Selahattin Bulut – Hadım (2010)

Selahattin Bulut, Kürtçe ilk baskısı 2001’de yapılan ‘Hadım’da, 12 Eylül 1980 darbesinden sonra Diyarbakır 5 No’lu Cezaevi’nde yaşanan insanlık dışı durumu anlatıyor.

‘Bihûşta Lal’ adlı eserinde ilk kez Kürtçe kısa öyküleri yayımlanan Bulut, elimizdeki uzun öyküsüyle, 12 Eylül’e, büyük insanlık trajedilerinin yaşandığı Diyarbakır Cezaevi’ne uzanıyor.

Yazarın kendi hayatından hareketle kaleme aldığı öykü, cezaevinde işkence sonrası iğdiş edilmiş, erkekliğini yitirmiş bir Kürt politik tutsağı ve onun cezaevi sonrası yaşamının bir kesitini hikâye ediyor.

Siyasî faaliyetlerinden dolayı 1981’de tutuklanan Bulut, Diyarbakır Askeri Cezaevi’nde sekiz yıl kalmıştı.

  • Künye: Selahattin Bulut – Hadım, çeviren: Muhsin Kızılkaya, İthaki Yayınları, öykü, 69 sayfa

Hasan Hayri Aslan – Ölümden de Öte (2015)

Hasan Hayri Aslan, 1981’in sonundan Ekim 1990’a kadar, tabutluk olarak nitelenen Diyarbakır 5 No’lu cezaevindeydi.

Aslan bu belgesel niteliğindeki kitabında, burada tanık olduğu acımasız vahşet dalgasını ve tutuklularla hükümlülerin bu insanlık dışı şiddete karşı ortaya koyduğu direnişi anlatıyor.

Cezaevindeki direnişin öncü kadrosunda yer almış Aslan’ın kitabı, 5 No’lunun bütünlüklü bir öyküsünü sunmasıyla kaçırılmayacak bir tanıklık.

  • Künye: Hasan Hayri Aslan – Ölümden de Öte, Patika Kitap

Arzu Demir – Medreseden 5 Nolu’ya Nuri Yoldaş (2012)

  • MEDRESEDEN 5 NOLU’YA NURİ YOLDAŞ, Arzu Demir, Akademi Yayınları, biyografi, 102 sayfa

 

Gazeteci Arzu Demir elimizdeki kitabında, 12 Eylül darbesinin şiddetini, Nuri Duruk’un Diyarbakır 5 No’lu Cezaevi’nde yaşadıkları üzerinden anlatıyor. Çocukken, yoksulluk nedeniyle okula gidemeyen Duruk, medrese eğitimi almış ve on dokuz yaşındayken, sosyalist mücadeleyle tanışmış. TKP saflarında çalışmalar yürütürken 12 Eylül darbesi ertesinde gözaltına alınarak cezaevine konan Duruk, burada 22 ay boyunca her türlü işkenceye maruz kalmış. İşte Demir’in, Duruk’un ve onun ailesinin anlatımlarıyla ördüğü çalışması, devlet baskısının yanı sıra yoksulluk ve yoklukla da mücadele etmiş bir devrimcinin destansı direnişini anlatıyor.

Hamit Kankılıç – Ölüm Koridoru (2011)

  • ÖLÜM KORİDORU, Hamit Kankılıç, söyleşi: Fırat Aydınkaya, Avesta Yayınları, söyleşi, 207 sayfa

 

İnsana uygulanan şiddetin nasıl acımasız ve pervasız noktalara varabileceğinin en iyi örneği, kuşkusuz Diyarbakır Cezaevi’nde yaşananlardır. Elimizdeki kitap, Hamit Kankılıç’ın bir dönem bulunduğu bu vahşet üssünde tanık olduğu çıldırma anlarını okurlara sunuyor. Kankılıç’la yapılan söyleşi, zamanla önemsizleştirilen bu cezaevinde yaşananları, yani bir anlamda unutulmaya terk edilen hakikati yeniden günyüzüne çıkarıyor. 1980 Haziranında siyasî düşüncelerinden dolayı tutuklanıp cezaevine konan Kankılıç, Diyarbakır Sıkıyönetim Askeri Mahkemesi tarafından idam cezasına çarptırıldı. Kankılıç, tam yirmi yıl boyunca çeşitli cezaevlerinde yattı.