David Benatar – İnsanın Çaresizliği (2022)

  • Hayatımızın sahiden bir anlamı var mı yoksa –dostlar arasındaki avutucu söz ve küçük yaşam bilgeliklerini saymazsak– tamamen anlamdan mahrum bir sürecin içinde miyiz?
  • Çaresizliğimizin ne kadar farkındayız?
  • Ölüm denilen kaçınılmaz son bizim için kötü bir şey midir?
  • Ölümsüzlük hayalleri insanlık adına bir ilerleme sayılabilir mi?
  • Her türlü içinden çıkılmaz durum göz önüne getirildiğinde, ölümleri intiharla hızlandırmak daha mı iyi olur?

İnsanın dünyaya gelişindeki temel çaresizlik durumunu gizleyen felsefe gelenekleri ve hattâ “açıklık ve netlik” konusunda övünen kimi analitik filozoflar hayatın anlamına dair bu temel sorular karşısında suskun kaldılar.

Ağır sorular önlerine geldiğinde ya kaçamak yollara başvurdular ya da popüler ve kişisel gelişim yazarları gibi rahatlatıcı, iyimser cevaplar üretme eğiliminde oldular.

‘İnsanın Çaresizliği’, okuyucularını daha açık ve net bir şekilde düşünmeye davet ediyor.

Benatar, hayatlarımızın bir anlamı olsa da ne kadar önemsiz varlıklar olduğumuzu hatırlatıyor.

Karamsarlık olarak adlandırılan süreç esasında gerçeğin bütününü görebilmektir.

Benatar yaşamın geçiciliğini, mutlu görünen yaşamların kalitesinin fazlasıyla düşük olduğunu, insanın büyük acı ve hastalıkları karşısında evrenin kayıtsız tutumunu çözümlerken diğer taraftan aşama aşama ilerleyen kendi mantıksal ve özgün perspektifini okura sunuyor.

  • Künye: David Benatar – İnsanın Çaresizliği, çeviren: Cansu Özge Özmen, Doğu Batı Yayınları, felsefe, 247 sayfa, 2022

David Benatar – Keşke Hiç Olmasaydık (2019)

‘Keşke Hiç Olmasaydık’, iflah olmaz iyimserlerin karşısına iflah olmaz bir karamsarlıkla çıkan, ama bunu da mantığı elden bırakmayan, tavizsiz bir üslupla yapan özgün bir çalışma.

David Benatar, ilk olarak günümüzün mutluluk, zevk ve keyif standartlarının neden gerçeği yansıtmadığını, bunların gerçek rakamlara döküldüğünde nasıl derin bir sefalet ve mutsuzluk anlamına geldiğini ortaya koyarak kitabına başlıyor.

Dünyaya gelmenin her zaman beraberinde ciddi bir zarar getirdiğine inanan Benatar, insanın hayatındaki “iyi şeyler”in, hayatının nispeten iyi geçmesini sağlasa da, insan dünyaya gelmediği takdirde bu “iyi şeyler”den zaten mahrum kalmayacağını söylüyor.

“Üreme karşıtı” (anti-natalist) görüşü savunan yazar, çocuk yapmanın her zaman yanlış olduğunu ve üreme karşıtı görüşle, fetüsün ahlâki statüsüyle ilgili olan kürtaj hakkı yanlısı görüşü birleştirerek kürtaj hakkında “ölüm yanlısı” görüşten yana tavır koyuyor.

Üreme karşıtlığı aynı zamanda insanlığın soyunun tükenmesini de getireceğine inanan yazar, nüfusla ilgili birçok ahlâk kuramı açmazını çözümlüyor.

Benatar’ın aynı zamanda vegan olduğunu ve veganizm konusundaki tartışmalara katkıda bulunduğunu da ayrıca belirtelim.

  • Künye: David Benatar – Keşke Hiç Olmasaydık: Var Olmanın Kötülüğü, çeviren: Cansu Özge Özmen, Doğu Batı Yayınları, felsefe, 243 sayfa, 2019