Vlad Glăveanu, bu kısa ama yoğun kitapta “yaratıcılık” kavramını psikoloji, sosyoloji ve kültürel çalışmalar ekseninde yeniden ele alıyor. Yaratıcılığı sadece bireysel bir yetenek ya da zihinsel süreç olarak değil, toplumsal bağlamda şekillenen bir eylem biçimi olarak tanımlıyor. ‘Yaratıcılık’ (‘Creativity: A Very Short Introduction’), yaratıcı düşüncenin yalnızca “dahi” bireylere özgü olmadığını, herkesin katılabileceği bir süreç olduğunu vurguluyor.
Glăveanu’ya göre yaratıcılık; birey, çevre, kültür ve tarih arasındaki etkileşimle ortaya çıkar. Bu çok katmanlı yapı sayesinde yaratıcı eylem, yeni ve anlamlı olanı üretmenin ötesinde, var olanı dönüştürmenin ve toplumla ilişki kurmanın bir biçimine dönüşür. Yaratıcılık, yalnızca “yeni” olanı üretmekle değil, aynı zamanda toplumsal değerlerle uyumlu ya da onlara meydan okuyan anlamlar yaratmakla ilgilidir.
Kitap, sanat ve bilim gibi alanların ötesinde, gündelik yaşamda da yaratıcılığın nasıl işlediğine dikkat çeker. Bir çocuğun oyuncaklarla kurduğu ilişki, bir marangozun işçiliği ya da bir anneannenin yemek tarifini yeniden yorumlaması da yaratıcı eylemlerdir. Bu yaklaşım, yaratıcılığı olağanüstü olmaktan çıkararak gündelik olanın içinde görünür kılar.
Glăveanu, bireysel ilhamın ötesine geçerek “dağıtılmış yaratıcılık” kavramını öneriyor. Bu modelde fikirler, kişiler arası etkileşim ve kültürel aktarım yoluyla evriliyor. Dolayısıyla yaratıcı olmak hem kişisel hem kolektif bir süreçtir. ‘Yaratıcılık’, yaratıcılığı yeniden tanımlarken, okuyucuyu sadece yaratıcı düşünmeye değil, yaratıcı yaşamaya da davet ediyor.
- Künye: Vlad Glăveanu – Yaratıcılık, çeviren: Sevgi Halime Özçelik, İş Kültür Yayınları, inceleme, 152 sayfa, 2025

