Judith Butler – Kim Korkar Toplumsal Cinsiyetten? (2025)

Judith Butler’ın ‘Kim Korkar Toplumsal Cinsiyetten?’ (Who’s Afraid of Gender?’) adlı eseri, yazarın cinsiyet ve toplumsal cinsiyet üzerine olan temel argümanlarını daha erişilebilir bir formatta sunduğu bir çalışma. Butler, bu kitabında, cinsiyetin biyolojik bir olgu olmaktan ziyade, toplumsal ve kültürel pratikler aracılığıyla inşa edilen bir performans olduğunu savunur. Ona göre, “cinsiyet” olarak algıladığımız şey, tekrar eden normlar ve söylemler aracılığıyla zaman içinde istikrara kavuşmuş bir dizi eylemdir. Bu performans, bireyler tarafından bilinçli bir şekilde seçilmese de toplumsal beklentiler ve normlar çerçevesinde sergilenir.

Butler, toplumsal cinsiyetin ikili (kadın/erkek) ve hiyerarşik yapısının sorgulanması gerektiğini vurgular. Bu ikili yapı, bireylerin kendilerini bu katı kategorilere hapsetmelerine ve toplumsal eşitsizliklerin sürmesine neden olur. Kitap, toplumsal cinsiyetin akışkan ve çeşitli olabileceğini, biyolojik cinsiyetle zorunlu bir bağlantısının olmadığını savunur. Butler, toplumsal cinsiyet kimliklerinin çoğulluğunu ve bu kimliklerin toplumsal normlara meydan okuma potansiyelini vurgular. Kitap, cinsiyetin performatif doğasını anlamak ve toplumsal cinsiyetle ilgili yerleşik varsayımları sorgulamak için önemli bir giriş niteliğinde.

  • Künye: Judith Butler – Kim Korkar Toplumsal Cinsiyetten?, çeviren: Ezgi Sarıtaş, Metis Yayınları, toplumsal cinsiyet çalışmaları, 320 sayfa, 2025

Ezgi Sarıtaş – Cinsel Normalliğin Kuruluşu (2020)

Osmanlı döneminde cinsel yaşam bugünkünden farklıydı.

Peki, nasıl oldu da geç Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerinde cinsel normallik algımız değişti?

Başka bir deyişle o dönemden itibaren, heteroseksüellik ve heteronormativite nasıl egemen cinsellik rejimi hale geldi?

Ezgi Sarıtaş’ın bu dikkat çekici çalışması, bize özgü cinsel modernliğin nasıl kurulduğunu heteronormatiflik kavramını merkeze alarak irdeliyor.

Sarıtaş’ın çalışması, iki temel argüman etrafında şekilleniyor.

Bunlardan ilki, yazarın cinsel modernlik dönemi olarak ele aldığı on dokuzuncu ve yirminci yüzyıllarda yaşanan heteronormalleşme sürecinin ancak erken modern dönemde yaşanan toplumsal, kültürel, politik ve erotik dönüşümler dikkate alındığında anlaşılabileceği.

İkincisi ise, heteronormatifliğin kendi ihlallerini üreterek işleyen yapısı nedeniyle, heteronormalleşmenin, nihai ve mutlak bir sonuca varmış bir süreç olarak incelenemeyeceği.

Sarıtaş çalışmasında, erken modern dönemden devralınan, erotik deneyimleri ve özdeşleşme kategorilerini idrak edilebilir kılan söylemlerin, yeni ve rakip söylemlerle nasıl bir arada işlediğini ve tutarsız ve istikrarsız öznellikler ürettiğini inceliyor.

Sarıtaş’ın bunu yaparken queer teoride heteroseksüel cinselliğin normal kabul edilmesi süreci üzerine üretilen zengin tartışmalardan yararlanması ise, çalışmayı queer teoriye ilgi duyanlar için de dikkat çekici kılıyor.

  • Künye: Ezgi Sarıtaş – Cinsel Normalliğin Kuruluşu: Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Heteronormatiflik ve İstikrarsızlıkları, Metis Yayınları, inceleme, 376 sayfa, 2020