Gloria Steinem – Gerçekler Sizi Özgürleştirir Ama Önce Öfkelendirir! (2025)

Gloria Steinem bu kitabında, feminizmi yalnızca bir hak mücadelesi değil, zihniyet dönüşümü olarak ele alıyor. Denemeler, konuşmalar ve kişisel gözlemler üzerinden ataerkil yapının gündelik hayatta nasıl işlediğini gösteriyor ve okuru rahatsız eden gerçeklerle yüzleşmeye çağırıyor.

Steinem, kadın deneyiminin görünmezleştirilmesini, beden politikalarını, şiddeti ve temsil sorununu ele alıyor ve özgürlüğün yalnızca yasal değil, duygusal ve kültürel bir mücadele gerektirdiğini anlatıyor. Mizah, ironi ve öfkeyi iç içe geçirerek feminist bilincin dönüştürücü gücünü görünür kılıyor.

Yazar, öfkenin bastırılması yerine politize edilmesini savunuyor ve deneyimin bilgiye dönüştüğünü vurguluyor. Kitap, kadınların suskunlukla kuşatıldığını, bu sessizliğin bozulmasıyla dayanışmanın güçlendiğini hissettiriyor ve okuru eyleme davet ediyor.

Steinem’in yaklaşımı, feminizmi gündelik hayatın içine yerleştiriyor ve dönüşümün bireyin iç sesiyle başladığını söylüyor. Kişisel olanın politik olduğunu hatırlatıyor, empatiyle dinlemenin ve deneyimi paylaşmanın kolektif bilinci güçlendirdiğini ifade ediyor. ‘Gerçekler Sizi Özgürleştirir Ama Önce Öfkelendirir!’ (‘The Truth Will Set You Free, But First It Will Piss You Off!’), özgürleşmenin yalnızca bir hedef değil, süreklilik taşıyan bilinçli bir süreç olduğunu düşündürüyor ve hak mücadelesinin umutla sürdüğünü duyumsatıyor.

Metin, kişisel hikâyeler ile politik analiz arasında kurduğu dengeyle, öfkenin dönüştürücü bir enerji olduğunu sezdiriyor ve direnişin gündelik pratiklerde sürdüğünü gösteriyor. Steinem, sessizliğin parçalandığını, görünmeyen deneyimlerin kamusal dile taşındığını ve hak talebinin kolektif bir bilinç yarattığını vurguluyor ve özgürlük arayışının kesintisiz biçimde büyüdüğünü hissettiriyor. Bu çağrı, öfkeyle başlayan bilincin dayanışmaya dönüştüğünü ve geleceği yeniden kuruyor hep.

  • Künye: Gloria Steinem – Gerçekler Sizi Özgürleştirir Ama Önce Öfkelendirir!: Hayat, Aşk ve İsyan Üzerine Düşünceler, çeviren: Elif Doğan, Düşbaz Kitaplar, feminizm, 176 sayfa, 2025

Michael Wildenhain – Yapay Zekânın Kısa Tarihi (2025)

Michael Wildenhain’ın ‘Yapay Zekânın Kısa Tarihi’ (‘Eine kurze Geschichte der Künstlichen Intelligenz’) adlı eseri, yapay zekâ alanındaki gelişmelerin tarihsel bir yolculuğunu sunuyor. Yazar, yapay zekânın temellerinin atıldığı ilk düşüncelerden günümüzdeki gelişmiş yapay zekâ sistemlerine kadar olan süreci, anlaşılır bir dille ve kapsamlı bir şekilde ele alıyor.

Kitapta, yapay zekâ alanındaki önemli dönüm noktaları, öncü bilim insanlarının çalışmaları ve yapay zekânın farklı alanlardaki uygulamaları detaylı bir şekilde inceleniyor. Yazar, yapay zekânın tarihsel gelişimini anlatırken, aynı zamanda bu alandaki zorluklar, etik tartışmalar ve gelecekteki olası gelişmeler hakkında da önemli bilgiler sunuyor.

Wildenhain, yapay zekânın sadece bir bilim dalı olarak değil, aynı zamanda insanlık için hem büyük fırsatlar hem de önemli riskler taşıyan bir teknoloji olduğunu vurguluyor. Yazar, yapay zekânın geleceği hakkında farklı senaryolar sunarak, bu teknolojinin potansiyel etkilerini tartışıyor.

