflandıran şeyin, doğum anındaki biyolojinin aksine içine doğduğumuz dünyanın bize dayattığı ikili atanmış cinsiyet sistemidir.

  • Künye: Gina Rippon – Cinsiyetlendirilmiş Beyin: Kadın Beyni Efsanesini Paramparça Eden Bir Sinirbilim, çeviren: Murat Can Mutlu, Ayrıntı Yayınları, bilim, 464 sayfa, 2023

Published by

Bilinmeyen adlı kullanıcının avatarı

Bir cevap yazın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.