Canan Koç ve Yıldırım Koç – Memur-Sen’in Sicili (2014)

İktidara yakınlığıyla bilinen Memur-Sen’in 1995 yılındaki kuruluşundan bugüne bir hikâyesi.

Memur-Sen’in AKP yandaşlığının, 12 Eylül darbesi sonrasında Türk-İş’in darbeci yandaşlığından daha pervasız olduğunu söyleyen yazarlar, bugün 800 bin üyeye sahip sendikanın AKP iktidarında hangi tavizlerle bu üye oranına ulaştığını araştırıyor.

  • Künye: Canan Koç ve Yıldırım Koç – Memur-Sen’in Sicili, Epos Yayınları

Kolektif – 2000’li Yıllarda Türkiye’de Sendikacılık: Zorluklar, Eğilimler, Olanaklar (2017)

AKP’nin iktidarında, Türkiye’de başka birçok alanda olduğu gibi, sendikacılık alanında da büyük dönüşüm ve değişimler yaşandı.

Bu dönemde iktidara yakın sendikalar, üye sayıları itibariyle tarihte görülmemiş oranlara ulaştı.

İşte, alanında uzman pek çok ismin katkıda bulunduğu bu kitap, 2000’li yıllarda Türkiye’de sendikal faaliyetlerin karşı karşıya kaldığı zorlukları ve yeni eğilimleri kayda alıyor, güçlü bir sendikal hareketin imkânlarını tartışıyor.

  • AKP döneminde artan anti-demokratik hareketler sendikal örgütlenmeyi nasıl sekteye uğrattı?
  • AKP, kendisine yakın sendikaların ortaya çıkmasına ve onların örgütlenmesine, gelişip serpilmesine ne gibi kolaylıklar tanıdı?
  • DİSK ve KESK başta olmak üzere, muhalif sendikalar bu dönemde nasıl engellendi ve bunun sonucunda nasıl kan kaybetti?

Kitap, bu ve bunun gibi akla gelebilecek birçok soruya yanıtlıyor, bu bağlamda sendikaların bu zorlu süreçten nasıl çıkabileceklerini tartışıyor.

Kitaba katkıda bulunan isimler ise şöyle: Abdullah Aysu, Aziz Çelik, Betül Urhan, M. Hakan Koçak, Özgür Müftüoğlu, Yıldırım Koç, Yüksel Akkaya, Cemal Yıldırım, Mahmut Konuk, Ömer Faruk Kök ve Veli Saçılık.

Künye: Kolektif – 2000’li Yıllarda Türkiye’de Sendikacılık: Zorluklar, Eğilimler, Olanaklar, derleyen: M. Serdar Kayaoğlu, Epos Yayınları, siyaset, 337 sayfa

Yaşar Ayaşlı – Türkiye’de Burjuva Devrimleri ve Liberal-Kemalist Tarih İdeolojisi (2014)

Türkiye’nin 1908 ve 1919-1923 burjuva devrimlerinin yeniden yorumu.

Militan sola yönelik yoğun eleştirilerle harmanlanan bir polemik kitabı.

Ayaşlı, Türkiye militan solunu, Liberalizme ve Kemalizme eklemlenmekten vazgeçmeye ve böylece doksan yıldır tartışılagelen bu sorunu çözmeye davet ediyor.

  • Künye: Yaşar Ayaşlı – Türkiye’de Burjuva Devrimleri ve Liberal-Kemalist Tarih İdeolojisi, Epos Yayınları

Canan Koç ve Yıldırım Koç – DİSK Tarihi (2008)

İki yazarlı ‘DİSK Tarihi’, Türkiye sendikal hareketin önemli kalelerinden Devrimci İşçi Sendikaları’nın 1967-1980 zaman aralığındaki duruşuna odaklanıyor.

1960’lı yılların başlarından itibaren dünyada ve Türkiye’de sendikacılık hareketinde meydana gelen gelişmeler ışığında, 1967 yılında DİSK’in kuruluşunu ve on üç yıllık çalışmalarını ele alan kitap, sendikanın tarihini 12 Eylül 1980’e kadar analiz ediyor.

İki yazarın 35 yılı aşkın bir süre işçi sınıfı ve işçi hareketiyle ilişkili olmalarının kitabın içeriğini zenginleştiren başlıca unsur olduğunu söyleyelim.

Çalışma, konuya tarafsız yaklaşması ve sol hareketin yakın tarihindeki önemli durakları analiz edebilmesiyle dikkat çekiyor.

  • Künye: Canan Koç ve Yıldırım Koç – DİSK Tarihi, Epos Yayınları, inceleme, 668 sayfa

Vural Cömert (der.) – Saraylardan Uzak Lezzetler (2014)

Evdeki nüfusu elde ne varsa, en iyi biçimde değerlendirerek en ekonomik biçimde doyurmayı amaçlayan Anadolu kadının kuşaklar boyunca aktardığı tarifler.

Henüz sarayların etler, soslar, baharatlar ve yağlarla “tatlandırmadığı”, fiyakasız, gösterişsiz, sade ama gayet besleyici yemekler.

Ötekilerin sofrasından lezzetler.

Künye: Vural Cömert (der.) – Saraylardan Uzak Lezzetler, Epos Yayınları, yemek, 152 sayfa

Oscar Wilde – Yalancılık Sanatı (2008)

Oscar Wilde’ın diyalog şeklinde kaleme aldığı ‘Yalancılık Sanatı’, ağırlıklı olarak estetik konusunu işleyen felsefe yazılarından oluşuyor.

