Joyce McDougall – Bedenin Tiyatroları (2025)

Joyce McDougall’ın bu kitabı, psikanalitik bir bakış açısıyla psikosomatik hastalıkları, yani zihinsel ve duygusal faktörlerin bedensel semptomlar aracılığıyla kendilerini gösterme biçimlerini derinlemesine inceliyor. ‘Bedenin Tiyatroları: Psikosomatik Hastalıklara Psikanalitik Yaklaşım’ (‘Theatres of the Body: A Psychoanalytic Approach to Psychosomatic Illness’), bedenin, ruhsal çatışmaların ve ifade edilemeyen duyguların sahnelendiği bir “tiyatro” olarak işlev gördüğü temel fikrini savunuyor. Kitap, geleneksel psikanalitik yaklaşımların ötesine geçerek, söze dökülemeyen, sembolize edilemeyen veya bastırılan ruhsal materyalin bedensel acıya, semptomlara ve hastalıklara nasıl dönüştüğünü açıklıyor. Yazar, özellikle “normotik” olarak adlandırdığı bireylerin, duygusal deneyimlerini sembolik olarak ifade etmek yerine, doğrudan bedensel yollarla dışa vurma eğiliminde olduklarını belirtiyor. Bu tür bireylerin, iç dünyaları ile dış gerçeklik arasındaki köprüleri kurmakta zorlandıklarını ve bu durumun bedensel semptomların ortaya çıkmasına zemin hazırladığını öne sürüyor.

McDougall, psikosomatik hastalıklarda bedenin, ruhsal acının bir “draması”nı sahnelediğini ve bu dramanın genellikle bilinçdışı süreçlerle bağlantılı olduğunu gösteriyor. Kitap, klinik vakalar ve vaka çalışmaları üzerinden, psikanalitik terapinin bu tür hastalıklarda nasıl bir rol oynayabileceğini detaylandırıyor. Terapinin amacı, bedensel semptomların ardındaki ruhsal anlamı keşfetmek, ifade edilemeyen duyguları söze dökmek ve böylece bedenin “tiyatrosundaki” dramayı dönüştürmektir. Yazar, erken çocukluk deneyimlerinin, bağlanma sorunlarının ve travmaların psikosomatik oluşumlarda nasıl bir etki yarattığını da inceliyor. Psikanalitik süreçte, hasta ile terapist arasındaki aktarım ilişkisinin, bedensel semptomların anlaşılması ve çözümlenmesinde kilit bir rol oynadığını vurguluyor.

‘Beden Tiyatroları’, sadece psikosomatik hastalıkları anlamakla kalmıyor, aynı zamanda psikanalitik teorinin sınırlarını genişleterek beden ve zihin arasındaki karmaşık ilişkiye dair yeni bir bakış açısı sunuyor. McDougall’ın eseri, ruhsal süreçlerin bedensel sağlık üzerindeki derin etkisini ve bu etkileşimin klinik uygulamadaki önemini vurgulayan, psikanaliz ve tıp alanları için ufuk açıcı bir çalışma.

  • Künye: Joyce McDougall – Bedenin Tiyatroları: Psikosomatik Hastalıklara Psikanalitik Yaklaşım, çeviren: Anjelika Şimşek, Sfenks Kitap, psikanaliz, 176 sayfa, 2025

Joyce McDougall – Zihnin Tiyatroları (2024)

Joyce McDougall’ın psikanaliz alanındaki önemli eserlerinden biri olan ‘Zihin Tiyatroları’, zihinsel süreçleri ve psikanalitik tedaviyi oldukça özgün bir perspektifle ele alır.

Kitap, zihni bir tiyatro sahnesine benzeterek, içsel dünyamızda yaşananları dramatik bir anlatımla gözler önüne serer.

McDougall, zihindeki temsillerin statik değil, dinamik ve sürekli değişen yapılar olduğunu vurgular.

Bu temsiller, tıpkı bir tiyatro oyununda olduğu gibi, geçmiş deneyimlerin, fantezilerin ve arzuların etkisiyle sürekli olarak yeniden şekillenirler.