Kısacası, ‘Yapay Zekânın Kısa Tarihi’ adlı eser, yapay zekâ alanına ilgi duyan herkes için kapsamlı ve güncel bir kaynak. Kitap, yapay zekânın geçmişini, bugününü ve geleceğini anlamak isteyenler için önemli bir rehber niteliğinde.

  • Künye: Michael Wildenhain – Yapay Zekânın Kısa Tarihi, çeviren: Arzu Akay Kaya, Düşbaz Kitaplar, inceleme, 96 sayfa, 2025

Gregory J. Gbur – Düşen Kedigiller ve Temel Fizik (2025)

Gregory J. Gbur’un ‘Düşen Kedigiller ve Temel Fizik’ (‘Falling Felines and Fundamental Physics’) adlı eseri, oldukça sıradan görünen bir olayı, yani kedilerin düşerken neden daima ayakları üstüne düştüğünü bilimsel bir mercek altına alıyor. Yazar, bu basit gibi görünen sorunun cevabını ararken fizik, matematik, biyoloji ve hatta robotik gibi farklı bilim dallarını bir araya getiriyor.

Fizikçi ve kedi velisi Gbur, bu kitabında sadece kedilerin düşme hareketini incelemekle kalmıyor, aynı zamanda bu süreçte ortaya çıkan bilimsel soruların ve cevapların, daha büyük ve temel fiziksel prensiplere nasıl ışık tuttuğunu gösteriyor. Kedi hareketlerinin analizi, yazarın kaleminde karmaşık fiziksel kavramların anlaşılır ve eğlenceli bir hale dönüşüyor.

Kitap, kedilerin düşme hareketini yavaşlatılmış çekimler, bilgisayar simülasyonları ve biyomekanik analizler gibi çeşitli yöntemlerle inceliyor. Bu sayede, kedilerin vücut yapılarının, kaslarının ve sinir sistemlerinin bu olağanüstü hareket için nasıl bir araya geldiği detaylı bir şekilde açıklanıyor.

Yazar, kedilerin düşme hareketini incelerken, aynı zamanda fizik, matematik ve biyoloji arasındaki ilişkileri de vurguluyor. Örneğin, kedilerin dengelerini nasıl korudukları konusundaki araştırmalar, robotların daha iyi dengeye sahip olmasına yardımcı olabilecek veriler sunuyor.

Kısacası, ‘Düşen Kedigiller ve Temel Fizik’ adlı eser, günlük hayatta sıkça gözlemlediğimiz bir olayı, bilimsel bir mercek altına alarak karmaşık fiziksel prensipleri anlaşılır bir şekilde açıklıyor. Kitap, hem bilim meraklıları hem de kedi severler için keyifli bir okuma deneyimi sunuyor.

  • Künye: Gregory J. Gbur – Düşen Kedigiller ve Temel Fizik, çeviren: Ahmet Aybars Çağlayan, Düşbaz Kitaplar, bilim, 304 sayfa, 2025

Michael Brooks – Sayıların İktidarı (2023)

Michael Brooks, ‘Sayıların İktidarı: Matematik Dünyamızı Nasıl Şekillendirdi?’ adını verdiği kitabında çağlar boyunca bizim rehberimiz oluyor.

Matematiğin, insanlığı göçebelikten medeniyete fırlatan temel yeniliklerden biri olduğunu ve o zamandan bu yana insanlığın her büyük sıçrayışında etkili olduğunu gözler önüne seriyor.

Bu kitapta eski Mısırlı rahipler, Babilli bürokratlar, ortaçağ mimarları, düello yapan İsviçreli kardeşler, Rönesans ressamları ve çevrimiçi dünyanın altyapısını icat eden tuhaf bir profesör var.

Onların hikâyeleri matematiğin icadının, en az ateşin keşfi kadar önemli olduğunu açıkça ortaya koyuyor.

‘Sayıların İktidarı’, ilk sayfasından son sayfasına kadar matematiği insan olmanın anlamının özüne kadar didik didik ediyor.

