Daniel Garrison Brinton – Nagualizm (2024)

‘Nagualizm’ terimi, Daniel Garrison Brinton tarafından Yerli Amerikan halklarının inanç sistemlerindeki belirli bir konsepti tanımlamak için kullanılmıştır.

Bu kitap, Brinton’ın derinlemesine araştırmalarıyla ortaya koyduğu gibi, Nagualizm, insanın hayvana ve hayvanın da insana dönüşebileceğine dair bir inanış sistemidir.

Bu dönüşüm, sadece fiziksel bir değişim değil, aynı zamanda ruhani bir yolculuk olarak görülür.

Nagualizm’e göre, her insanın bir veya daha fazla hayvan ruhuyla bağlantısı vardır. Bu hayvan ruhları, kişinin kişiliğinin, yeteneklerinin ve hatta kaderinin bir parçasıdır. İnsanlar, ritüeller ve şamanik uygulamalar aracılığıyla bu hayvan ruhlarıyla iletişim kurar ve onların güçlerinden yararlanırlar.

Nagualizm’in merkezinde yer alan dönüşüm kavramı, şamanik uygulamalar ile yakından ilişkilidir. Şamanlar, özel ritüeller ve trans halindeyken, hayvan ruhlarına dönüşerek farklı boyutlara seyahat edebilir ve bilgiye ulaşabilirler.

Nagualizm, insanın doğayla derin bir bağ içinde olduğunu ve tüm canlıların birbiriyle bağlantılı olduğunu vurgular. Hayvanlar, sadece fiziksel varlıklar değil, aynı zamanda ruhani güçlerin taşıyıcıları olarak görülür.

Brinton, kitabında çeşitli Yerli Amerikan kabilelerinin Nagualizm’e dair inançlarını ve uygulamalarını detaylı bir şekilde inceler. Bu sayede, farklı kültürlerdeki ortak noktaları ve farklılıkları ortaya koyar.

Nagualizm, Yerli Amerikan kültürlerinin zenginliğini ve karmaşıklığını anlamak için önemli bir anahtar sunar. Aynı zamanda, modern dünyada doğa ile yeniden bağ kurma arayışında olanlar için de ilham verici bir konu olabilir.

  • Künye: Daniel Garrison Brinton – Nagualizm: Yerli Amerikan Halk Kültürü ve Tarihi, çeviren: Billur C. Yılmazyiğit, Sarmal Kitabevi, antropoloji, 91 sayfa, 2024

George Rudé – İdeoloji ve Popüler Protesto (2019)

Paris devriminde insanlarda isyan etme ya da başkaldırma isteği uyandıran neydi ve bu insanlar hangi güdülerle hareket ettiler?

Toplumsal hareketler tarihi alanında çalışan George Rudé burada, Paris devriminde esnafların, siyasi akıl hocalarının; burjuvazinin aydınlanma dönemi yazarlarından, yani sırasıyla Montesquieu ve Rousseau’dan miras aldığı fikirleri uyguladıklarında ne denli muazzam dönüşümler yaratabildiğini tartışıyor.

Rudé, toplumsal sınıfların bizzat kendi halk geleneklerine dayanan “doğal” toplumsal ideolojinin ilk dönemleriyle kendiliğinden oluşan başkaldırılar arasındaki ilişkiyi ele alıyor ve Amerika ile Avrupa tarihinin bazı önemli dönüm noktalarından yola çıkarak ideolojinin nasıl ve neden kalabalıkları etkileyebildiğini ve sonuç alıcı devrimci bir rol oynadığını ortaya koyuyor.

Rudé ilkin, temellerini Marx ve Engels’in attığı ve daha sonra Lucacs ve Gramsci’nin endüstri toplumuna uyarladığı protesto ideolojisi teorisinin gelişimine odaklanıyor ve devamında da,

  • Endüstrileşme öncesi dönemde ağırlıklı olarak ortaya çıkan halk popüler protesto hareketlerinin dinamiklerini,
  • Değişik zamanlarda ve değişik ülkelerde köylülerin durumunu,
  • yüzyıl İngiliz Devriminden 1877’deki son Fransız Devrimine uzanan sürecin dinamiklerini,
  • Ve 18. yüzyıl ve 19. yüzyılın başlarından 1850 sonrası endüstri toplumuna kadar İngiltere’deki popüler protesto tarzının ve ideolojisinin gelişimini izliyor.

Rudé bütün bu önemli konuları irdelediği gibi, söz konusu devrimlerin kazanım ve eksikliklerinden de yola çıkarak “Peki ya bundan sonra?” sorusuna da yanıt arıyor.

  • Künye: George Rudé – İdeoloji ve Popüler Protesto, çeviren: Billur Cavidan Yılmazyiğit, Urzeni Yayınevi, siyaset, 264 sayfa, 2019