Esere adını veren yazının yanı sıra, ‘Sanatçı Olarak Eleştirmen’ başlıklı bir yazının da bulunduğu kitap, Wilde’ın yergi-mizah üslubunun da iyi örneklerinden.

Wilde, “Çağımız edebiyatının büyük çoğunluğuyla gülünç derecede sıradan kalmasının başlıca nedenlerinden birini, hiç kuşkusuz, bir sanat, bir bilim ve bir toplumsal zevk olarak yalancılığın gerilemesi oluşturuyor. Kadim tarihçiler lezzetli kurgularını bize olgu biçiminde sunmuşlardı, günümüz romancıları ise karşımıza kurgu kılığında sıkıcı olguları çıkarıyorlar.” diyor.

  • Künye: Oscar Wilde – Yalancılık Sanatı, çeviren: Ercüment Özkaya, Epos Yayınları, deneme, 139 sayfa

Raphaël Liogier – İslamlaşma Efsanesi (2014)

Din sosyolojisi alanında çalışan Raphaël Liogier ‘İslamlaşma Efsanesi’nde, Batı’daki İslam korkusunu, İslam’ın Batı medeniyetini ele geçirmeyi amaçladığı efsanesini masaya yatırıyor.

Loidiger, Müslümanların Avrupalıların gözleri önünde nasıl olup da bir tehdide dönüştüğünü anlamak için, öncelikle bu efsanenin kökenine iniyor.

Yazar, Müslüman nüfusun kökten batılı olan halkları aşamalı olarak boğacak şekilde artacağı ve bunun İslam üzerine temelleneceği bir medeniyetle sonuçlanacağı gibi Batı toplumunda yoğun karşılık bulan tezleri tartışıyor ve Avrupalıların bu “Müslüman düşmana” mitine neden ihtiyaç duyduğunu araştırıyor.

  • Künye: Raphaël Liogier – İslamlaşma Efsanesi, çeviren: Hande Turan Abadan, Epos Yayınları, din sosyolojisi, 158 sayfa

Paul Valéry – Monsieur Teste (2017)

Daha çok şairliği ve deneme yazarlığıyla bilinen Paul Valéry’den usta işi bir tefekkür romanı.

Başkahramanı Monsieur Teste’in saplantılar ve çelişkilerle dolu zihninden yansıyanları hikâye eden bir modern klasik.

Monsieur Teste’in başkalarına çok garip gelen, fakat kendisinin çok doğal bulduğu fikirleri vardır.

Kahramanımız şimdi de, “Bir insanın ne yapabilir?” gibi yaman bir sorunu kafasına takmıştır.

Bu sorunun yanıtını arayan Teste, hayatının her anında bu fikrin detaylarına inecek, bu da kendisini adeta zihinsel bir çileci haline getirecektir.

Kitap, Valéry’nin kurmaca türünde de muhteşem eserler ortaya koyduğunun sağlam bir kanıtı.

  • Künye: Paul Valéry – Monsieur Teste, çeviren: Sevgi Türker-Terlemez, Epos Yayınları, roman, 136 sayfa

Duygu Hatıpoğlu ve M. Berkay Aydın – Bastır Ankaragücü (2007)

  • BASTIR ANKARAGÜCÜ, Duygu Hatıpoğlu ve M. Berkay Aydın, Epos Yayınları, futbol, 309 sayfa

bastir-ankaragucu

‘Bastır Ankaragücü’, kent, kimlik, endüstriyel futbol ve taraftarlık arasındaki ilişkiye odaklanan bir çalışma. Burada Ankaragücü taraftarından hareketle, bir kentin bir kulüple, günümüz dünyasının futbolla, endüstriyel futbolun taraftarla ve taraftarın hayatla ilişkisi anlatılıyor. Her iki yazar da kendini, çoğu zaman “serseri”, “barbar”, “vandal”, “psikopat”, “holigan” olarak tanımlanan taraftarın yanında konumlandırıyor. Kitabın birinci bölümü, Ankara’nın toplumsal yapısı ekseninde Ankaragücü kulübünün tarihine, ikinci bölümü, son zamanlarda gündeme gelen “endüstriyel futbol”u ve buna karşı taraftarın yaşadığı gerilime, üçüncü bölüm ise, Ankaragücü taraftarının tarihine yer veriyor.

Georges Sorel – Şiddet Üzerine Düşünceler (2013)

  • ŞİDDET ÜZERİNE DÜŞÜNCELER, Georges Sorel, çeviren: Anahid Hazaryan, Epos Yayınları, siyaset,  304 sayfa

SIDDET

Yeni bir baskıyla yayınlanan ‘Şiddet Üzerine Düşünceler’in, bilindiği gibi Mussolini’nin baş ucu kitabı olmasıyla kötü bir ünü var. Fakat aynı zamanda Troçki, Lenin ve Gramsci’yi de etkilemiş kitabında Georges Sorel, şiddetin, politika alanında ezilenlerin yararına genişletilmesi ve devletin güç-iktidar tekelinin kırılması bakımından işlevli olduğunu savunuyor. Demokrasiye karşı çıkan Sorel’e göre, Marksist antogonizma düşüncesi içinde kalabilmenin, onu yeniden üretebilmenin ve devletin gücünü yadsımanın yegane koşulu şiddettir ve modern dünyanın kurtuluşu için gereken yüksek ahlaki değerler şiddet üzerine inşa edilmelidir.