Matematiğin insan uygarlığı üzerindeki devasa etkisine yakından bakmak isteyenler kaçırmasın.

  • Künye: Michael Brooks – Sayıların İktidarı: Matematik Dünyamızı Nasıl Şekillendirdi?, çeviren: S. Emre Yavuz, Düşbaz Kitaplar, bilim, 320 sayfa, 2023

Kate Summerscale – Fobiler ve Maniler Kitabı (2023)

Homofobi gibi bildiğimiz fobilerden insanı şaşırtan yumurta, saç, sessizlik korkularına, hatta her şeyden (pantofobi) korkmaya dek uzanan çok sayıda fobi mevcut.

  • Anlamlandıramadığımız mani ve fobilerimizin arkasında ne yatıyor?
  • Bizi pençesine almış bu takıntılardan kurtulmanın bir yolu yok mudur?
  • Peki, dünyada bunları bir tek biz mi yaşıyoruz?

Kate Summerscale, ‘Fobiler ve Maniler Kitabı: A’dan Z’ye 99 Takıntının İzinde Dünya Tarihi’ ile sürükleyici vaka çalışmaları aracılığıyla esasında ortak olan işte bu korku ve arzularımızın kökenlerini ortaya çıkarırken insan bilincinin labirentine bir kapı aralıyor.

Sayfalar arasında dolaşırken Alfred Hitchcock’un yumurtalara olan tiksintisini keşfedecek, Steve Jobs’un düğmelerden duyduğu korkuyu anlamaya çalışacak ve başka pek çok ünlünün gizli takıntısı karşısında hayrete düşeceksiniz.

Kate Summerscale titiz araştırmaları, sürükleyici anlatımı ve mizah dokunuşlarıyla 99 fobi ve mani için bir rehber niteliği taşıyan bu eserde sizi insan psikolojisinin derinliklerine doğru bir keşif yolculuğuna çıkmaya davet ediyor ve soruyor:

Peki sizin gizli takıntınız var mı?

  • Künye: Kate Summerscale – Fobiler ve Maniler Kitabı: A’dan Z’ye 99 Takıntının İzinde Dünya Tarihi, çeviren: Burcu Asena Şahin, Düşbaz Kitaplar, inceleme, 256 sayfa, 2023

Andrew H. Knoll – Dünya’nın Kısa Tarihi (2023)

Dünyaca tanınan jeolog Andrew H. Knoll, gezegenimizin 4,6 milyar yıllık geçmişinin soyağacını çıkardığı; özenle hazırlanmış, kolay anlaşılan bir Dünya biyografisiyle okurlarının karşısına çıkıyor.

Yirmi birinci yüzyılın iklim değişikliğini ana izleğine alan kitap, geçmişte nerede olduğumuza ve şu an nereye gittiğimize dair gerçekçi bir bakış sunuyor.

Ayaklarınızın altındaki zemini ne kadar iyi tanıyorsunuz?

Büyük olasılıkla, durduğunuz yer bir zamanlar çalkantılı bir lav denizinin altında pişiyor, yükselen bir buz tabakası tarafından eziliyor, yakındaki bir meteor çarpmasıyla sarsılıyor ya da belki zehirli gazlar tarafından boğuluyor, okyanusun altında boğuluyor, bir dağ sırasının tepesine tünemiş, ya da korkunç canavarlar tarafından dolaşıyor.

Muhtemelen yukarıdakilerin çoğu, hatta hepsi.

Ana gezegenimizin ve yüzeyine yayılan organizmaların hikayesi, gişe rekorları kıran herhangi bir Hollywood filminden çok daha muhteşem ve çok satan bir gerilim filmine rakip olabilecek kadar olay örgüsüyle dolu.

Ancak son zamanlarda tüm gizemi tutarlı bir anlatı halinde birleştirmeye başladık.

Knoll, on yıllardır süren saha araştırmalarından ve en son bilime dair en güncel anlayışından yararlanarak, ana gezegenimizin 4,6 milyar yıllık destansı hikayesini anlatan, Dünya’nın titiz ama anlaşılabilir bir biyografisini sunuyor.

