Douglas Murray – Batı’nın Savaşı (2024)

‘Batı’nın Savaşı’, düşüncelerin muazzam bir savaş alanında yankı bulduğu, fikirlerin gök gürültüsü gibi yankılandığı kültür meydanının içine doğru bir yolculuk.

Bu zihinsel arenada, değişim rüzgârlarının şiddetle estiği bir manzara içinde Douglas Murray, bizi elimizden tutup paradokslar ve tutarsızlıklarla dolu bir peyzajın içinden geçirir.

İyi niyetli pek çok insanın ikiyüzlü ve tutarsız Batı karşıtı söylemlerle nasıl kandırıldığını anlatır.

Sonuçta, Kant, Hume ve Mill’in fikirlerini; ırk konusundaki görüşleri nedeniyle bir kenara atmamız gerekiyorsa, çalışmaları ırkçı hakaretler ve Yahudi karşıtlığıyla dolu olan Marx’ı da bir kenara atmamız gerekmez mi?

Amerika’da ırkçılığın közleri hâlâ söndürülmeyi bekliyor, peki ya Orta Doğu ve Asya’daki azgın ırkçı cehennem ne olacak?

Murray’ın sözleri, bir piyanonun zarif notaları gibi yankılanır, egemen anlatıya meydan okuyan bir melodi örer.

O, ikiyüzlülüğün capcanlı olduğu bir gösteride, iyi niyetli bireylerin, sahnede rollerini oynayan aktörler gibi, ikiyüzlülüğün kaprislerince yazılmış bir dramada nasıl yer aldığını gösteriyor.

Sahne hazır ve ışık, anti-Batı duygularını savunanların takındığı maskeleri ortaya çıkaracak!

  • Künye: Douglas Murray – Batı’nın Savaşı, çeviren: Eren Kanat, Sander Yayınları, siyaset, 312 sayfa, 2024

Douglas Murray – Kalabalıkların Çılgınlığı (2022)

Son yılların pek çok iç karartıcı yönü arasında, belki de en rahatsız edici olanı ırkın bir sorun olarak geri dönme kolaylığıdır.

Bilginin akış hızındaki inanılmaz yükseliş nedeniyle muhtemelen daha önce hiç görülmemiş bir çılgınlık zamanında yaşıyoruz.

Douglas Murray, toplumların neden artık çatışma kültürüyle karakterize edildiğini nedenleriyle birlikte açıklamaya çalışıyor.

“İnsanlar hem çevrimiçi hem de çevrimdışı, kamusal ve özel alanlarda giderek ölçüsüz, çatışmacı, sürü hâlinde ve kötücül davranıyorlar. Günlük haber döngüsü sonuçlardan ibaret. Nedenler toplumsal yaşamın her alanında açıkça ortadayken, neden sadece sonuçlar görülüyor?”

‘Kalabalıkların Çılgınlığı’, 21. yüzyılın en bölücü konularını inceliyor: Cinsiyet, kimlik ve ırk.

İşyerlerimizde, okullarımızda ve evlerimizde yaşanan şaşırtıcı yeni kültür savaşlarını sosyal adalet, kimlik siyaseti ve sınıf-cinsiyet ilişkisi ekseninde ortaya koyuyor.

Yirminci yüzyılın sonunda ideolojilerin gerilemesi, doldurulmayı bekleyen bir anlam boşluğu yarattı.

Bu, bir dizi eleştirel, kültürel teorinin doğuşuyla aynı zamana denk geldi ve toplumsal cinsiyet, ırk ve cinsel kimlik çalışmaları için alan oluşturdu.

Murray için hepsinden daha zarar verici olanı, farklı baskı mekanizmalarının (özellikle ırksal ve ataerkil) birbirini etkileme ve güçlendirme eğiliminde olduğunu varsayan feminizm kuramının yükselişiydi.

Murray açısından acı ironi, bu yeni baskıcı kuramların insanlık tarihinde gerçek ırkçılık ve cinsiyetçiliğin buharlaşıp başladığı bir dönemde ortaya çıkmasıdır.

Yaygın görüşe karşı çıkmaya ve toplumumuzdaki dramatik değişiklikleri sorgulamaya cesaret eden az sayıdaki yazardan biri olan Murray, bu kitabında değişen dünyanın yeni sorunlarına ışık tutuyor.

  • Künye: Douglas Murray – Kalabalıkların Çılgınlığı: Cinsiyet, Irk ve Kimlik, çeviren: Nural İdrisoğlu, Sander Yayınları, sosyoloji, 352 sayfa, 2022