Yakup Almelek – Hazinenin Durumu Yürekler Acısıdır Kurtarabilen Çıksa Başımızın Tacıdır (2009)

Yakup Almelek’in ‘Hazinenin Durumu İçler Acısıdır Kurtarabilen Çıksa Başımızın Tacıdır’ isimli Türkçe ve İngilizce oyunu, Osmanlı İmparatorluğu’nun gerileme döneminde geçiyor.

Bozulmuş bir ekonomiye çareler aramak üzerine kurgulanan oyun, mizahi üslubuyla da dikkat çekiyor.

Padişah, bir yandan zevk ve sefa içinde yaşarken, öte yandan akla hayale gelmeyecek yöntemlerle hazineyi kurtarmaya çalışır.

Bu çerçevede okurun karşısına çıkan vezirler, ticarette usta bir Yahudi ve defterdar gibi karakterler de, kötü duruma çare bulmak için birbiriyle yarışır.

Bunların bulduğu birbirinden ilginç öneriler ise, oyunun güldürü öğelerini oluşturuyor.

  • Künye: Yakup Almelek – Hazinenin Durumu Yürekler Acısıdır Kurtarabilen Çıksa Başımızın Tacıdır, Arion Yayınevi, oyun, 56 sayfa

Frederick Douglass – Özgürlük Yolu (2017)

1818-1895 arasında yaşamış Frederick Douglass, Amerika’da kölelik karşıtı mücadelenin ilk ve simge isimlerinden biri.

Frederick Douglass her siyah gibi köle olarak yaşamına başladı ve tam yirmi yılını köle olarak geçirdi.

Douglass 1838’de Baltimore’a, oradan Philadelphia’ya ve en sonunda New York’a kaçacak ve bundan sonra bütün ömrünü insan hakları ve özgürlükler için mücadele etmeye adayacaktı.

İşte bu kitap, birebir kendisinin ağzından hayatının dönüm noktalarını bizimle paylaşıyor.

Kitap, Douglass’ın bir köleden kölelik karşıtı toplantılarda etkili konuşan bir hatibe dönüşmesine, kölelik karşıtı yayın yapan gazeteler çıkarmasından ülke çapında etkili mücadele yürüten bir lider haline gelişine uzanan süreci adım adım anlatıyor.

Amerika’nın gayrı resmi tarihi olarak okunabilecek bu otobiyografi, aynı zamanda ülkedeki kölelik karşıtı hareketin ortaya çıkışı, gelişimi ve kazanımları hakkında da iyi bir kaynak.

Kitap, çevirmeni Hülya Seçmez Gülçiçek’in aydınlatıcı bir giriş yazısıyla açılıyor.

  • Künye: Frederick Douglass – Özgürlük Yolu: Amerikalı Köle Frederick Douglass’ın Yaşam Öyküsü, çeviren: Hülya Seçmez Gülçiçek, Arion Yayınevi, otobiyografi, 164 sayfa, 2017

Sibel Almelek İşman – 20. Yüzyıl Batı Resim Sanatında Aşk Olgusu (2008)

Sibel Almelek İşman, örnek resimlerle zenginleştirdiği bu incelemesinde, Rönesans’tan 19. yüzyılın sonuna kadar resim sanatçılarının aşka yaklaşımlarına bakmakta.

Yazar, kitabının ilk bölümünde, 20. yüzyıl Avrupa’sında genel kültür ve sanat ortamına dair bilgiler verdikten sonra, Avrupa sanatında aşk konulu resimleri anlatıyor.

Bu başlık altında, tarihsel bir sıra gözeterek sanat akımlarına yer veren İşman,

Art Nouveau,

Dışavurumculuk,

Kübizm,

Metafizik resim,

Dada,

Gerçeküstücülük,

Art Deco,

Ve Paris Okulu’ndan ressamların, aşk konusunu işledikleri resimlerine odaklanıyor. Çalışmasının son bölümünde, aynı tema üzerinden Amerikan resmi de inceleniyor.

  • Künye: Sibel Almelek İşman – 20. Yüzyıl Batı Resim Sanatında Aşk Olgusu, Arion Yayınevi, inceleme, 152 sayfa

Yakup Almelek – İş Adamı (2008)

  • İŞ ADAMI, Yakup Almelek, Arion Yayınevi, oyun, 144 sayfa

Yakup Almelek, ‘İş Adamı’ isimli bu oyununda, güç ve iktidar hırsıyla zehirlenmiş kahramanı Aydın Tuna’nın hikâyesini anlatıyor. Ülkenin en başarılı iş adamlarından biri olan Tuna’nın yaşamı, para ve güç üzerine kuruludur. Fakat günün birinde hastalanan Tuna, paranın sağlıktan daha önemli olmadığını, hayatını yeni duruma göre yeniden düzenlemek zorunda kaldığını görecektir. Kendisinin o güne kadar fark edemediği küçük şeylerin, yaşamında aniden anlam kazanması ve geçmişiyle yaptığı yüzleşme, onu İtalya’nın Sicilya adasına sürükleyecektir. Tuna, buradaki küçük bir köyde bulunan mütevazı bir pansiyonda, kendisini mutluluğun ve sağlığın beklediğini görecek ve aslında “insan” olduğunu fark edecektir. Almelek, Aydın Tuna’nın dönüşen hayatını anlatırken, aslında para ve güç hırsının, insanı hayatın gerçek güzelliklerinden ve dinginliğinden nasıl uzaklaştırdığını anlatıyor.

Ercan Akbay – Kuraldışı Öyküler (2007)

  • KURALDIŞI ÖYKÜLER, Ercan Akbay, Arion Yayınevi, öykü, 132 sayfa

kuraldisi-oykuler

‘Kuraldışı Öyküler’in en öne çıkan yanı, klasik öykü formundan farklı olarak, anti-kahramanların ağzından anlatılan serüvenlere yer vermesi. Kitap, ‘Başka Birisi’, ‘Kumarhane Kuşu’ ve ‘Kötü Olan Benim’ isimli üç öyküden oluşuyor. Birinci öykü, hayatını sıfırlamaya karar verip başkalaşım yaşayan bir orta sınıf finans yöneticisinin başından geçenleri anlatıyor. İkinci öykü, zayıf karakterli bir zamparanın üç gün boyunca sürdüğü ahlaksız eğlence âlemini, son öykü ise, bir piyanistin çıktığı gemi yolculuğunda geçirdiği büyük bir kazanın ardından, âşık olduğu kadınla yaşadığı hastalıklı ilişkiyi anlatıyor.