  • Künye: Andrew H. Knoll – Dünya’nın Kısa Tarihi, çeviren: Aydın Çavdar, Düşbaz Kitaplar, tarih, 224 sayfa, 2023

Meenakshi Gigi Durham – MeToo: Medyadaki Tecavüz Kültürünün Etkisi (2022)

Kadına yönelik şiddet ve tecavüzün önlenemez yükselişinde medyanın büyük sorumluluğu var.

Meenakshi Gigi Durham, tecavüz kültürünün medyada nasıl yaygınlaştığını ve bunun nasıl sinsice stratejilerle gizlendiğini gözler önüne seriyor.

Küresel yükselişinin yoğunluğu çarpıcı bir toplumsal değişime işaret eden MeToo hareketinin kapsamı ve yaygınlığı daha önce cinsel şiddet etrafında çevrimiçi örgütlenen herhangi bir girişiminkini aşmış durumda.

MeToo hareketinin ortaya çıkışı ve #MeToo etiketiyle yayılan artçı aktivizmin ardından, cinsel saldırı ve taciz ifşaları dünya genelinde yayılmaya; etiketle süregiden bu aktivizm sosyal medya kullanımını aşarak gerçek dünya aktivizmine dönüşen feminist bir direnişi yaygınlaştırmaya; araştırmacı gazeteciler, hayatta kalanlara ataerkil iktidara karşı hakikati konuşabilmeleri için platform sunarak cinsel şiddet hikâyelerini yayımlamaya devam ediyor.

Durham de, ‘MeToo: Medyadaki Tecavüz Kültürünün Etkisi’ adını verdiği bu kitabında, bir yandan tecavüz kültürünün medyada nasıl yaygınlaştığını; tecavüz kültürünün kol gezdiği ancak kasıtlı olarak gözlerden saklamak ve hayatta kalanları sessizleştirmek amacıyla kemikleşmiş stratejilerin uygulandığı medya kurumlarının varlığını; tecavüz kültürünün medya üretimi, kullanılan görseller, verilen mesajlar, medya sosyal ağları, pornografi ve tecavüz pornosu gibi siber cinsel suçlardan haber muhabirliğine kadar temsiller yoluyla sistematik olarak nasıl cisimlendirildiğini anlatıyor.

Bunu yaparken de medyanın cinsel şiddet karşıtı hareketi güçlendiren ve tecavüz kültürüne meydan okuyan rolünden bahsetmeyi ihmal etmiyor.

Sadece medya, iletişim, toplumsal cinsiyet çalışmaları ve sosyoloji öğrencilerinin ve akademisyenlerin değil, cinsel politikanın mevcut durumuyla ilgilenen her bireyin ilgisini çekecek güncel ve ufuk açıcı bir kitap.

  • Künye: Meenakshi Gigi Durham – MeToo: Medyadaki Tecavüz Kültürünün Etkisi, çeviren: Özge Karlık, Düşbaz Kitaplar, sosyoloji, 176 sayfa, 2022

Marge Piercy – Benim Bedenim Benim Hayatım (2021)

Yalnızca kişisel değil toplumsal kurtuluşun anahtarı da feminizmdir.

Marge Piercy, işçi sınıfından gelen bir feminist olarak kendi gelişim serüvenini bizimle paylaşıyor.

Kendisini “sosyalist-anarşist-feminist” olarak tanımlayan ödüllü yazar Piercy, ‘Benim Hayatım, Benim Bedenim’ adını verdiği kitabında denemelerini, şiirlerini, anılarını, söyleşilerini, inişlerini çıkışlarını okurları için bir araya getiriyor.

Piercy, kişisel gelişim hikâyesinin yanı sıra, TV kültürünün artılarını eksilerini, bir yazarın hayatındaki ego danslarını, evsizleri ve ev kadınlarını, Allen Ginsberg’i ve Marilyn Monroe’yu, feminist ütopyaları, kurmacanın neden fizik olmadığını ve elbette ki şöhreti, seksi, parayı tartışıyor.

Kişisel olduğu kadar politik olan çalışma, okurlarını feminist ve politik aktivizmin derin kuyularına götürmesiyle dikkat çekiyor.

  • Künye: Marge Piercy – Benim Bedenim Benim Hayatım, çeviren: Elif Zeynep Yıldırım, Düşbaz Kitaplar, feminizm, 128 sayfa, 2021