“Bellek” genellikle tarihin eşanlamlısı olarak kullanılır, ama “tarih-aşırı” bir kategori halini alarak onu ele geçirme yönünde kendine özgü bir eğilim gösterir.
Böylece geçmişi, geleneksel olarak tarih diye adlandırılan disiplininkinden daha geniş ilmekli bir ağın içine alarak, bu geçmişe büyük ölçüde öznellik ve “yaşanmışlık” dozu katar.
Bellek günümüzde Batı toplumlarının kamusal uzamını istila etmiş halde.
En azından Enzo Traverso, böyle düşünüyor.
Traverso bu incelemesinde, bellek ve tarih algımızdaki dönüşümü kayda alıyor.
Geçmişin, şimdiki zamana eşlik ettiğini ve medyanın fazlaca abarttığı, kamusal güçlerin genellikle keyiflerince yönettiği bir “bellek” olarak şimdiki zamanın kolektif imgelemine kök saldığını belirten Traverso, belleğin, “anma takıntısı”na dönüştüğünü ve “bellek mekânları”nın değer kazanmasının, hatta kutsallaştırılmasının gerçek bir “yer tapınması” halini aldığını savunuyor.
Traverso, bundan böyle artık her şeyin bellek oluşturmak anlamına geldiğini ve geçmişin; kültürel duyarlılıklara, etik sorgulamalara ve şimdiki zamanın politik gereklerine göre ayaklanıp yeniden yorumlandıktan sonra kolektif belleğe dönüştüğünü ifade ediyor.
Yazara göre, tarihsel alanlar reklam stratejileriyle kitlelerin beğenisine hitap eden, düzenlenmiş ziyaret yerlerine ve müzelere dönüştürülmüş ve böylece “bellek turizmi” şekillenmiştir.
Kitap, tarih ile bellek arasındaki ilişkileri araştırmayı ve geçmişin kamusal kullanımlarının bazı veçhelerini tahlil etmesiyle dikkat çekiyor.
- Künye: Enzo Traverso – Geçmişi Kullanma Kılavuzu: Tarih, Bellek, Politika, çeviren: Işık Ergüden, İletişim Yayınları, tarih, 136 sayfa, 2019