Yazar, zihinsel yaşamı bir tiyatro oyununa benzeterek, içsel çatışmaların, duygusal iniş çıkışların ve savunma mekanizmalarının bir sahne gösterisi gibi olduğunu ifade eder.

McDougall, psikanalitik tedaviyi, hastanın içsel dünyasının bir keşif yolculuğu olarak görür.

Terapist, bu yolculukta hastanın bilinçaltındaki sahneleri aydınlatmasına yardımcı olan bir rehber gibidir.

Kitap, zihin ve beden arasındaki ilişkiyi de inceler.

McDougall, bedensel semptomların genellikle zihinsel çatışmaların bir ifadesi olduğunu ve psikanalitik tedavide bedensel deneyimlerin de dikkate alınması gerektiğini savunur.

McDougall, psikanalizi, sadece sözlü ifadeye dayalı bir yöntem olmaktan çıkararak, hastanın tüm deneyimlerini (duyusal, bedensel vb.) kapsayan daha bütüncül bir yaklaşım sunar.

Zihin tiyatrosu metaforu, psikanalitik kavramları daha anlaşılır ve canlı hale getirerek hem terapistler hem de hastalar için yeni bir bakış açısı sunar.

McDougall’ın çalışmaları, psikosomatik hastalıkların anlaşılmasına önemli katkılar sağladı.

  • Künye: Joyce McDougall – Zihnin Tiyatroları: Psikanalitik Sahnede Yanılsama ve Hakikat, çeviren: Anjelika Şimşek, Feniks Kitap, psikanaliz, 280 sayfa, 2024

Thomas H. Ogden – Zihin Matrisi (2022)

‘Zihin Matrisi’, psikanalitik teoriyi, bu alandaki benzer çalışmaların karmaşıklık ve jargon tuzağına düşmeden ele alıyor.

Thomas H. Ogden, yeni ve verimli bir psikanalitik düşünce biçimi ve uygulamanın gelişmesinde asli olarak gördüğü beş analitik kuramcının çalışmalarında şekillenen zihnin başlangıç hikâyelerini anlatıyor: Sigmund Freud, Melanie Klein, Ronald Fairbairn, Donald Winnicott ve Wilfred Bion.

Bu analistlerin her birinin geliştirdiği zihin kavrayışı, (Freud, Klein ve Fairbairn’in çalışmalarında) bir düşünme aygıtından, bizzat deneyimleme ediminde (Winnicott ve Bion’un çalışmasında) yeralan bir sürece doğru gider. Yazar, Bion, William Ronald Dodds Fairbairn ve özellikle de Winnicott’un katkılarını kullanarak Freudyen dürtü kuramını aydınlatmak için Klein’ı yeniden yorumluyor.

‘Zihin Matrisi’, Melanie Klein’ın güçlü ve zayıf yönleri hakkında bugüne kadarki en derin kavrayışlardan birini sağlıyor.

Yazar bunu yaparken kendini İngiliz nesne ilişkileri ekolünün en etkili Amerikalı sözcülerinden biri olarak kabul ediyor.

Ogden psikanalitik uğraşın diyalektik doğasına kıymet veren eden bir düşünür.

Ogden’e göre Freudyen tez, Kleinyen antitez gerektirir ve ne Freud ne de Klein bir diğerini anlamadan tam olarak anlaşılır.

Ogden, Klein’ın eksikliklerini belirtmekten çekinmiyor ve Winnicott’un özellikle potansiyel alanla ilgili katkılarının Klein’ın açıklamalarındaki boşluğu doldurduğunu ikna edici bir şekilde gösteriyor.

Ciddi sorunları olan hastaların tedavisiyle uğraşmış deneyimli bir psikanalitik terapist olarak, Ogden kavramsal düşünce çerçevesini pek çok defa klinik verilerle temellendiriyor.

  • Künye: Thomas H. Ogden – Zihin Matrisi: Nesne İlişkileri ve Psikanalitik Diyalog, çeviren: Anjelika Şimşek, Sfenks Kitap, psikanaliz, 200 sayfa, 2022