Bu kitabın yazarı Mary Douglas, 1950’lerde, en kötü bulaşıcı hastalıklardan biri olan sıtmaya yakalanarak yatağa düşmüştü.
Bulaşma konulu bir inceleme yazmak da, bu süreçte kafasında oluşmaya başladı.
Douglas, antropolojide çığır açmış olan bu çalışmasında, farklı kültürlerdeki temizlik ve kirlilik inançlarının temelde aynı işlevi, toplum hayatını sembolik bir düzene oturtma işlevini nasıl yerine getirdiğini araştırıyor.
“Tabular toplum çapındaki bir tür suç ortaklığına dayanır. Bir toplum, mensupları ona sözleşmeyle bağlanmadıkça ayakta kalamaz.” diyen Douglas, herkesin evrensel olarak pisliği tehditkâr bulduğu fikrini önkabul alıyor.
Douglas’ın çalışmasının en önemli katkılarından biri de, sömürgeci antropolojinin aksine, “ilkel” denen kültürleri ötekileştirmemesiydi.
“Bu kitap antropolojinin 1940’lı ve 50’li yıllarda ırkçılığa açtığı savaşta indirdiği gecikmiş bir darbedir,” diyen Douglas, sömürgeci antropolojinin kendi kültürünü rasyonel ve üstün, diğer kültürleri de içerdikleri “tuhaf” inançlar ve ritüellerden dolayı irrasyonel, çocuk ya da nevrotik görme yaklaşımına sert eleştiriler yöneltiyor.
- Künye: Mary Douglas – Saflık ve Tehlike: Kirlilik ve Tabu Kavramlarının Bir Çözümlemesi, çeviren: Emine Ayhan, Metis Yayınları, antropoloji, 232 sayfa, 2017